bugün

amorphis in 2006 çıkışlı albümüdür. frontmanleri değiştikten sonra afedersiniz kol gibi müzik yapmaya başlamışlardır tekrar. albümde boş denecek bi şarkı yoktur.şarkı sıralaması:

01. Two Moons
02. House Of Sleep
03. Leaves Scar
04. Born From Fire
05. Under A Soil And Black Stone
06. Perkele (The God Of Fire)
07. The Smoke
08. Same Flesh
09. Brother Moon
10. Empty Opening
11. Stone Woman (Bonus Track)
java developer'ları tarafından sevilerek kullanılan open source bir uygulama geliştirme ortamı.
http://www.eclipse.org

(bkz: ide)
java dilinde yazılım geliştirmek için kullanılan ortam. diğer seçenekler için
(bkz: netbeans)
(bkz: jdeveloper)
(bkz: jcreator)
pink floyd parçası. sözlerini de kopyala yapıştır yapayım tam olsun

all that you touch
and all that you see
all that you taste
all you feel
and all that you love
and all that you hate
all you distrust
all you save
and all that you give
and all that you deal
and all that you buy
beg, borrow or steal
and all you create
and all you destroy
and all that you do
and all that you say
and all that you eat
and everyone you meet
and all that you slight
and everyone you fight
and all that is now
and all that is gone
and all that's to come
and everything under the sun is in tune
but the sun is eclipsed by the moon
dark side of moon nun son şarkısıdır. kanımca albümün özetidir. her şeyi yaptın bi düşünde de gel , der gibidir.
datca nın guzıde mekanıdır. tektır, bırıcıktır.
tutulma bir farkediş tir belki de..

bir duraklama, bir zaman çarpılması, bir ürperti ..

sarhoştum aydım..

aymaz olaydım..

sana bir söz vermek istiyorum..

caymayacağım..

kafiye olsun diye..
datça gecelerinin en büyük eğlencesi olan bar.
abramoviç'in ihtişamlı yatlarından birinin ismidir.
son olarak eclipse europa çıkmıştır.
plug-in destekli bir yazılım olduğundan, istenen güncellemeler yüklenebilir. bu da eclipse i güzel yapan yönlerinden biridir.
ay ve güneş tutulmalarının ecnebicesi...

lunar eclipse: ay tutulması
solar eclipse: güneş tutulması...
David Gilmour yorumu her zaman ki gibi roger waters yorumuna fark atmış, dark side of the moon'un final şarkısı. Aynı zamanda pulse'da '' all you fell'' kısmı '' all that you fell'' olarak değişmiş, pek te güzel olmuştur.
dotada luna moonfang adlı kahramanın ultisi.
tarihin en önemli albümlerinden dark side of the moon'un sonuna geldiğimizin habercisi güzel şarkı. "şimdi biz böyle bir şey yaptık, hepinizi fena mıhladık, tekrar dinlemeye cesaretin varsa dinle bakalım, ama önce bir soluklan hele" der.
kendisi yaklaşık bir oyun kadar ram işgal etmekle beraber cok güzel bir java ide sidir. Bunun sebebi siz kod yazarken kodu sürekli derleyip hatalarını kod yazma aşamasında göstermesidir. Otomatik tamamlama ve yardım menüsü cok güzeldir. Yazdıkça yazasınız gelir.
twilight serisinin üçüncü kitabı. yakın zamanda türkiye'ye de gelecektir.

(bkz: çok da merak ediyonuz zaten)
twilight serisinin artık türkiye'de olan üçüncü kitabıdır.
kendisi yirmi tl olmasına rağmen tek kuruş vermeden alabildiğim kitaptır.nasıl mı?hemen anlatıyorum.serinin ilk kitabının epsilon basınını almıştım.lakin kitapta tam dokuz sayfa resmen çıkarılmıştı.bende epsilonu aradım ve durumu bildirdim.ikinci basımda düzelttiler.ama ben yılmadım,yine aradım.ve yaptıklarının ticari maksatlı olduğunu birinci basımı alanlarında o dokuz sayfayı öğrenebilmek için alacaklarını tahmin ederek yaptıklarını söyledim.eğer hatalarını telafi etmezlerse kitabın orjinal yayın evine şikayet ediceğimi bildirdim.onlar da benden adresimi aldılar.hem ikinci basımı bedava verdiler hem de üçüncü kitabı da ek olarak yanında getirdiler.üstelik birinci basım kitabımda hala bende.nasıl ama?
(bkz: beleş malın tadı)
(bkz: tutulma)
bella'nın kevaşeleştiği kitap. 4. kitap gelene dek anımsadıkça küfredeceğim ardından ki onu okurken de küfretmem muhtemel gibi görünüyor şu an...

