burda muhim olan balık ekmek yemek değildir. ortamın güzelliğinin zihinde kalıcı olması için pekiştirici eylemlerde bulunmak balık ekmek sigara cay falan filan..
Dedemin babasının bulduğu bir olaydır. Sonra nesilden nesile istanbul'un simgesi olmuştur. ilk defa sadece kömürlü ocakda insanlara servis yapılmıştır. şu an bulunan 3 kayıktan 2'si bizim köylüler tarafından işletilmektedir. 1 kayık ise eminönün'deki ülkücü tayfanın elindedir. Çalışanların çoğu yövmiyecidir. Irk ayrımı yapmam ama orayı da kürtler ele almaya başlamıştır. Günde her bir hisse sahibi yani asıl mal sahibi olanın cebine ortalama bin lira gibi bir para kalmaktadır. Yaz aylarında günlük 3 bin liraya kadar varır bu miktar.
Parasını almadan balığı uzatmazlar efenim.
Takılın bana her gittiğimde beleş yerim size de ısmarlarım.
boğaza kılçık batmasıyla ölebilirsiniz. bu yüzden ölüm riski olduğundan, yerken vücut adrenalin pompalar. bazen avrupalılar burada ekstrem spor olarak balık yer.
Yediğinizden bir halt anlamazsınız. Hem balıkta tat yoktur hem de denildiği gibi balıktan çok kılçık yersiniz. Nasıl hala bu kadar meşhur olabiliyor şaşırıyorum doğrusu.
aslında orada pişmeyen balıktır. yani o sandallarda gördüğünüz balıkların hepsi aslında aynı yerde pişiyor. sonra ayrılıyorlar. adam da size vermeden önce yalandan pişiriyor. ve siz de ay çok güzel diyorsunuz. oysa o balık dünden kalma.
istanbul hakkında sorularınız varsa sorun cevaplayayım. seceresini bilirim amına kodumun şehrinin.