bugün

otobüsle taksi arası, minibüsün ayakta yolcu alanı.

(bkz: dolmuş söförü yolcu diyalogları)
eger dolu geciyorsa,ismini onayladıgımız ulaşım aracı.
Teyze:Evladım başıbüyükten gecermi bu?
Şofor:gecer teyze bin..
Teyze:ne zaman kalkıor evladım?
şofor:sen otur kalkar birazdan teyze..

Not:başıbüyük istanbulda bir semt ismi..
sadece Türkiye'de örneği olan;almanyada Türk müteşebbislerin uygulamaya koymak istediği ancak son anda verilen işletme izninin geri alındığı toplu taşıma aracı ve uygulaması.eski ortaokul almanca kitaplarında da inmek-binmek fiilleri dolmus kullanılarak anlatılmıstı.hep akla o gelir:steigen in den dolmuş ein.
teyze:ay ay ezdin kediyi
gitti yavrucak
soför:yok teyze ezmedim işte kedi
teyze:demeseydim ezecektin....
dolmuş türkçemizden başka dillere de geçen bi kelime bi işletmecilik yöntemi olarak başka ülkelerde de kullanıldığı söylenilir sosyolojik olarak bize özgü pek çok özellik taşır bu özelliklerin toplu gereksinime dayanması,pratik bi yöntem olması,ekonomik olması ve zamana pek umursamaması şeklinde özetleyebiliriz
gerçekten pratik bi yöntemdir önceden bi örgütlenmeyi gerektirmez planlı ve düzenli deildir herşeyden önce bir kalkış ve varış tarifesi söz konusu deildir
metro,otobüs,tren işletmelerinde olduğu gibi özel bir örgütlenme biçimi,planı hele hele düzeni yoktur,kamu hizmeti yapmasına karşın özel bi girişimcilik örneğidir
Baki şöyle demiştir
Ne de güzel demiştir
"kenar-ı ıyş u safaya geçilse tolmuş ile
pür olsa yine mey-i hoş-güvar zevrekda"
sanıldığının aksine minibüsler de birer dolmuştur.TDK demiş ki:
1 .Boş yeri kalmamış, meşbu.
2 .Yolcu taşımaya yarayan kayık, motor, otomobil, minibüs vb. küçük taşıt
(bkz: boş yer kalmayan)
her gün insan konservesi nasıl yapabilir/yapılmaz deneyen insanlar.
yolcu - ışıkları geçince inebilir miyim?
şöför - oluur. *
dolmuş gülmekten yıkılır..
maltın kendi adını taşıyan ilk albüm albümündeki müziğiyle bana kendini en çok sevdiren şarkı.sözleri de dikkate değerdir. *

öpüşürken gözlerin tavana bakmazdi
ellerin kacacak yer aramazdi
mazeret bazinda once
çok uzak nasil geleyimler vardi
mesafe kondu buluşamayizlar başladı

bin bir dolmuşa
sahilden iki dakkada bendesin
atla taksiye
paran yoksa yeter ki gel bendensin
deniz yoluyla, gelme
ben boşa kürek çekiyorum
oooooof
biliyorum sen çoktan kalben taşındın

dokununca vücudun donup kalmazdi
giyinmeye can atmaz oylece yatardin
mazeret bazinda once cok soguk burasi vardi
mesafe kondu gelememler başladı.

bin bir dolmuşa
sahilden iki dakkada bendesin
atla taksiye
paran yoksa yeter ki gel bendensin
deniz yoluyla, gelme
ben boşa kürek çekiyorum
oooffff
biliyorum sen çoktan kalben taşındın
dolmadan kalkmayan taksi **
(bkz: dolmuscularin musteri yaninda kurtce konusmasi)
Konya Meram Anadolu Lisesinde bir zamanlar öğrencilerin sigara içtiği tuvalet.Belli Başlı kuralları arasında kesinlikle lise sonlardan başkasının girmemesi ve temel ihtiyaçların karşılanmaması bulunur.
çok eğlenceli bir malt şarkısı. tebessümle dinliyoruz.

bin bir dolmuşa
sahilden iki dakkada bendesin
atla taksiye
paran yoksa yeter ki gel bendensin
deniz yoluyla, gelme
ben boşa kürek çekiyorum
oooooof
biliyorum sen çoktan kalben taşındın...
müsayit bi yerde boşalacak olan.
dinlenesi bir malt şarkısı. sözleri de çok şekerdir.

