murat aksu'nun başkan seçilmesi dahilinde beşiktaş cola turka ile birleşmesi için teklif sunacağı kulüp.
efes pilsen kulübü başkanı tuncay özilhan'ın beşiktaş taraftarı olması da bu birleşmeyi son derece olası kılıyor.
turgay demirel'in şu açıklamalarıyla başı ağrımaya devam edecek takımdır.
(#7168578)
hakkında salsa basket sitesinde yapılan yorumlar ise çok ilginç.
turgay demirel'in takımdan ayrılan mihalis kakiouzis ile konuştuğunu ve bu sayede bilgi edindiğini iddia ediyorlar.
SON 4 yılda bira satış noktası sayısının 17 bin adet azaldığını açıklayan Efes Pilsen Genel Müdürü, nedenleri şöyle sıraladı:
* Satış noktaları ruhsat almakta, ruhsat yenilemekte zorlanıyor.
* Bira satış noktası açmaya niyetli olan insanlar kiralık yer bulamıyor, bira satmak isteyenler mahalle baskısı yaşıyor.
* Türkiye'de biranın satış fiyatının yüzde 52'si vergiye gidiyor.
Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, Türkiye'deki hedeflerinin pazarı büyütmek olduğunu belirterek, son 4 yılda 17 bin satış noktasının kapandığını ya da bira satışından vazgeçtiğini söyledi.
Efes Rusya'da 9 yıl başarılı çalışmalar yaptıktan sonra, Türkiye'ye dönerek Ocak ayında Efes Türkiye Genel Müdürü olan Tuğrul Ağırbaş, Efes Pilsen'in 17 ilde yürüttüğü Gelecek Turizmde projesi için Şanlıurfa'daki sertifika törenine katıldı. Urfa'da Tuğrul Ağırbaş'la sektörü konuşma fırsatı bulduk.
% 52' ÖTV ve KDV
Gelelim Ağırbaş'la sohbete... Tuğrul Ağırbaş, Efes'in Rusya'daki başarılı operasyonlarının da mimarı. Rusya ve Türkiye'yi şöyle karşılaştırıyor: Türkiye'de 2010 yılı zor bir yıl olacak. 2009'da birada yüzde 45'lik ÖTV artışı oldu. Biranın raf fiyatının yüzde 52'si ÖTV ve KDV. 2010'da Türkiye'de büyük yatırım düşünmüyoruz. Yurtdışındaki fırsatları değerlendirmeyi planlıyoruz.
2009'da Avrupa'da Efes beşinci, dünyada onüçüncü en çok satan bira markası. Ağırbaş da altını çizerek söylüyor, Türkiye bira pazarının bir buçuk katı büyüklüğünde satışımız var yurtdışında.
Efes'in 5 ülkede 12 fabrikası var. Ağırbaş'ın verdiği bilgilere göre, Efes'in Moldova'da ve Gürcistan'da pazar payı yüzde 70, Kazakistan'da yüzde 40, Rusya'da ise yüzde 10. Türkiye'de de pazar payı yüzde 85. Ancak Türkiye&'de kişi başına düşen bira tüketimi bu ülkelerle kıyaslanmayacak kadar düşük. Bu yüzden de Ağırbaş Türkiye'deki hedeflerini anlatırken, Hedefimiz tüketiciyi ve satış noktalarını artırmak. Son 4 yılda 17 bin satış noktamız kapandı ya da bira satmaktan vazgeçti, diyor.
Neden, diye soruyoruz. Ağırbaş, mahalle baskısı, diyor: Türkiye'de yeni nokta açmakta ve tüketimi desteklemekte zorlanıyoruz. Hep nasıl daha fazla tüketiciye ulaşabiliriz bunu düşünüyor ve planlıyoruz. 2009'da yüzde 45 zam gördük. Son yıllarda alkol satma eğiliminden uzaklaşma var. Ruhsat almakta ve yenilemekte zorluklar var. Oysa bira satışı bakkallar ve cafeler için çok önemli. Mahalle baskısı var ve bira satmak için kiralık yer bulmakta zorluklar olduğunu biliyoruz.
