geçen sene bugün trenle gittiğim memlekettir. öyle acı ama kıymetli anılar toplayıp gelmiştim ki, anlatmakla değişmeyecek ve anlaşılmayacak, hani sadece yaşayanın anlayacağı güzellikte.
Ne garip bir şehir olduk böyle. Bombaları patlamaları silah seslerini ne çabuk hazmedebiliyoruz, nasıl tüm bunlar bize normal gelmeye başladı?
Patlama ile camlar çerçeveler iner, binalar beşik gibi sallanır, insanlar korku ile balkonlara çıkar durumu anlamak için. Telefonlara televizyonlara sarılır son dakika haberlerini öğrenebilmek için.
"haa yine bir bomba patladı işte." düşüncesi ile, tüm umursamaz tavırları ile, sanki tüm bunlar ayaklanmaya tepki göstermeye yetmezmiş gibi burunlar kıvrılıp, yaşanılanlar görmezden gelinerek (ne kadar mümkün olursa) yaşamlarına, monotonluklarına devam etmekteler.
En fazla patlama olan bölgeden geçmez, görüp de vicdanımızı sızlatmayız.
önemli değil, insanlar ölür hiç mühim değil.
bir ilçesinde jandarma olarak askerliğimi yapmakta olduğum şehir. gökyüzünde yıldızları cam gibi seyredebildiğiniz, rüzgarın yüzünüzü öper gibi yalayıp geçtiği, üzümün, karpuzun başka hiç bir yerde böylesine güzel kokmadığı yerdir aynı zamanda.
insan bu güzel topraklara terör belasını reva görenlere lanet etmeden edemiyor.
fırat, dicle, kızılırmak içimizden geliyor haykırmak; vatan sana canım feda.