içinden 3 tane nehir geçer. meriç, arda, tunca. tarih kokar buram buram. hayat pahalı değildir. deprem bölgesi değildir. istanbul'a 2 saatlik mesafededir. avrupa'ya açılan kapı buradadır.
metrekareye dü$en tarihi eser bakımından ülkemizde üçüncü olan il.
eğer balkan ve birinci dünya savaşlarında bazı eserler yıkılmasaydı, örneğin fatih'in doğduğu osmanlı sarayı gibi, ikinci sırada olacaktı. belki de bazı tarihi binalar aslına uygun olarak yeniden inşa edilirse belki mümkün olabilir.
ayrıca olmalıdır da.böylesi bir $ehrin turizmde baya bir ilerlemesi, ilerletilmesi lazım.
ayrıca ikinci sırada bursa bulunmaktadır, birinci tabiki $ehirler sultanı istanbul.
minibüs muavinlerinin çarşı-şehir içi-merkez diye bağırdığı ince mizah anlayışına sahip insanlarımın şehri. hepsi aynı yerdir ama olsun. bir kaç örnek daha vermek gerekirse:
-garaj-terminal-otogar
-hastane-üniversite-fakülte*
solframede görünce hakkında yazmadan edemeyeceğim canım memleketim, öylesine biryerdir ki bu şehir, nereye giderseniz gidin kendini unutturmaz, hep özlenir ve yaşanmışlıkların içinizi cız diye yakan anıları sayfa sayfa dökülür gözlerinizden.
lise sondayken, istanbuldan git-gel yapan dersane hocamın, "türkiye de gerçek şehir hayatının yaşandığı ender yerlerden birisi" die tanımladığı, üniversite okumak için ayrıldığımda kıymetini daha bi anladığım, özgürlükler şehri, memleketim.
bu kentte üniversite okumak bir yana ,yaşamak bile başlı başına bir ayrıcalıktır.
yurdumun diğer yöreleriyle mukayese edilemez derecede modern ve hayat dolu şirin insanların yasadığı yerdir.
aslında türkiye'nin bir parçası olarak bakıldığında edirne'nin bu ülkeye bol geldiği rahatlıkla anlaşılabilir.sanki türkiye'nin değildir edirne avrupa sınırlarına dahil başka bir ülkedir.
otobüse bindiğinizde amca ne kadar sorusuna karşı;50 kuruş be kızanım.
cevabını aldığınız bir ilimizdir.
ayrıca sağlam dost edinebilceğiniz,tahmin ettğim kadarı ile güzel yürekli insanların yaşadığı kentimizdir.
açık hava müzesi olan şehir.
bulgaristanın baraj kapaklarını açmasıyla beraber hemen hemen her yıl nehirleri taşan ve karaağaç halkının sefil olduğu şehir.
açık hava meyhanesi olarakta yaz aylarında iş gören şehir.
yüksek yerlerinden yunanistanın ışıkları eşliğinde kahve yudumlatan şehir.
samimiyet kokan şehir.
türkiye'nin sibirya bölgesi. hava sıcaklığı olarak en soğuk yeri değil ama hissedilebilir sıcaklık olarak baktığınızda; kışları oksijenin bile donduğunu sanırsınız. çünkü nefes alırken zorlanır bir türlü o kuru soğuk havayı ciğerlerinize dolduramazsınız. öyle ki; o kadar akıntılı tunca nehri bile rahatlıkla buz tutabilmektedir.
insanlarının çok zeki ve kurnaz olduğu, sağlık açısından bazı mahallerine girmemekte fayda olan, sıcağı bir kötü, soğuğu bir kötü, küçük, güzel bir şehir.
adına şiirler yazılacak kadar muhteşem şehir. ilkokulda *, öğretilen bir şiiri paylaşmak isterim. efendim şöyle ki:
edirne'dir doğduğum yer
çok severim ben bu şehri
ortasından akıp gider
zümrüt gibi tunca nehri
görünür ta uzaklardan
dört asırlık selimiye
sevinç duyar her insan
yaklaşırken edirne'ye.