sonunun nasıl bağlanacağını bilmediğim bir güne uykusuz girmek... en uzun gece!
gözümde muhtemelen yaşlar midemde kocaman bir ağrı. ağlarken kendi kendime konuşup daha çok hıçkıracağım. ve stresin getirdiği bir titreme, sıtmadan beter.
yardım diliyorum yaratandan...
bu gecenin sessiz bekleyişi yarından daha zor.
umarım yarın gece bu saatler benim isteklerime ulaşmanın verdiği huzurla kapanır. çünkü uzun zamandır uykuya hasretim.
uzun gecenin tik takları içinde günü bekliyorum, sancılıyım. titrer parmaklarım *
Denemeden bilemezsin ki
Sebepsiz gidemezsin ki
Duyamazsın duyduklarımı
Sırtım dönük göremezsin ki
Anlamadan bilemezsin ki
Dinlemeden çözemezsin ki
Tutamazsın çığlıklarımı
Yanlışları silemezsin ki
Bu en uzun gece
Bu en ağır saat
Bu en umutsuz an
Korkusuzum
Bu en hüzünlü an
Beklentiler yasak
Bu en zamansız an
Sorumsuzum
Ne hesap var
Ne kitap
Yalnızlık var
Yolcuyuz
Ne yük var ne duvar
Yaşadığım kâr kuşkusuz
Yana yana söndüm yıllar
Büyü büyü büyümeye mecbursun
Yürü yürü bitmez yollar
Sora sora binbir cevap bulursun
Dolu dolu dolgun yıllar
Büyü büyü büyümeye mecbursun
Yürü yürü bitmez yollar
Güle güle demeye mecbursun
orjinal ismi winter solstice olan, 2004 yılında jashua sternfeld tarafından çekilen. anthony lapaglia,aaron stanford, allison janney baş rolerini canlandırdığı amerikan bağımsız yaptımı. annelerinin ölümünden sonra dağılmaya yüz tutmuş bir aile, evlerinin yakınına taşınan komşu bu ailenin hayatına küçük dokunuşlar yapacaktır. sakin bir zaman geçirmek isteyenlere önerilebilen bir filmdir.
Ahmet Altan'ın *kitabıdır. Yıllar önce tarih dersinde sıra altından okurken kitap bittiğinde ben bi ağlamaya başladıysam hüngür hüngür.. O sırada kurtuluş savaşından bahseden hoca yüzüme bakarken "Kahrolsun Yunanlar" deyip ağlayarak dışarı çıkmıştım.
insanda acı çekmek isteği uyanınca okunması gereken kitaptır.Eski sevgilide kaldığı için geri istesem mi yoksa yenisini mi alsam ikilemine düşürür insanı.
ahmet altan'ın "ooo 300 sayfa olmuş bea, yeter bu kadar" diyerek hızlı bir final yaptığı izlenimini veren kitap. saçmasapan bitirilmiş bir son* ve gereksiz yere birçok yerde yapılan dağ-bayır-ova betimlemeleri dışında, okuması oldukça keyifli; hastalıklı bir aşkın öyküsü.
ahmet altan' ın güzel kitaplarından biri. leopold' u anlayamamı$tık önce,"kadınlar ve erkekler orospudur" dediğinde. selim' in fahrünisa' yla ve asistan kızla yatması, ardından yelda' nın da taner ile aynı haltı yemesi doğruladı leopold' ün dü$üncesini. haklıymı$sın leopold.
iyi bir a$k ya$ayabilirdi leopold ve yelda, evet.
kitap vardır anlatır, kitap vardır yaşatır, kitap vardır ağlatır... işte bu kitapta bunların hepsini en yoğun şekilde bulabilirsiniz. okurken, hissedip de kelimelere dökemediğiniz duygularınızla karşı karşıya kalacaksınız.
okuduğum en boktan aşk romanı.bir daha ahmet altan okumayacağımın belgesi olmuştur. sevdiği insanı unutmak için başkasıyla defalarca yatan insanları gördükten sonra içimde yazara karşı bütün saygımı kaybettirmiştir.
ahmet altan'ın baş karakterinin içindeki aşkı farketmesi için aşık olduğu adamı aldatmasını yazdığı kitaptır, güzeldir.
ayrıca "en uzun gece" başlığını okuyunca bir dize geldi aklıma;
"...bundan böyle takvimlerdeki en uzun gece 21 aralık deği, senin bana gelmediğin gecedir..." *
hayatında herkesten ve herşeyden fazla sevdiği erkekten kaçarak güneydoğu'nun dağlarında uluslararası bi araştırma grubuna katılan bir kadın.
bir daha hiç kimseyi o kadını sevdiği gibi sevemeyeceğini bilmesine rağmen ruhundaki zaafları saklamak için yaptığı vahşice hatalarla karşısındakini yaralayan bir adam.
gerçek aşkın korkunç ağırlığını taşıyamayarak bir köprü gibi çöküp iki kıyısında iki insanı çaresiz bırakan bir ilişli.
affetmelerine izin vermediği için kendi hafızalarından bile nefret etmelerine rağmen affetmeyi beceremeyen insanların içine hapsoldukları bir yalnızlık.
iki insanın bütün zekalarını kullanarak öldürmek için uğraştıkları ve her yediği darbeyle biraz daha hastalanarak güçlenen bir tutku.
kutsal mezopotamya ovasının eteklerinde yükselen dağlarda süren tehditkar bir hayat.
bu iki insanın yaşadıklarını izleyen herkesin sorduğu bir soru:
"hayatım boyunca beni böyle seven biri oldu mu?"