Bu arada söze Efes Pazarlama Direktörü Dilek Başarır giriyor ve sokak aralarında açılan küçük marketlerin etkisini anlatıyor. Bu marketlerde bira satılmıyor. Ancak bu marketlerin açılması bakkalları bitirdi. Dolayısıyla sayı bu yüzden de düştü, diyor.
TÜRKiYE'NiN TURiZM POTANSiYELi 100 MiLYAR DOLAR
EFES Pilsen'in Gelecek Turizmde projesinin Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) işbirliği ile düzenlenen kursları 2007&'den bu yana devam ediyor. Şanlıurfa'da 278 turizm elçisinin sertifika töreninde Tuğrul Ağırbaş, Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan'ın da sık sık söylediği bir sözü hatırlattı. Anadolu'dan kazandığını Anadolu ile paylaşmak grubumuzun felsefesi, dedi. Ağırbaş, Turizmi ekonomik sorunların çözümünde önemli çıkış noktası olarak görüyoruz. 2007'den bu yana 17 şehirde gerçekleştirilen Efes Pilsen Turizm Eğitimleri'yle 2 bin kişi sertifika aldı. Turizm yatırımcıları ve uzmanlara göre, 2009 sonu itibarıyla 21 milyar doları aşan turizm geliri elde eden Türkiye'nin gerçek potansiyeli 100 milyar dolardır, diye konuştu.
ALMANYA'DA FABRiKA AÇACAK
EFES Pilsen 66 ülkede satılıyor. Türkiye'de üretilen biranın yüzde 10'unu da yurtdışına satılıyor. iran'da Efes'in alkolsüz biraları satılıyor. Tuğrul Ağırbaş, Avrupa, Irak, iran, Almanya iyi pazarlarımız. Azerbaycan, Rusya, Kıbrıs, Almanya ve Belarus'ta satış teşkilatımız var. Yurtdışında sadece Türk bakkal ve restoranlarda satılmak gibi bir hedefimiz yok. Bizim lokal marketlerde de zincirlerde de olma çabamız var. Yakında Almanya'da da bir fabrika açacağız, dedi.
son yılların en kaliteli kadrosunu yüksek ücretler ödeyerek kurmasına karşılık takım içindeki huzuru bir türlü oturtamamasından dolayı heba eden kulüp , her mevki için euroleague kalitesinde ikişer üçer oyuncu bulundurmasına rağmen ergin ataman ın ve rakocevic gibi oyuncuların yüksek egosu yüzünden hedeflerinden birer birer sapmaktalar , fenerbahçe ülker e yenilerek türkiye kupasına veda ettiler euroleague de top 16 ya mucizevi bir şekilde kalmasına rağmen oynadığı 3 maçın 2 sini kaybetti ilerisi için de umudu yok ligde ise istediği gibi yol alıyolrlar muazzam kadrosuyla ancak bi şekilde karşısına çıkacak olan fenerbahçe yi bu konsantrasyonla yenmeleri mümkün değil.
ayrı bir parantez de bostjan nachbar a açmak istiyorum , sezon başında büyük umutlarla transfer ettikleri ve taraflı tarafsız herkesin büyük saygı duyduğu bir oyuncuydu nachbar , avrupa şampiyonasında lakovic ile birlikte milli takımımıza vermiş olduğu zarar hala aklımda , nba de ve dinomom moskova da ve de slovenya ile avrupa şampiyonasında müthiş performans sergilemişti ancak nedense ergin ataman onu hiç düşünmedi ve hala da düşünmüyor ligde ve kupada aldığı süre sinan güler den daha az, neden kazanma yoluna gitmeyip de oynatmamakta ısrar eder anlayamıyorum.
