" dünya , insanın kabuğu değil. burası bizim yuvamız değil. biz, yerçekimiyle dünyaya zincirlenmişiz. kim bilir nereden kovulduk? cennet mi? hiç sanmıyorum! hem de hiç! " *
piri reis'in 36 metrekarelik haritasıyla enine boyuna her şeyiyle incelediği gezegenimizdir. aslında yıllardır bize söylendiği gibi üstlerden basık ve yanlardan şişkin falan olmadığı nasa tarafından da onaylanmıştır. piri reis e göre dünya aslında on altıgendir uzaydan yuvarlak görünmesinin sebebi ise su küre ve hava kürenin neden olduğu bir ilüzyondan ibarettir. piri reis in bu bulgularını nasa da onaylamıştır.
geçenlerde cenazede bir imamım bana dediği sözle artık bir başka gözle bakmaya başladığım gezegen.
ben hiç uzatmıyım aramızdaki dialogu yazıyım.
-hocam bu dunyanın hiç adaleti, insafı yok mu baksana adam 40 yaşında gitti arkasında bıraktıklarıyla kaldı.
+onu nerden çıkardın oğlum, dünya adaletin, insafın, merhametin en yücesini gösterir.
-hocam yanılıyor olma.
+yok oğlum yanılmıyorum.
-e hocam o iş nasıl oluyor anlat o zaman valla bişey anlamadım.
+oğlum baksana sen dünyaya ne kadar kötülük yaparsan yap, onu ne kadar kötü kullanırsan kullan, ona ne kadar sitem edersen et, o seni (mezarlığı göstererek) bağrına basar, seni korur. sen hala neyin derdindesin.
-hocam valla hiç o yönden bakmadım ama sanırım haklısın...
hocam haklı ne yaparsak yapalım dünya bizi bağrına basar.
--spoiler--
bazen içime bıçak gibi saplanıp yara olduysan da,
günler boyunca kanayıp acıttıysan da,
daha çocukken bile duvar gibi sert olduysan da
sana hiç küsmedim, hiç küsmedim dünya...
--spoiler--
tüm dünya huzur ve dengeyle dinginliğini sağlamaya çalışırken insan ırkının acizliği, vurdumduymazlığı bi yerlerde hata olduğunu gösterir. muhtemelen dünya diğer gezegenlere sataşmıştır, marsın önüne geçmiş de olabilir güneşin cömertliğinden daha fazla yararlanmak için. ya da venüse asılmıştır da o yüzden tanrı insanı dünyaya gönderip gününü göstermeyi amaçlamıştır. o yüzden cebelleşiyor 50 bin yıldır. hatasını anlayıp, 4. gezegen olmayı kabul edene, venüse bacı muamelesi çekene kadar da kıyamete zaman vardır. insan ırkı zekidir. ve kötüdür. dünyanın zaaflarını bildiğinden venüsü aşk gezegeni, marsı da dünyayı işgal etmeye çalışan uzaylıların ev sahibi yapmıştır ki; ne aşkından ne de nefretinden vazgeçebilsin dünya. ne zaman ki kötülük iyilikten daha az olur, o zaman insanlığın yavaş yavaş sonunun geldiğini anlayabiliriz.
oysa dünyada her şey yerli yerindeydi, 50 yıl sonra girilen odada tek değişenin oksijen atomlarının yeriydi oysa ki. yere saçılmış alkol şişeleri, ter-tütün karışımı ciğer düşmanı koku ve ağır bir sarı rengi hakim olamamıştı insan yokken yeryüzünde 50 yıl sonra girilen bir odaya.
insan birilerine çatmayı marifet addeylerken kendini kanıtlama çabası içine girip, yağmur ve kar binlerce kilometrelik molasız yolculuklarını, mahşer kalabalığına bakmadan, birbirlerine çarpmadan ve çatmadan bitirmenin derdindeler. çünkü dünya insana kötülük yapamaz. çünkü dünya havadan kartopu değil kar tanesi yağdırabilir ancak. ya korkusundan, ya saygısından, ya umursamazlığından ya da hiç bi sikimden değil!
bize kötülük yapmayıp bizden aynı karşılığı mı bekliyor dersiniz?
Bir yer çekimi kuyusunun dibinde ;nükleer bir ateş topundan 145 milyon kilometre ötede, gazla kaplı küçük bir gezegen yüzeyinde yaşadığımız ve bunun normal olduğunu düşündüğümüz gerçeği, bakış açımızın ne kadar çarpık olduğunun açık bir göstergesidir.
'Dünya yuvarlak değil. Dünya bir tarafı yukarıda olan oval bir tepsi. Hepimiz kayıyoruz. Gümüş bir tepsiden düşüp kırılan kristal bardaklarız. Ruhum kayıyor.' *