bugün

GIYASETTiN ABi,MOĞOL SOYUNDAN GELMiYOR ,YAPILANMA DA MOĞOL DEVLET VE ORDU SiSTEMiNi BENiMSEDiĞi iÇiN ÖYLE BiLiNiR ,TiMUR TÜRK'TÜR .
MAALESEF MOGOL GELENEKLERiNE SADIKTI VE KIYIMI SEVERDi.

TÜRK OLUP DA KIYIM DOĞRUSUNU YAZALIM KATLiAM YAPAN TEK TÜRK YÖNETiCiSiDiR.
AÇIN TARiHE BAKIN TÜRKÜ SOYDA KATLiAM-KIYIM GELENEĞi YOKTUR.

TYÜRKU BODUN DOĞAYA TAPAN BiR iNANIŞTAN GELiYOR,MOĞOL VE HUNLARDA GÖK TENRi DiNiNi BENiMSEMiŞ OLSALARDA DAHA DEĞiŞLiK RiTÜELLERi VAR.

TÜRKÜLERDE KAPALI TAPINAK YOKTUR ,SUNU-KURBAN YOKTURN YANi ŞiDDETi REDDEDER.

ŞiMDi ŞU VAR SAVAŞÇI-ASKER IRK DiYE UYDURUYORLAR HANGi IRK SAVAŞÇI DEĞiL HEMDE O DÖNEMDE.
HiÇ UZAĞA GiTMEYiN ANADOLU'YA BAKIN HANGi BEYLiKTE ŞiDDET ÖN PLANDA OLMUŞ .

OSMANLI'DA Ki KATLiAMCILAR HEP DEVŞiRME DÖNME SOYUNDANDI.

YÜRÜKLERE BAKIN TOROSLARIN ÜZERiNDEN YALOVA DAĞLARINA KADAR YAŞIYORLAR 1000 YILDIR DÜNYADA Ki EN MEDENi TOPLULUKLARDAN BiRiDiR YÖRÜKLER.
MEDENiYET iNSANLIK iÇERiR ŞiDDET DEĞiL.
Sevip sevmeme meselesi değil; ama hakikaten Yavuz Sultan Selim kadar angut işler yapmıştır. Madem o kadar güçlüsün, ne halt etmeye kendi dininden ve milletinden biriyle Sidik yarıştırıyorsun ki? Çok da matah iş yapmamıştır. Tıpkı Yavuz gibi...
soyumun bir kısmının kendisinin komutanlarından birine dayanan ulu önder.

eğer ölmeseydi ve büyük çin seferine çıksaydı belki de dünya tarihinin en büyük savaşlarından biri olacaktı. bir tarafta siyasal bütünlüğü sağlamış ming hanedanı, bir tarafta batıyı halletmiş ve tüm gücüyle gelen timur.

Düşüncesi bile heyecanlı.
“Arap için ağlayan çok Türk gördüm.
Türk için ağlayan Arap görmedim.”

Kutlu tinin şad mekanın uçmağ olsun, yenilgisiz türk hükümdarı...
büyük Bahadırdır lakin türk devletlerini birleştirmek adına saldırması iyi sonuçlar doğurdu mu tartışılır. hayatının çoğu Türklerle mücadele içinde geçmiş.

esas hedefi büyük turan'ı kurup Çin'i fethetmekti ama turan'ı kurduktan sonra hastalandı ve vefat etti. kendinden sonrakiler ona yaklaşamadı.
Yıldırım Beyazıt'a sağlam racon kesmiştir.
bilgili olupta bu bilgilerine genel bakamayan insanlar detayda boğulur.
türk kelimesinin farklı dillerdeki anlamlarını sanki farklı boymuş gibi algılamak buna bir örnektir.
türkmen, türk ün arapçada kullanılan karşılıklarından biridir.
keza terekeme de öyle.
hele ki yörük kelimesini gene bir boy, ayrı bir grup olarak dülmek yanlışın en büyüğüdür.
almanında yörüğü olur, fransızın da.
yörük konar göçer, yürür anlamındadır.
farklı bir boy veya grup değildir.
hele ki bu farklı boylardan birine ait olduğunu belirtip diğer türkleri ayırmak, hırpalamak itelemek anormaldir.

