bugün

jeff buckley'in 1994 çıkışlı grace albümündeki çarpıcı ve bir o kadar da yıkıcı bitirici şarkısı.

there is a child sleeping near his twin
the pictures go wild in a rush of wind
that dark angel he is shuffling in
watching over them with his black feather wings unfurled

the love you lost with her skin so fair
is free with the wind in her butterscotch hair
her green eyes blew goodbyes
with her head in her hands
and your kiss on the lips of another
dream brother with your tears scattered round the world.

don't be like the one who made me so old
don't be like the one who left behind his name
'cause they're waiting for you like i waited for mine
and nobody ever came...

i feel afraid and i call your name
i love your voice and your dance insane
i hear your words and i know your pain
with your head in your hands and her kiss on the lips of another
your eyes to the ground and the world spinning round forever
asleep in the sand with the ocean washing over
muhteşem şarkının çevirisi için;
(#567444)*

alakasız bir boyuttan bizimle hiç alakası olmayan bir dünyadan gelen nağmeler. inleyen nağmeler. hallelujah ile tanınmştır jeff. yani the oc ile tanınmıştır.

bundan 1 sene öncesinde her dinleyişimde elimden sigarayı eksik etmediğim şarkıydı. şimdi eski tadı vermiyor. birçok şey değişiyor. eğer siz de bazı şarkıları bazı değerlerle bütünleştiren insanlardan biriysiz belki anlarsınız.

ama dinleyebileceğiniz en sağlam jeff buckley şarkısı.
pyramid song un esin kaynağı.
sabunköpüğünden yansıyan 7 renkli evren.. geç gelen, erken giden..

9,5 dakikalık bir arınma zehirlerden.. ya da ilgilisine, yüksek doz kahvaltı sonrası..

alıngan, kırılgan kardeşim den..

(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=QVxuJjoyAP4)
("""DÜŞ KARDEŞLiĞi"""

doğum günlerinde pastalardan fırlayan
güzel kızlar gibi
yazgısal bir sürprizle karşılaştık seninle,
hem hazırdık hem şaşırdık
yineleyen her kader sohbetimizden
yepyeni tatlar aldık
jeff buckley' le andık kardeşliğimizi
"EY DREAM BROTHER !"
birbirimizin dillerini biledik
sözlerle
sarhoş olduk.
..
......)"
şimdi aramızda olmayan necip arman'ın şiirinden bi bölümdür.
onu çok özlüyorum.
(bkz: dream theater)
hayatın ötesinden.. bu dünyaya ait olmayan.
cennete girişte çalınması gereken şarkıdır dream brother. her an kulaklarınızda hissedebileceğiniz, zihninizden ayrılmayacak olan bir şarkıdır. boğulmakta olan bir adamın haykırışıdır ölmeden önce. duyguların sembolleşmiş halidir. damardan enjeksiyondur.

her zaman özlenene duyulan sevgidir dream brother. her nefret anının yumuşatıcısıdır. jeff in kadife ötesi sesinin yumuşatıcılığıdır. mystery white boy da, konserde attığı çığlıklardır dream brother. bu dünyadan ayrılan bir adamın son çağrısıdır.

buralara ait olmayan duyguların anlatımıdır dream brother. bu yüzden tarif etmesi zordur. hatta imkansızdır.

cennet diye bir yer varsa da soundtrackinde olması gereken şarkıdır.
roskilde de aslanım jeff öyle bir söylemiştir ki, zaman makinesi icat edilse ilk oraya giderim..
aklıma getirdiğimde bile tüylerimi diken diken eden şarkı.
hayatımı değiştiren şarkıdır.bir yaz sabahı çok değer verdiğim bir kişi *yollamıştır bu şarkıyı bana dinlemem için..ilk dinlediğinizde çarpar adamı;sonra devamı gelir,bağımlılık yapar.insanın mazoşistleşmesi için birebirdir.dünyanın henüz keşfedilmemiş harikasıdır.
(bkz: yok böyle bir şey)

sözleri ve çevirisi ;
there is a child sleeping with his twin"
iki yuzluydu, iki tarafi vardi, bir ikizi vardi..
o uyuyan cocuk ben miydim acaba?

"the pictures go wild in a rush of wind"
hersey siliniyor, gidiyor. unutuyorum..

"that dark angel he is shuffling in
watching over them with his black feather wings unfurled"
dua ediyordum bu olmasin diye, ne olur olmasin diye.
ama onunki siyah kanatli degildi. beyazdi, guluyordu cunku.

"the love you lost with her skin so fair
is free with the wind in her butterscotch hair"
onun teni, sicakligi.. saclari..
cok uzakta.

"her green eyes blew goodbyes
with her head in her hands"
gozlerim onunkilere benziyor, yesil degil ama.
gozlerime bakinca agliyorum, insan kendi gozune aglar mi?

"and your kiss on the lips of another"
benden baskasiyla konustu son kez.
son kez benimle olmadi.

"dream brother with your tears scattered round the world"
her yerde onun olmasinin sebebi ne? neden?
neden hersey gozyasi?