--spoiler--

ne demek lan 2 kişiye birden aşık olmak?! üstelik jacop'a duyulan aşk, edward'a duyulan tutulmaymış! kadınların bu gelgitleri beni delirtecek kardeşim. olmaz olsun be, içine ederim ben böyle aşkın! *
--spoiler--
serinin 3. kitabıdır. kitabı okurken bella'nın salaklıkları yüzünden sinirden ağlayarak okumuşluğum vardır. ya da bellaya olan sinirden değil ayrıca edward ın durumuna da üzüldüğüm için de ağlamış olabilirim daha tam karar veremedim. * sen kalk git edward'ı aldat *
edwardin bellayi dove dove eve kapatmasini ve evden cikmasini yasaklamasini istedigim kitap hatta charlie hapis cezasi verdiginde alnindan opesim gelmisti en azindan jacobi da goremicek diye. bi de gitti asik oldu o kopege, opustukleri ani okurken sinirden agladim ve de midem bulandi resmen. nasi olur da insan iki kisiye birden asik olabilir? cok sevmek, kardesi yerine koymak fln neyse de asik olmak... ayrica jacob acaba bellanin zor zamaninda ona sokulmasaydi bella ona asik olacak miydi? ne sinir yapmisim kitap yuzunden be!!!
bir sakiz markasidir.
(bkz: total eclipse of the heart)
ilk iki kitapta bella-edward aşkını öğreten yazarın, tutulma ile bu aşkı bambaşka bir boyuta taşıdığını düşünmekteyim. bizim bakış açımızın da içne ettiği kanısındayım.

--spoiler--
tutulma'yı okurken elbette ilk iki kitabın etkisiyle bella - edward aşkına odaklanmış olarak okuyoruz. halbuki yazar bambaşka bir bakış açısı yaratıyor bu kitapta. ropörtajlarından bildiğimiz üzere edward stephenie meyer'in kendi hayal dünyasındaki mükemmel erkeğin karakterize edilmiş hali. bu kitabın da yine edward'ın ne kadar mükemmel bir erkek olduğunu vurgulamak istercesine yarattığı bir kurgudan ibaret olduğunu düşünmekteyim.

öyleki stephenie meyer'in sigmund freud öğretilerini sular seller gibi ezberlemiş bir yazar olduğu kanısına da vardım.

freud'un;

"hiçbir erkek, cinsel ilişki kurmak istemeyeceği bir kadınla yakın arkadaş olmaz"
"otuz yıldır insan ruhunu inceliyorum, henüz kadınların ne istediğini anlayamadım"

önermelerinden yola çıkan yazar, bella'yı ne istediğini bilmeyen, anlama ve idrak yeteneği kıt bir karakter olarak karşımıza çıkardı.
edward tüm bu kusurlarına rağmen bella'yı sevdi, vazgeçmedi, iradesini kaybetmedi, aşkına sahip çıkan oydu, bella ve aşkı adına olgun ve düşünceli bir erkek imajını bozmadı. kitapta tutarlı tek kişi edward'dı.

stephenei meyer'in artık kendini tatmin ettiğini düşünmemek elde değil. yalnız, psikoloji bilgisine diyecek bir lafım olamaz.
böyle olunca bella'ya kızıyorsunuz, jocob'tan nefret ediyorsunuz ve sonuç olarak edward'a yine insan üstü bir canlı olarak bakıyorsunuz ( hiçbir erkeğin gösteremeyeceği sabrı gösterdiği için) ki zaten yazarın amaçladığı da o.
--spoiler--

yine de tüm bu psikolojik oyunlar, kitabın ağzımda bıraktığı acı tadı hafifletmiyor. sevmedim, midnight sun'a kadar da sevemeyeceğim. *