doğduğum yer ve gelecekteki son durağım.. izmirlisi, ankaralısı, sinoplu, kayserili, artvinli, bolulu, antalyalı memleketinden çıkar, gün gelir nereli olduğunu dahi unutur. ama bir diyarbakırlı asla unutmaz. misal istanbul kız gibidir derler. aşık olunur; diyarbakır aşık etmez adamı direk vurgun yedirir.
türkiyenin kız kardeşidir erkek için kız kardeş namustur, diyabakırda ülkenin kız kardeşidir sahip çıkarsan sözünden çıkmaz, çıkmazsan aile terbiyesinden uzaklaşır, izmir, tunceli, diyarbakır şehirlerini seviyorum canım ülkemin.
bana göre dünyanın en güzel memleketi.aslen elazığlı olmama rağmen diyarbakırı hep memleketim olarak gördüm.biri sorunca diyarbakırlıyım dedim hep.bu güzel şehrin az ekmeğini yemedim ne de olsa.
bundan 8-10 sene önce yaşıtlarımız sokaklarda rahatça gezerken biz evden okula gitmek için çıkarken annemiz arkamızdan bağırırdı.'oğlum kurban olduğum dikkat et.kalabalıkta çok kalma.okuldan çıktığında çok geç kalma'
ne de olsa diyarbakır demek ohal demekti.diyarbakır demek diyarbakır zindanı demekti.diyarbakır demek faili meçhul demekti jitem demekti.
bombalar patladı bu şehirde.bir zamanlar oturduğumuz evin 100 metre ilerisindeki koşuyolu parkında 10 tane insan parçalara ayrıldı.
final dershanesinde sonradan fen lisesinden sıra arkadaşım olacak adamın yüzü yandı.yine aynı fen lisesinde olan eren şahin hayatını kaybetti.
mazlum doğan diyarbakır zindanında 3 kibrit yaktı ve kendini astı.
gaffar okan diye yiğit bir adam geldi bu şehre.başka hiçbir zaman hiçbir devlet görevlisi gaffar baba gibi sevilmedi.hala dükkanlarda kahvelerde resimleri vardır gaffar okanın.
diyarbakır demek isyan demekti.diyarbakır demek zulme başkaldırmaktı.diyarbakır mazlum doğan demekti.
ahmet kaya ne güzel söylüyor ?
diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım.bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım.arkadaşların yüzü ağır ağır solarken gün doğar yaylalara kahrımdan utanırım.
ey fırtınalı bayır ey mazlum diyarbakır dağlarında kızıl ateş alnında kızır bakır.
güzel memleketimden kilometrelerce uzakta olsamda üzelme sen üzülme başını öne eğme gün olur kavuşuruz dert etme diyarbakır.
1980 de babamın tayini nedeniyle 4 yıllığına gidip yaşadığım ilk 2 yılında hiç hoşlanmadığım ona doğunun parisi diyenlere parismi görmediniz dayakmı yemediniz dediğim sonrada etrafındaki diğer illeri gezdiğimde niye paris olduğunu anladığım ve son 2 sene daha olumlu baktığım şehir. iyi insanlarıda var rezil insanlarıda, unutamadığım çocuk ve bebek mezarlarının çokluğu, yazın asfalt eriten duvarlara depolanan sıcağı, karpuzu meşhur olsada en çok suyunu sevdim kana kana içilir genede şişkinlik yapmazdı. Şahane ayran olurdu o sudan. açık ekmek dedikleri pidesini, ciğer kebabını, kaburgavı selim amcasını, bumbar dolmasını özlüyorum bazen. ben çocukluğumda direkt gittim, şimdi doğan çocuklar pasaportlamı giderler veya madridden barcelonaya eyaletler arası gider gibimi giderler merak ediyorum doğrusu.
güneydoğu anadolu bölgesinin bir ilidir. eski adı Amed' dir ve çok güzel bir şarkıda geçer hece hece...
.....
Ben ne yanlışa meğil vermişim,
Yar yerine karanlık sarmışım,
Bağrıma yıldız basmışım,
Şimdi hasret benim amed içinde.
Bir damla bir sel olmuşum,
Dicle'yim aşka akmışım,
Koynumda resmin yatmışım,
Şimdi vuslat benim amed içinde.
Amed şehrim benim,
Sende kaldı tüm düşlerim.
Amed yaram benim,
Sende kaldı tüm düşlerim.
.......