(bkz: ailecek beğenerek dinliyoruz) *
aşçı halit'in icadı olan ülkemize kazandırıldığı 1930'lu yıllardan beri aralıksız sürmekte olan, toplu taşıma şeysi...
süper diyaloglara ev sahipliği yapar bu naçizane sarı toplu taşıma araçlarımız;

yer: taksim - bostancı dolmuşu
tarih: 10 Ocak 2008 perşembe
saat: 00:30 civarı

yerleşme planı:

dolmuşun en arka koltuğu (sol baştan):
arkadaşım - ben - (o an için boş) - mersin'li selim (6600'ı var)

orta koltuk (sol baştan)
sapsarı kıvırcık saçlı bir kız - onun 9.5 metre boyundaki erkek arkadaşı - her yanı dövmeli punk bir kız

ön koltuk
soför - mülayim bir genç

çekim 1! ses, ışık kamera veeeeeeee motoooooor

dolmuşun içinde korkunç bir sessizlik hakim ve bu sessizlik mersin'li selim'in telefon konuşması ile adeta yok oluyor.

ms - aloo aşkım? bebeğim? canım evine varınca beni ara tamam mı bi tanem ben seni merak ederim. seni çok seviyorum. hadi, unutma ara beni.

bu sıra ben arkadaşıma dönüp "hikorikihokikiriki" şeklinde bir bakış atıyorum. öndeki sarışın kıvırcık saçlı kız dönüp ms'ye garip bir bakış atıyor.

çekim 2! ses, ışık kamera veeeeeeee motoooooor

birden bire dolmuşun dışında oradaki dolmuşçu amcalarla konuşan uzun boylu ve oldukça güzel, sade giyimli, uzun kumral saçlı bir kız beliriyor. kız dolmuşçu amcaların yönlendirmesiyle bizim dolmuşa benim ve ms'nin yanına oturuyor. dolmuş hareket etmeye başlıyor. hepimiz paralarımızı uzatıyoruz. fakat punk olan kız dolmuşa en son binen kızın "şunu uzatır mısınız" talebine pis bir bakış (gözler baygın ağız hafif açık) ile parayı alıyor, uzatıyor. dolmuş yola koyuluyor.

aradan 10-15 saniye geçiyor;

ms - afedersiniz siz çiftehavuzlar'da mı oturuyordunuz?
kız - ee şey kem küm
ms - ben hep dolmuşa binerim de sizi sanki daha önce gördüm ondan sordum
kız - (bozuk bir türkçe ile)şey ben almanya'dan bugün geldim
ms - aaa hangi şehir?
kız - (hatırlamıyorum ne dedi ama bir şehir işte almanya'da)
ms - nasıl sevdin mi türkiye'yi
kız - ehihiekeihiki zaten önceden de gelmiştim
ms - haa yani demek o yüzden ben sizi tanıyorum (bkz: kıvır)

önde oturan kız az önce "aşkım seni seviyorum" şeklinde telefon açmış selim'e dönüp epey pis bir bakış atar. erkek arkadaşı uyumuş, kafası öne düşmüştür, punk olan kız kulağında walkman olduğu için olaylardan habersizdir.

ms - bu arada ben selim (daracık dolmuşta abuk bir el uzatma hareketi ile bu girişkenliğini süsler)
kız - ben de tuana
ms - ben sizi cidden görmüş olabilirim önceden çünkü ben şahsen (bkz: reklamlar) böyle birden insanlarla konuşmam normalde
tu - ehihiehihi

adam saniye kaybetmez

ms - peki türkiye'de ne yapıyorsunuz?
tu - staj yapmaya geldim
ms - aaa ne güzel ne üzerine?
tu - sosyoloji psikoloji ve alman dili okudum, onunla ilgili bir şey
ms - hmmm insan bilimi yani (bkz: kültür akıyor)
tu - peki ya siz?
ms - galatasaray üniversitesinde okuyorum. avrupa birliği üzerine master yapıyorum.
tu - ne?
ms - avrupa birliği. sen daha iyi bilirsin gerçi (bkz: mizahkar)
tu - ehihiheik