ayrıca, türklüğün genlerle falan alakası yoktur.
genler ilk ortaya çıkışta etkilidir.
hani 1000 kişilik, 2000 kişilik gruplarda, insanların davranışları birbirine benzer ve birlikte yaşamaya başlarlar.
kimi savaşcı olur kimi tarımcı, hayvancı.
büyüyüp koca bir millet olduktan sonra önemli olan o kültür içinde yetişmiş olmaktır.
artık, her türk savaşcı değil, her türk atı sevmiyor, ok atmıyor.
gen işini bi tarafa bırakmak lazım.
neden?
bir alman çocğunu doğar doğmaz türk aile yetiştirsin, alman gibi mi davranı türk gibi mi?
aynı şekilde, bir türk çocuğunu alman bir aile yetiştirsin.
türk gibi mi davranır?
beyler, bayanlar kendisine türk diyen herkes türktür.
daha ilerisi türk kültürü ile yetişmiş herkes türktür, ta ki kendisi türk değilim diyene kadar.
gen men işi faso fiso
Kendi dönemine göre seveni kadar sevmeyeni de olan efsane bir Türk hükümdarıdır.
Stalin zamanında Mezarı açılmıştır ve sovyetler birliği çöküşe geçmiştir.

Türklere verdiği zarar sebebiyle Benim de Pek sıcak bakamadığım komutandır. Moğol soyundan gelir. Ne kadar savaş kazansa da esas gayesi olan çin'i fethetme arzusunu gerçekleştiremeden hastalanıp ölmüştür.
mezarı çoktan açıldı sanırım.. bir şey de olmadı... ruslar bayağı bir talan ettiler, 60'larda...

zeki olabilir, iyi bir komutan da olabilir.. fakat vicdan, insanlık, saygı, sevgi gibi kavramlardan nasibini almadığını düşünüyorum.
En sevdiğim türk hükümdarıdır. Osmanlı padişahlarına bin basar. Onların yıllar süren uğraşları sonucu büyüttükleri devleti kendisi büyütmüştü ve kendisi alimlere bilim insanlarına önem vermiştir.. Zalimdir gaddardır ama adam gibi adamdır. Benim ismimi taşır adaşımdır..
pertev naili boratav, nasreddin hoca fıkraları kitabından:

hoca, sivrihisar ahalisi ile birlikte moğollar'ın önünde, batıya, akşehir'e kaçmaktadır. bir çekşme başında su tedariğini gören ahali bunalmış, moğol'a lanet okumaktadır. nasreddin hoca bayrağı eline alır, moğollar şöyle katil, böyle kafirdir, islam kanı dönerler, aslıda korkaktırlar ki, günahsız kadın ve çocukları öldürürler, hamiyet sahibi değildirler; diye sallar da sallar..

çeşmede su içen, baştan aşağı siyahlar giyili ve başında demirden bir taç olan yiğit dikilir, koca korkar... adam başlar:
- siz moğollar'a hamiyet sahibi değil ve kafir dersiniz ama onlar atadan dededen müslüman'dır, osmanlı erlerinin ise yarısı kafir ve dönmedir. korkaklık hususunda da, kadın meşrepli osmanlı erlerine benzemez; diye salladıkça sallar (kitap bende mevcut, ifadeler böyle).
hoca kısık bir sesle;
- yiğidim dur hele, sen hangi bağın gülüsün?, der
adam;
- semerkand..., der
- adını da bağışla yiğidim; der.
- temür'dür; der.
hoca ahaliye döner;
- ey ümmet-i muhammed, benim niyetime, buyrun cenaze namazına, der.

nasreddin hoca ertuğrul gazi zamanında, timur ise 1405'te hayatını kaybeder. peki bu fıkralar neden üretilmiştir?

başka bir moğol istilacısı ve başka bir nasreddin gerçekten de karşılaşmış; gerçekten de o nasreddin, o moğol'un iltifatına mazhar olmuştur da, ondan..

13. yy'ın çok önemli bir bilimadamı olan nasreddin tusi, çalışmalarından birini takdim etmek üzere bağdat halifesi mustasım'a gider.. birlikte dicle nehri'nin kıyısına otururlar ve halife, kitaptan okuduğu sayfaları tek tek nehre atar, nasreddin tusi'ye dönerek; "bu değersiz metinler yerine keşke bana bir öküz getirseydin" der. tusi, kitabını alır ve oradan ayrılır.

bu esnada; iran merkezli ilhanlılar'ın, pagan adetlerine göre; yani en sevdiği atları, hizmetkarları, cariyeleri, kılıçları ile gömülen son hükümdarı olan hülagü; henüz şiiler üzerine mi, yoksa sünniler üzerine mi sefer yapacağına karar verememiştir. bir dip not verelim, cengiz han torunu koskoca hülagü salak mı da, nereye saldıracağına karar veremiyor: mısır'daki fatımiler, büveyhiler, şunlar bunlar şii, hicaz'ın önemli bir kısmı ve bağdat civarı sünni, anadolu'nun halkı karışık ama yönetimi sünni'dir. kararsızlık, hangi coğrafyaları hedef alarak, arkadan baskın yemeyeceği gibi nedenlerden ileri gelmektedir.

