daha dün fatih altaylı kendisine cemaatlerle ilgili bir yazı dizisi hazırlama talimatı verdiğinde "ben bu tarikatlardan tiksiniyorum, hiç girmesem bu konulara" diyebilecek kadar konudan uzak olmasına ve efendilerinin iplerini sıkı sıkı tuttuğu başbakan ile yemeğe giderken bile ayık gezdiği görülmeyecek kadar alkol düşkünü olmasına rağmen, bugün sırf suyunu ve mamasını cemaatin yayın organı olan sabah gazetesi veriyor diye, cemaate yaranmak için insanlık onurunu da ayaklar altına alan iri yarı piyoncuk. bugün de kendisi tokat'taki saldırıyı pkk'nın yarım yamalak da olsa üstlendiğini yazmış. yani kendi aklınca demiş ki "ben bu işi pkk'nın yaptığına inanmıyorum, bu iş ergenekon'un işi". biz bu adamı düzeltmekten bıktık, kendisi ilkokul düzeyindeki bilgisiyle sözde yazılar öğürmekten bıkmadı. gencecik fidanları toprağa verdiğimiz bir saldırı hakkında bile böyle şeyler öğürebilen birine ne denebilir ki?
(bkz: ben sana yazar olamazsın demedim)
bu adamların artık utanmasıda kalmadı.
akp'ya yalakalık olsun diye ne kadar saçmalayıp, apo ve pkk edebiyatı yapacaklar çok merak ediyorum.
gerçi akp ne ki onların piyon yazarlar birşey olsun. http://www.sabah.com.tr/Y..._hapsi_gercek_mi_hayal_mi yazısında şunu demiş;
başlık şu; " Öcalan'a 'ev hapsi': Gerçek mi, hayal mi? "
ve yazıda şu ifadeler var;
" Paranoya mı muhalefetinki?
Elbette değil. Başta CHP ve MHP olmak üzere, 'Açılım'ı engellemek için ittifak yapmış olup savaşın devamını isteyen kesimler, "ev hapsinin" ciddi bir olasılık olduğunu biliyor.
Daha da önemlisi: Uygun bir pazarlık sonucu (örneğin siyaset yapma güvencesi) bugün Apo eve çıkarılırsa... Yarın ortada PKK diye bir örgütün kalmayacağının da farkındalar.
Bu da onları dehşete düşürüyor:
"Nasıl yani? Artık şehit cenazeleri gelmeyecek mi? O zaman biz neyi kullanarak oy kazanacağız? Savaş harcamaları yapılmayacaksa, nereden nemalanacağız?"
pes artık.
ifadeler dikkat ederseniz aynen ve nerede ise tayyip'in ifadesi.
ve böylece bu kişilerin tek merkezden yönetildiğinin, abd piyonu olduğununda bir kanıtı ortaya çıkıyor sanki.
ama hepsini geçtim sözüm ona bu namuslu!! ve şerefli!! türk vatandaşlarının apo denen katil itin ev hapsine tepki göstermeleri gerelirken; bu akp yalakası zihniyet tam tersi ev hapsine çıksın, bakın barış gelecek havası estirip; buna tepki gösterenleri savaş istiyor gibi gösteriyor.
cidden korkunç.
klasik akp zekasına sahip insan. http://www.sabah.com.tr/Y...vicdani_rahat_olabilir_mi şu yazısı ile beni güldürmüş ve ona ilk acımama neden olmuş yazarımsı.
anayasa mahkemesini eleştircem diye nazi almanyasındaki soykırımı bahis ederek, kıyas edecek kadar iyicene uçan yazar.
pardon yazar dedik; akp kalemi.
türk bayrağı üstünde atatürk resmi olan bayraklar için " ergenekon bayrağı " diyerek bir insanın ne kadar sayılmış olabileceğini ve bu satılmışlığın hiç bir surette sınırı olmadığını bize kanıtlayan yazar.
eski pornocu, yeni liberal entelektüel(!) bir vakitler elinde mezura santim santim tarrak boyu ölçüp "en büyük dalga kimin yarışması" düzenlemişliği vardır bu şişkonun. gerisini siz düşünün! bu mezuracı zincirleri ile bağlanmış patronuna ve gücünü aldığı siyasi otoriteye...
Madde 216 - (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
isviçre çakısını eliyle tabiri çok güzeldir bu abimizin. ayık gezdiği de nadirdir zaten. zira ayık kafayla o yazıları yazıyor olabilmesi için insan olmaması lazım.
"oportünist" kelimesinin tam karşılığıdır. örnek olarak üniversitelerde okutulabilir. bir insanın, çıkar için "haşırt" dönmesinin en güzel ve en acı örneğidir. tutar da, yarın öbürgün ülkede komünist devrim olsa, ikinci gün yakası kürklü gocuk ve stalin bıyığıyla "yaşasın devrim" diye yazılar yazabilecek insan.
(bkz: allah ıslah etsin)
marmara üniversitesi öğrencilerinden mücahit eker, ' türkiye'de askeri darbeler ve medya' başlıklı tezi için arşivde çalışırken, 6 mart 1997 tarihli hürriyet'te, dönemin genelkurmay başkanı org. ismail hakkı karadayı'nın "türk basını ile iftihar ediyoruz" dediği bir demece rastlamış.
karadayı, refahyol hükümeti'ne saldıran gazetecilere övgüler yağdırdıktan sonra bakın ne demiş:
"gazeteleri daha ayrıntılı okuyabilmek için her sabah yarım saat erken kalkıyorum. gazeteleri evde okuyorum. her sabah, bir saatimi basına ayırıyorum. daha sonra makama gittiğimde de basın subayımızla yine gazetelerin üzerinden gidiyoruz. çok istifade ediyorum." ( aktaran: alper görmüş, taraf, 13 mart )
peki, aynı karadayı geçen gün, taha akyol'a gönderdiği mektupta ne yazmıştı?
aynen şöyle: "hiçbir zaman yazarlarla ilgili mevzularla alakadar olmadım. önüme gelen basın özetlerini bile okuyacak vaktim olmuyordu." ( milliyet, 4 mart )
karadayı'nın bu lafları için ' inanan var mı' diye burada boşuna sormadık herhalde! ( 5 mart )
--spoiler--