bu kadro ve bütçeyle bu başarı kesinlikle tatmin edici değil , gönül ister ki beşiktaşımla birleşsin akatlarda seyircisi ve murat didin le birlikte tozu dumana katsın ama işte baştaki adam yıldırım olunca bizimkisi hayal.
shumpert'ın hayvani süre aldığı buna rağmen nachbar'ın süre alamadığı, coachun milyon dolarlar alan oyuncuları altyapı oyuncusu gibi azarladığı, yine coachun oynatmayacağım dediği ve maçta kavga ettiği oyuncuyu yönetimden veto yemesi üzerine oynattığı, sürekli geçmişinden yiyen bir garip takım. eminim ki herkes eski savunma yapan, avrupa'da ezilmeyen çeyrek finalde kıl payı da olsa final-four'u her sene kaçıran efes pilsen'i özlüyor.
not:efes pilsen'in bir takımla birleşmesi pek ihtimal dahilinde olan bir durum değil. bunun en büyük nedeni de sanırım tarihinden kaynaklanıyor. zaten tuncay baba da yok öyle şey diyip boyna euroleague'e yükleniyor.
nachbar-shumpert görev değişikliğiyle yeni bir dönemin kapılarını açan basketbol takımı. umarım bu değişiklik tek maçlık değildir de shumpert'tan kurtulur nachbar'a kavuşuruz.
nachbar pusmuş , rakocevic ergin ataman yüzünden sikerim lan bu işi havasında ,popovic formsuz , shumpert eski havasında değil vs vs tarihin en iyi kadrolarından birini kurmuş olmasına rağmen çok fazla fark yaratmıyorlar amaçları anamızın ligiyse tamam ona sözüm yok ama hiç bir takım beko basketbol ligini kazanmak için rakocevic popovic nachbar transferi yapmaz .
sorun belli yollayın ergin ataman ı getirin pesic i ondan sonra senin sahanda ne real madrid ne siena ne maccabi sana kafa tutabilir ama böyle devam etmez efes için.
işte şimdi kendi içine dönüp neler yaptık? ne yapmalıyız? diye sorgulaması gereken takım. bunu yapacak potansiyelleri fazlasıyla var. kimse kusura bakmasın evet fenerbahçe ülker'liler pek sevmiyorlar bu takımı sevmeyebilirsiniz ama bu takıma sahip çıkmak ve saygı duymak zorundasınız. eğer bu kadar kaliteli oyuncularımız varsa ve bu kadar üst düzey oynayabiliyorsak bu sporu bunun tek nedeni efes pilsen gerçeğidir.
peki efes pilsen şimdi ne yapacak? öncelikle 2000 başlarına geri dönecekler. alacakları yabancılar illa avrupa'nın süper yıldızları olmak zorunda değil. damir mulaomerovic, marcus brown, trajan langdon, antonio granger, kaspars kambala, predrag drobnjak gibi adını efes'te duyuracak kaliteli oyunculara ihtiyacı var efes pilsen'in. hatırlayın eskiden efes pilsen büyük oyuncuların kendilerini ilk gösterdikleri yerdi benetton, partizan ve cibona'yla beraber. yıldız transfer etmek zorunda değil dedik ama alt yapıyı tekrar görmek zorunda olduğu kesin. illa kendi alt yapısı değil diğer takımların alt yapılarını da takip etmeli. bunlara örnek olarak kaya peker ve kerem tunçeri'yi verebiliriz. ve hatta mehmet okur'u.
evet efes pilsen mirsad türkcan'ı kadroya katabilse bu takım çok daha "bi" takım olurdu bu sezon ve emin olun final four da oynarlardı. tek eksiği hareketli ve şut atabilen bir 4 numarayken popovic'e yönelmek saçmaydı ama yaptı bunu efes. evet anlayabiliriz bunu da çünkü mirsad ayarında bir türk 4 numara bulmak imkansız sezon ortasında o ayarda bir yabancı 4 numara bulmak da imkansız. sonuçta mirsad euroleague efsanesi ve o ligin bu yaşına rağmen hala en iyi 4 numaralarından biri.