nasreddin tusi, bir biçimde hülagü'nün hizmetine girer, vezirliğe getirilir ve bu kararsızlıkta moğollar'ı sünniler'i vurmaya ikna eder. hülagü bağdat önüne gelir, halife mustasım allah'ın kendilerini kafirlere karşı koruyacağından ve bağdat surlarının gereken kalınlığa sahip olmasından fazlaca emindir, hülagü'ye kibirli bir mektup yazar, hülagü şehre girer, mustasım'ı bir yükselti (tepecik) üzerine yerleştirilen tahtına oturtup bağlar, bağdat katliamını seyrettirir, 9 oğlundan 8'ini kan dökmeden öldürür. bu aşamada nasreddin tusi halifeye, "nasıl, sana getirdiğim öküzü beğendin mi?" der, sonrasında halife, kanı akmaması için kalın keçelere sarılır ve atlara çiğnetilerek öldürülür.

araplar hep, bağdat katliamında dinsiz ve cahil moğollar2ın güzelim bağdat kütüphanesini yok ettiğini ve dicle nehri'nin mürekkepten simsiyah aktığını anlatır.. lükkiyen yalan... nasreddin tusi savaş ganimeti olarak kütüphaneyi şahsi malı olmak üzere alır, torunları dahi bu kütüphanenin eserleri ile kıymetli çalışmalar yapar. bu torunlardan uluğ bey'in doğancıbaşısının oğlu olan ali kuşçu, tusi'nin yıkılmasına neden olduğu anadolu'ya gelerek, fatih sultan mehmet'in emrinde ilmi çalışmalarına devam eder. 1474'te istanbul'da ölen ali kuşçu'nun adı; güneş cisimlerinin hareketlerini çok hassas bir biçimde tespit etmeye yarayan "zic cetveli" adlı eseri ve ay haritasını çıkarması nedeniyle aydaki bir bölgeye verilir.
(bkz: timurlu rönesansı)
Nam-i diğer "sahip kıran" muhteşem bir deha.
tarihin gördüğü en büyük hükümdarlardan biridir.

evde ne zaman tarih konusu açılsa babam adını mutlaka zikreder. nedendir bilmiyorum çok seviyor bu adamı.
Sahib kıran.
(bkz: timur a giden anadolu beyi tebdili kıyafetleri)
Ölümünden sonra imparatorluğu devam etseydi çin'den tüm avrupa'ya kadar her yerin hakimi olurlardı ama tutunamadılar.

Osmanlı bile 600 yıl ayakta kaldı. Bunlar timur'un ölümünden sonra 100 yıl bile ayakta kalamadılar.

Severiz timur'u. Gelmiş geçmiş en büyük türk liderlerinin başında gelir. Keşke imparatorluğu devam etseydi. Belki o zaman dünya tarihi ve günümüz dünyası daha farklı olurdu.
Sultan yıldırım Beyazıt'a yalvarmış ancak söz dinletememiştir. Konu savaşmamaktı ancak ezip geçmiştir
moğol tarihine mal olmuş, moğol komutan.

türk değildir.
Çok dinci hoplatmış büyük hakan.

Hele Yezid piçinin mezarını 7 kat kazdırıp denize dökmesi içimizin yağlarını eritmiştir.
Siyasal islamcılar bu yüzden sevmez fikir babalarına haddini bildirdiği için.
ufukların sultanıdır, adamdır, karşı geleni madam eder.
kesinlikle türk değildir.

--spoiler--
Barlas boyu Orta Asya'dan gelmiş bir Türk kavmidir. O dönemde Barlas boyu Çağatay Hanlığı'na bağlıydı. Timur aslen Moğol'dur. Moğollar ise Cengiz Han'dan üç kuşak sonra Müslümanlaşıp Türklerle karıştı.

--spoiler--

kapı gibi belgemiz : https://www.timeturk.com/timur/biyografi-781858
tarihi kadir mısırpüskülü'nden öğrenmeye çalışan muaviyeci iblislerin sevmediği türk hakanı...

bu muaviyeci pislikler emir timur'un sürekli müslüman ve türklerle savaştıklarını ve islam düşmanı olduğunu söylerler.

timur'un yıldırım'a işkence ettiğini, o'nu kafeslerde dolaştırdığını söylerler.

hepsi yalanlar ve palavralardan ibarettir.
emir timur'a iftira atarak türk'ün özüne düşmanlığı körüklemek ana hedeftir.

oysa ki emir timur da bir müslümandır.
ve müslümanlığa en büyük kötülüğü yapan muaviye ve oğlu yezit'in mezarlarını yıktırmış, yezit'in kemiklerini çıkartarak türkmen atlarına çiğnetip kırdırmış ve akabinde yaktırmıştır.

