ölümü üzerindeki sis perdesi hala gizemini korumaktadır. o gece, hiç alışkın olmadığı bir giyim tarzıyla arka arkaya içki içmesi kafalarda soru işaretleri bırakmaktadır. kendisinin ölümü komplo teorisyenlerini de ara ara meşgul etmektedir. matthew pearl' in poe gölgesi adlı eserinin poe' nin son gecesi ile ilgili betimlemeleri gerçeklerden alınmıştır.
belki de sorun, seven, romantik, hayalgücünün enerji aşıladığı bir kalbin artık yorulmasıydı sadece. kim bilir ?
baudelaire poe'yu kendine çok yakın bulmuş ve onun hikayelerini, şiirlerini çevirmiştir. eşsiz dahi olarak tanımladığı poe'nun trajik hayatı onu çok etkilemiştir. poe ile ilgili denemesinde şöyle yazar: "okuduğum bütün belgelerde abd'nin poe gibi daha hoş kokulu bir dünyada nefes almak için yaratılmış bir varlığın hummalı sıkıntısıyla baştan başa dolaştığı geniş bir hapishane, gaz lambalarıyla aydınlatılmış büyük bir barbarlık olduğu ve onun şair ve hatta ayyaş olarak iç dünyasının ruhsal yaşamının bu sevimsiz atmosferin etkisinden kaçmak için yaşam boyu süren bir çabadan başka bir şey olmadığı inancını edindim". fantastik hikayeleri ve düşlerle dolu derin ve kederli şiirleriyle tanınan hafifçe gülümseyen solgun ve hüzünlü yüzlü poe'nun melankolikliği eserlerinde de kendini göstermiştir; 'başkaları gibi değildim çocukluğumdan beri, görmedim başkaları gibi, ortak bir pınardan almadım tutkularımı, aynı kaynaktan almadım kederimi... 'acımasız kaderin azgınca, giderek azarak peşine düştüğü bahtsız usta; sonunda ezginden tek bir nakarat kalır geriye, sonunda ümidin kasvetli ezgileri şu melankolik nakaratı benimser: bir daha asla!'.
Edebiyat dünyasının acılı devidir. Hayatı yoksullukla ve hüzünle doludur. En başarılı olduğunda bile evinin kirasını zor ödemiştir. Dünyanın en hüzünlü olayının güzel ve genç bir kadının ölümü olduğuna inanırdı.
yaşamı ve ölümü üzerine türlü çeşit rivayetler bulunan, gizemli, efsanevi bir şair, yazar kişidir, ki hikayeci kimliği en önde durur benim için. zamanında ciddi anlamda başarılı korku öyküleri yazmıştır ve bu öyküler günümüzde, içinde benim de bulunduğum bir çokları tarafından hala, tekrar tekrar okunmaktadır.
bütün hikayelerinin toplandığı kafam kadar kitaptaki bir aslanın hayatından pasajlar isimli hikayede ;
"istanbul'dan gelen bir padişah vardı. meleklerin atlar, horozlar, boğalar olduklarını; göğün altıncı katındaki birinin yetmiş bin kafası olduğunu; ve dünyanın sayısız yeşil boynuzu olan, gök mavisi olan bir inek tarafından taşındığını düşünmeden edemiyordu."
şeklinde bir paragraf var. sen de yalanmışsın ulan allan. ne gereği vardı şimdi. yahut ben hakkaten hiçbirşey anlamamışım.
yalnız, bir lovecraft olsun bir poe olsun kolay gelmiyor efendiler.
ondokuzuncu yüzyılın hiti; "diri diri gömülmek" mizanseni, yapıtlarında sıklıkla göze çarpar.
ayrıca, yıllanmış, sayfaları kan ağlayan bir ikinci el kitabına, hiçbir şeyin değişilmeyeceği gotik yazar. *
" Dünyanın gerçekleri bana hayal gibi, sadece ve sadece hayal gibi görünürken, buna karşılık, düş ülkesinin çılgınca fikirleri her günkü varoluşumun gıdası değil, bu varoluşun ta kendisi oldu. "
amerikan gotik edebiyatının öncülerindendir kendisi. modern anlamda korku, gerilim ve polisiye türlerini ele almıştır. her ne kadar bugün değeri çok bilinse de, hayattayken sık sık küçük düşürülmüş ve aşağılanmıştır. babası evi terketmiş, annesi veremden ölmüş, bir iskoç ailesine evlatlık olarak gitmiştir. öğrencilik hayatında alkol ve kumar ile ilgili pek çok sorunla karşılaşmış. kendisi babasıyla hiç anlaşamadığı için eserlerinde sıklıkla baba ile oğul arasındaki çatışmalardan bahsetmiştir. meyhanede kötü bir halde bulunduktan 4 gün sonra hayatını kaybetmiştir. öldüğünde 40 yaşındaydı. cenazesine ise sadece 4 kişi katılmış. iç ürperten hikayeleri ve harika şiirleri var efenim.
-Dedektif Auguste Dupin Öyküleri
-Morgue Sokağı Cinayetleri
-Altın Böcek
en sevdiklerim.
-Anabell Lee
buyrunuz Sacit Onan'ın sesinden dinleyiniz.
" Sevilmek mi?-öyleyse bırakma yüreğini
Şimdiki yolundan ayrılmaya.
Olduğun her şeyken şimdi,
Olmadığın şey olma.
Böylece kibarlığın, lütfun,
Aşkın güzelliğin,
sonsuz bir övgü konusu olacak yeryüzünde,
ve aşk-basit bir görev. "
"from childhood's hour i have not been
as others were; i have not seen
as others saw; i could not bring
my passions from a common spring.
from the same source i have not taken
my sorrow; i could not awaken
my heart to joy at the same tone;
and all i loved, i loved alone.
then- in my childhood, in the dawn
of a most stormy life- was drawn
from every depth of good and ill
the mystery which binds me still:
from the torrent, or the fountain,
from the red cliff of the mountain,
from the sun that round me rolled
in its autumn tint of gold,
from the lightning in the sky
as it passed me flying by,
from the thunder and the storm,
and the cloud that took the form
(when the rest of heaven was blue)
of a demon in my view."
dizelerine sahip alone adlı şiirin, muhteşem yazarı.
2007 yapımı masters of horror adlı dizide " the black cat" bölümüyle hayatını izlediğimiz yazar. ünlü edebiyatçının böyle bir korku-gerilim dizisinde görmek hem orijinal olmuş hem de hikayeye gerçeklik katmıştır. ve benim gibi siyah bir kediniz varsa o bölümden fazla etkilenmeniz muhtemeldir.
siirlerini yazarken basucunda hep sarap bulundurmus olan sair. zaten o siirler ayik kafayla yazilamazdi dedirten cinsten. benim icinse the raven cok ayridir.