hakemlere de yüklenmek yersiz. sanıyor musunuz ki efes pilsen türk takımı diye hakemlerden kötü muamele görüyorlar. alakası bile yok. efes pilsen euroleague'de lobisi en büyük takımlardan biri. hatta bu ligin kurucu üyesi 4 takımından biri. panathinaikos bile bazen tökezleyebiliyor sonuçta ama bazen! efes pilsen son 3 yıldır devamlı tökezlemekle meşgul.
efes'in yapması gerekenlerden biri de hemen genel menajer engin özerhun'a yol vermek olmalı. o bu takımın ve bu seviyenin adamı değil. ergin ataman'a bok atmak çok da akıl karı değil. bu adam ciddi anlamda ülkenin ve avrupanın en iyi coachlarından biri ama mental olarak bu aralar onun da çöktüğü kesin.
dediğim gibi efes pilsen yatırımı kesmeyecektir. kimse bunu beklemesin. kessin diye de dua etmesin çünkü inanın efes olmazsa fenerbahçe ülker de olmaz galatasaray cafe crown da beşiktaş cola turka da hepsinin sponsorlukları biter ve ülkeden hiç bir takım da euroleague yüzü göremez.
son olarak herkes bir sinan güler'dir tutturmuş gidiyor. hayır abicim sinan da bu takımın oyuncusu değil. yabancı kontenjanı nedeniyle türkiye liginde oynar o kadar. genç falan da değil zaten 27 yaşında.
sonuç olarak bu takımın charles smith ve mario kasun gibi yabancılara ihtiyacı var. hatta thornton gibi yabancılara... bu üç adam ciddi anlamda savaşan oyuncular. ayrıca efes formasının kıymetini bilen türklere ihtiyacı var. benim tavsiyem yabancılara o kadar para verceklerine kıysınlar paralarına mirsad türkcan'ı geri getirsinler. ömer onan'ı geri getirsinler. hüseyin beşok'u geri getirsinler. maliyetleri yaşları ne olursa olsun getirsinler bunları. barış ermiş'i geri getirsinler. bu formanın büyüklüğünü 11-12 yaşından beri bu formayı giyenler bilir. sadece onlar anlatabilir yabancılara bu formaların büyüklüğünü. dusan cantekin'e, melih mahmutoğlu'na, orhan hacıyeva'ya, barış hersek'e dönme zamanıdır efes pilsen için. hatta paraya kıyıp cenk akyol'a geri dönme zamanıdır. ancak böyle çıkar bu buhrandan efes pilsen.
biraz uzun oldu. umarım okursunuz, bunu yazdım çünkü efes pilsen'i çok seviyorum, çünkü basketbolu çok seviyorum. hangi takımlı olursanız olun basketbolu seviyorsanız biliyorum ki siz beni anladınız.
sadece avrupa da forma giyebilen santiagoyla yollar siena maçından sonra ayrılıyormuş bir başka yabancıyla daha yolları ayırıp 6 yabancıyla lige devam edeceklermiş.
o giden shumpert olsun beşiktaşıma gelsin diyorum ihtiyacımız var çünkü.
türk sporundan adı silinmeye çalışılan takım. nasıl mı? yeni yasayla beraber tütün ve içki markaları spora dair hiçbir şeye sponsor olamayacak veya adını veremeyecekler. detaylı ve çok güzel bir yazının linki altta mevcut ama yazının en can alıcı kısmı şu: "amaç zihniyeti empoze etmekse savaşacak çok insan var ama amaç gençleri korumaksa bunun yolu spordan geçer. siz bırakın o işi efes pilsen zaten fazlasıyla yapıyor."