yine zamanı çok iyi değerlendiriyor

ms - esasında şu anda evde tez yazıyor olmam lazımdı
arkadaşım - (fısıldayarak) tez'e ne hacet burada da yazıyorsun ya.
ms - ama hayatı da yaşamak lazım tabii değil mi? (bkz: bi kerecik versen)
tu - evet öyle
ms - şahsen bence her yaşın ayrı güzelliği var sınırlarını çok aşmadan her şeyi yaşamak yapmak lazım

bu sırada omuzumda bir el hissettim. evet o el bizim selim'in kıza attığı kolun uzantısıydı. hayır işin garibi kız da pek cana yakın çıktı...

tu - tabii ama herkese göre değişir bu
ms - heheheheh! evet (bkz: ne güldün)
tu - mesela bir çok insan yaşıyor bazı şeyleri eee şey oluyor eee... eee
ms - anladım tecrübe
tu - ay hayır değil...
ms - hah buldum deneyim! (bkz: zehir gibi)
tu - ay hayır o da değil neyse bulamadım...
ms - o zaman ben sizi tebrik ediyorum (o el bir kez daha bit kadar dolmuşun içinde domalmış bir şekilde kıza uzatılır, el sıkışılır) (bkz: temas)

öndeki kız bu sefer selim'i oyacakmış gibi bakar. fakat selim gemi azıya almıştır, tam yol ileri ilerlemektedir, iskele sancak umru değildir.

ms - burada yanlız mı kalıyorsun? (bkz: kim tutar seni)
tu - ailemle kalıyorum babam alman annem türk benim. onlar türkiye'de yaşıyor.
ms - ben şahsen mersinliyim, ailem orada, ben buradayım (bkz: bekar evi)
tu - ehiehihihik (bkz: ota boka gülmek)
ms - nerede oturuyorsun?
tu - fenerbahçe stadı ile çiftehavuzlar arasında... unutuyorum hep adını
ms - höhahörkah kah kah! (bkz: noluyoruz be)

öndeki kız bu sefer "ebeni!.." dermişcesine bir bakış atar. bu sırada ben, arkadaşıma dönüp;

ben - şu herifin sevgili evine varmadı mı hala? arasa ya...
svdc - şşş hiheheoheohök

ms - direkt eve mi gideceksin (bkz: orala bile razıyım)
tu - evet daha bu gün geldim ya yorgunum
ms - gece vakti yalnız yürüme evine istersen ben seni bıra...
tu - ben sana telefonumu vereyim? (bkz: oha ne olduk birden yahu)
ms - yaz benim numaramı 0532 6xx xx xx
tu - tamam, çaldırayım seni

ms'nin cebi çalar. ama çaldıran tuana'dır.

ms - tuana nasıl yazılıyor?
ben - (fısıldayarak) nasıl yazıldığını senden iyi bilen yoktur bence
tu - t u a n a
ms - bak! (telefonu göstererek) böyle mi?
tu - ehihihik evet

bu sırada dolmuşçu amca dolmuşu durdurur, tuana'nın ineceği yere gelmişizdir.

tu - tanıştığımıza çok memnun oldum
ms - ben de

şap şup

kız dolmuştan iner ve selim ona hang loose el hareketi ile ara beni işareti yapar. dolmuş hareket ettiği anda da telefonuna tekrardan sarılır birilerini arar fakat aradığı kişi telefonunu açmamaktadır. eğer aradığı kişi kız arkadaşı ise tahminen o da diğer dolmuşta hans ve arkadaşları ile anal seks yapıyor dolayısı ile telefonu açamıyor olabilir. (bkz: ben yapabiliyorsam o da yapabilir psikopatlığı) selim mesajlar yazar telefonlar açar ama anlaşılan aradı her kim ise ona ulaşamaz. punk kız dolmuştan iner. ardından kıllanan sarışın ve erkek arkadaşı hulk dolmuştan inecektir. sarışın kız dolmuşun durduğu andan tahminen biz dolmuşla gözden kaybolana kadar dolmuşu süzer. sonra en öndeki çocuk yine dönüp herife pis pis bakarak iner tahminen "ulan dolmuşun önünü kaptık diye sevinirken taş gibi karıdan olduk" diye düşünmektedir. biz de tesadüfen selim ile aynı yerde dolmuştan ineriz ve dibinden yürüyerek "hadi kız arkadaşı arasın bakalım ne olacak" modunda maceracı duygularımızı pekiştirmek isteriz. fakat selim o kadar hızlı yürür ki ona yetişmek çok riskli olacaktır. haliyle selim'in de bir an önce eve gidip durumu birilerine anlatmak ya da tez elden asılmak gibi ihtiyaçları vardır.