"don't be like the one who made me so old
don't be like the one who left behind his name"
ne olur, bunu yapma. onun gibi gitme, onun gibi olma.
senin de sadece adin kalmasin bana. lutfen..

" 'cause they're waiting for you like i waited for mine
and nobody ever came..."
evet ben de bekliyorum, ama gelecek. gelecekler.
olmazsa biz gideriz.

"i feel afraid and i call your name"
her gece oldugu gibi bu gece de korkuyorum.
neden korkuyorum biliyor musun?
gelmenden korkuyorum.
hazirliksiz yakalanmaktan korkuyorum.
ama yine de seni bekliyorum. her gece.

"i love your voice and your dance insane"
simdi her zamankinden daha fazla hem de.

"i hear your words and i know your pain
with your head in your hands and her kiss on the lips of another"
simdi daha iyi anliyorum seni, soylediklerini.
neyden korktugunu simdi anliyorum.
neden bu kadar uzuldugunu simdi anliyorum.
affet beni.

"your eyes to the ground and the world spinning round forever
asleep in the sand with the ocean washing over"
belki beni temizler, ne dersin? belki ben de gelirim, dunyayi birakip?
almaz misin beni yanina? yoksa alamaz misin?
introsu yakar adamı.

(bkz: dürüm birader)
sessiz ve alttan giden.. huzur ve rahatsızlık aşılayan.. bünyeyi skip atan...
jeff buckleynin her şarkısı gibi,muhteşem olan,ama sanki bir gıdım daha muhteşem olan şarkısıdır,bünyeye zararlıdır,o kadife ses insanın kulaklarından tenine yayıldıkça,insanın başka birşey dinleyesi gelmemesiyle beraber ardından bir so real,bir mojo pin patlatılırsa,bünye harap olur.
ayrıca çeviriyi kim yaptıysa yukarıda,iyi sallamış.
her hangi bir dilde yazılmış en güzel övgülerin bile bu mucizeviliğin yanında aciz kalacağını bildiğim için, karşısında susmaktan başka birşey yapamadığım parçadır.
grace'deki stüdyo versiyonu yerine; mystery white boy'daki konser kaydı olan versiyonunu dinlemek gerek. azrail gibi şarkıdır; büyücüden büyüdür; bünyesi sağlam olmayanlar, intiharı aportta bekletenler uzak dursun aga.
bir doga olayi, bir insanlik sucu, bir jenosit introsu, bir gore $oleni. tanri-melek jeff buckley'den insanliga okunan bir âh. bu bir yol ve kimse geri donemeyecek. donmeye cali$anlar da kendilerine uygun bir ceza sistemine tabi tutulacak.
baş dönmesi gibi, boşluktan düşer gibi, ağlamak isteyip de ağlayamamak gibi, bir meleğin sesinden dinlenen ama uyutmayan, kıvrandıran, kana karışan jeff buckley şahanesi.
yüksek derecede alkollüyken dinlenmesi tavsiye edilir, haz verir, pek bir güzeldir..
(bkz: adamın amına koyan şarkılar)
buckley'nin bünyeye acı,melankoli,sarhoşluk vs.. enjekte eden şarkılarından sadece biri.tek kelimeyle kusursuz.
bir de alternatif versiyonu varmış bu şarkının. müzik aynı, sözler farklı. bu haliyle daha fazla babasına yazılmış gibi duruyor ve diğerine göre daha az "öldürücü" sanki.

--spoiler--
sleeping with his arms 'round the hips of fate,
and his tears scattered 'round the world.
angels don't give him these dreams
and my cold black visions.

show him his babies in a helpless state of never knowing fully his voice,
never knowing what it is to be, his children.

dream brother with his eyes to the burning sun.

don't be like the one who made me so old,
don't be like the one who left behind his name
'cause they're waiting for you like i waited for mine
and nobody ever came.
--spoiler--

edit: bu alternatif versiyon sanırım so real:songs from jeff buckley albümünde.
mükemmel jeff buckley şarkısı. 5:26'lık şarkının 1:50'nci dakikasındaki çıkışa hayran olmamak elde değildir.
gecenin bir yarısı bir yerden evinize geldiniz diyelim. bir de sevdiğiniz birisi bile yok, belki dvorjak'ın 9. senfonisi az önce dinlediniz...
ne var yani olamaz mı?
neyse benim gibi bir hata yapmayın o jeff buckley klasörünü açmayın. N'olur?
Bugün Jeff Buckley günü gibi bir şey oldu benim için. Üç başlık öteden geldim ama çıkamıyorum. Eskiden, çok eskiden karanlık bir zamanımda dinlediğim aşmış şarkısı hüzün gözlü meleğin. O zamanlardan beri dinlemediğim, dinlememeye çalıştığım acı duygusunun notalaşmış hali. Huzursuzlandım yine ağzına tüküreyim. Dinleyip dinleyip hüzünleniyorum. Hüzünlenecek bir bok da yok hayatımda, neyin hüznü belli değil. Dinlenirken alkol ve türevlerinden uzak durun. Çıkamıyorum, ruhum sıkıştı. Mississippi çağırıyor..