Asla düşünmediğimdir. Çok çirkin duruyor vücutta. Çok iyi vücut yaptığım zamanlarda da aklıma gelmedi. Dövmeli kadın pornolarını bile izlemiyorum, kapatıyorum hemen. Hiç çekici değil iğrenç bence.
Bir kere yaptırdın mı alışkanlığa döner zırvasına inanmayın.
Milyon yıl önce bir kere yaptırdım, hâlâ tek dövmem.
Yani şuurunu kaybedip haftada bir dövmeciye koşmuyorsun sözlük, rahat ol!
bedeni boyatmak.
yıllarca bir anarşi dövmesi yaptırayım dedim dedim, bir türlü fırsat olmadıydı. sonra 6-7 yıl önce baya bir alkollüyken arkadaş kitledi gittik yaptırdım. o kadar alkollüydük ki ne acısını anladım, ne bir şey. neyse sonra anarşi dövmesini gören ne kadar mal varsa beşiktaşlı mısın dedi. değilim orçunlar demem lazımdı, ama mal gibi hepsine tek tek hayır bu anarşinin sembolü dedim. dövmemi seviyorum ama gel gör ki beşiktaş dövmenin tadını kaçırdı.
Dövmede ki temel amaç,bir şeklin,bir yazının basit imgelerle vücuda işlenmesi hatta yaptırıldığı yerlere göre bile değişen bir olay ama unuttukları birşey var bu kavramlar sabit ve insan ve onun düşünceleri ise dinamik hani ne için ne yaparsan yap o defteri boş bırakmak kadar anlamlı kalmıycaktır,oraya eğer yazarsan zamanın senin için planladıklarına hazır ol ki bunların iyi olacağını kimse söylemedi.
iyi ki böyle bir şey var da kendimize dert ettiğimiz yahut bize dert ettirilen yerlerimizi renkler, çiçekler, desenlerle örtüp halihazırda kaybolmaya epey müsait yaşama sevincimizi doyasıya hissediyoruz. Vallahi çirkeflik yapmaya gelmedim. Samimiyetle söylüyorum.
Ergenlik vücuduma çok saldırdı çünkü benim. Hala vücuduma bir şeyler saldırıyor ama o kısımları saklayabiliyorum. Kimden? insanlardan. Durmadan durmadan sorup merak etmediğim konularda uzun uzun, insanı parça parça ederek konuşan insanlardan. Sırtım benim yıllarca yükümü taşıdı maddi manevi ama insanlar ancak sivilceleri yahut onlardan kalan izleri, oyukları gördüler. Sırtıma hep bir söz yakıştırıp yapıştırdılar. Yaşım ilerledikçe sivilceler bitti ama izleri kaldı. Derin, karanlık yine de kendi kendime kalsaydım asla içlenmeyeceğim şeylerdi bunlar. Askılı tişört, sırtı açık güzel bir elbise, rengarenk bir bikini... Derdimi sikeyim evet ama işte öyle olmuyordu. Bu aklımla oluyor ama o yaşlarda olmuyordu.
Şimdi sırtı kapalı bir tane bile kıyafetim yok desem yalan olmaz. Hayatım boyunca en çok sevdiğim su yeşili, turkuaz, gül kurusu renklerinin olağanüstü bir karışımını sırtımda taşıyorum. Gerçekten çok ama çok daha iyi hissediyorum. O insanlarla dövmeyi nerede yaptırdığımı konuşuyoruz artık. Ha peki, insanlar yine aynı insanlar mı? Kesinlikle öyleler. Ben kendime bir zırh edindim ama. Onlarla dalaşmak, savaşmak istemiyorum. Beceremiyorum çünkü. Kavga etmek yerine dünyaya küsüp kimseye haber vermeyenlerdenim. Sırtında kimsenin bilmediği yüklerle gezenlerdenim. Canım sırtım, iyi ki benimsin. (Yazar burada deliriyor iyice:))
--spoiler--
bayılıyorum böyle minik çomarlıklara. bak bak bak bilirkişi edasıyla nasıl da kesin ifadelerle konuşuyor, vay be.
--spoiler--
yazarların beğenmediği yoruma çomarlık olarak yaklaştığı durum. yaşım 33 o kadar ülke o kadar insan gördüm böyle aptalca, böyle karşısındakini tanıyor gibi yorum yapan görmedim. cahil herif sanki sosyolog pezevenk.
Kişisel bir karardır.
Vücuduma yakışacağını düşünmeme rağmen hiç dövme yaptırmadım. ileride sıkılmaktan korkuyorum çünkü.
Bu sebeple yaptırmayı da düşünmüyorum.
izmir’de kaliteli bir dövmeci bulduğum ve yaptırmak istediğin eylemdir. Güzel bir güneş idesi yaptırmaktı fikrim ama piyasada çok çöp adamlar var riske değmez.