işte kadir mısırpüskülü fanı olan muaviye dini mensuplarının emir timur'a olan nefretinin sebebi budur.

gelelim, yıldırım'ı kafesle dolaştırıp işkence ettiği yalanına...

bu yalanın kaynağı, venedikli ressam andrea celesti'nin 1700 tarihli "tamerlan und bajazet" tablosudur.
görsel

tabloda ankara savaşı sonrasında esir edilen yıldırım bayezid bir kafeste resmedilmiş.
sultanın sırp kökenli eşi olivera despina, rivayete göre yarı çıplak halde timur'a servise, hizmet etmeye zorlanmıştır. bu tablo bu anı anlatmaktadır.

işte "timur, yıldırım'ı kafesle dolaştırdı" hatta, "timur, yıldırım'ın eşine tecavüz etti" gibi çirkin iddiaların sebebi bu tablodur.

söz konusu tabloyu yapan ressam, türk düşmanlığını adeta tuvale aktarmış, sanat vasıtasıyla yüzyıllar boyu sürecek nefret tohumlarının ekilmesine sebep olmuştur.

oysa ki timur, yıldırım'a zulmetmemiş, ona kötü davranmamıştır.
hatta timur'un yıldırım'ı yanına alma sebebi osmanlı hanedanını yok olomaktan kurtarmaktır.

evet, timur osmanlı'yı yok olmaktan kurtarmıştır, zira ortada osmanlı'nın görmezden geldiği bir beka sorunu vardır.

o beka sorunu da yıldırım'ın kayınbiraderi olan sırp despotu stefan lazarevic'tir.

stefan lazarevic, bir sırp milli kahramanıdır.
aynı zamanda da fatih sultan mehmet'in dedesinin babasıdır...

evet, stefan lazarevic her ne kadar yıldırım beyazıt'ın kaynı ve müttefiki olsa da, emelleri farklıydı.
yıldırım ile olan akrabalık bağına istinaden osmanlı tahtını ele geçirmek ve devleti yönetmek ana hedefiydi.

işte anadolu'ya giren emir timur'a karşı da bu yüzden koştura koştura eniştesine yardıma gelmişti.

dile kolay, stefan lazarevic ankara savaşına tam 20.000 kişilik bir sırp ordusu ile iştirak etmişti.

her neyse.
1402 yılında ankara savaşı başlar ve osmanlı ordusu emir timur karşısında kaçınılmaz bir bozguna uğrar.
koskoca devlet-i ali osmaniye'nin ordusunda bozulmayan tek unsur işte bu stefan lazarevic'in komutasındaki sırp birlikleriydi.
savaşın sonuna kadar da yıldırım'ın yanında kaldılar üstelik.

fakat bu durum emir timur'un hoşuna gitmemişti.
emir timur'un yanında bulunan bursa'da bulunmuş bir horasanlı eren'in sağladığı istihbarat gösteriyordu ki sırplar yıldırım'ı ele geçirip osmanlı hanedanına çökmek niyetindeydi.

şüphesiz ki böyle bir son timur'un istemediği bir şeydi.
zira onun niyeti osmanlı'yı yıkmak değil, osmanlı'nın bekasını sağlayıp batı sınırlarını güvence altına almak ve yeniden doğuya yönelmekti.

işte bu yüzden yıldırım'ın ve şehzadelerin ele geçirilmesi osmanlı'nın devamı için zaruri hal almıştı.

emir timur anadolu türklüğünün bekası için çok önemli olan bu vazifenin hal'ini derhal muzaffer komutanı issen buga'ya iletti ve issen buga osmanlı ordusunun merkezine saldırarak yıldırım'ın etrafındaki lazarevic kuvvetlerini dağıttı ve yıldırım beyazıt'ı sağ salim ele geçirdi.
issen buga'nın darbesi ile dağılan sırp kuvvetleri ancak meriç nehri kenarında bir araya gelebildi ve sırbistan'a geri döndüler.

işte timur'un yıldırım'ı ele geçirip yanına almasındaki gerçek sebep budur.
timur osmanlının sırp kontrolüne geçmesini önlemiştir.

ha bir de son olarak sürekli türklerle, müslümanlarla savaştı diyen sığırlara şunu sormak istiyorum; izmir'i kim fethetti?

emir timur izmir'i kimlerden aldı? bir bakın bakalım tarihe...

yahut, hindistan'da, çin'de, tibet'te kimlerle savaştı bu adam? müslümanlarla mı?
hindistan'ı yüzlerce yıl hakimiyet altında tutan babürler timur'un soyundan değil miydi?

#tarih
Ulu Hakan götü başı ayrı oynayan kim varsa dize getirdi.