ve selim sisli bir gecede beyaz karanlıkta kaybolur
bir kış vakti kızılayın ortasında karşıya geçmek için hazırlanırken arka arka gelip, haberim olmadan yaklaşıp, bana çarpmasıyla benim çamurlu suya uçmam ve bununla birlikte bana neyin çarptığını anlamaya çalışıp, daha sonra bu cismin dolmuş olduğunu anladığım andır. işin garip tarafı ben yerdeyken, adamın camdan kafasını çıkarıp "pardon biladerr" deyip ordan ara gaz vererek uzaklaşması olmuştur. o an anladımki dolmuşçulardan uzak durmak gerekir.
dolmuşta para vermeyen odunlanası tipler yüzü suyu hürmetine yer yer buhran mekanına da dönebilen araç.

- Para üstü alamayan , parasını gönderemeyen var mı?

Hadi bakalım. Zil çaldı , ders başlıyor. ilkten kimsede ses yok.

Parasını gönderemeyen kısmı epey vurgulu çıkıyor o gırtlaktan. Ve yaklaşık 16 saniye sonra şu cümleye dönüşüyor :

- Parasını gönderemeyen var mı?

Yine ses yok.

- Kardeşim bakın bir kişi eksik! Parasını göndermeyen var mı?

Nihayetinde şoför kızmaya başlıyor haklı olarak. Arkaya dönerek önce milleti şöylelemesine bir süzüyor. Yüzüklü serçe parmağıyla vitesi 3'e ittirdikten sonra , yüksek tonla kendi kendine söyleniyor :

- Şerefsiz. Delikanlı gibi param yok de , canımı ye!

Tabi bir de işin diğer boyutu var. Bu laflar sözler arasında dolmuş ahalisini bir düşünce alıyor ki sormayın.

- Sağdaki süzme vermedi herhalde.

- Öndeki taş abla olabilir mi?

- Yok yok kesin şu çocuk.

- Aynadan bana mı bakıyor lan şoför? Yok canım ne bakıcak , ben verdiğime göre rahat olmalıyım.

Şimdi o kadar enteresan bir durum ki, gereksiz bir şekilde insan kendinden bile şüphe duyabiliyor o ambiyansta. Kasılıyorsun ister istemez.

Bir süre sonra gerginlik ardı boşalma yaşanıyor.

- Kardeşim tamam yüzde yüz haklısın da verenleri hoyratça töhmet altına itiveriyorsun. Olmuyor yani.

Şoför de kendi haklılığınca bir şeyler söylüyor ve gerginlik dolmuştan inene kadar bir şekilde devam ediyor.

O haysiyetsiz ise hiçbir zaman ortaya çıkmıyor. Çıkmaz lan tabi , mal mı.

Giderek toplu taşıma araçlarından soğuyorum. insanlardan da. Issız bir adaya düşüp, yanıma bu ıssız ada sorunsalını bulanı alasım geliyor.
Müsait bir yerde inecek var sözünden hemen sonra "tısss" sesini duyarsanız dolmuş yine durmayacak ve siz atlamak zorunda kalacaksınız demektir. Zaten durarak yolcu indiren dolmuşlar mazide kalmıştır sanırım.
istanbul'da (bkz: şapka)lı araclardır,miyopsanız veya astigmat şapka renklerinden gideceğiniz semti bulmanız olasıdır,örn. (bkz: fikirtepe)minibüsü (bkz: yeşil şapka). tabi rallici (bkz: şöfer)lerimiz parmak kaldırma hızınızla (bkz: doğru orantı)lı gecerlerse.*
ankara'da bugün bindiğim oyak-ulus dolmuşunda fransızca hafif müzik çalındığını duymamla beni dumurlardan dumurlara sürükleyen vasıta. hala olayın şokundayım.
-arkadan vermeyen varmı
*biz inerken eline veririz abii.