devlet, milletin düzenini sağlamak, onlara giderek artan refah ve mutluluk sağlamayı amaçlaması gereken sistemdir.
demokratik ülkelerde devleti yönetmesi için seçilen kişiler aracılığıyla, milletin ihtiyaçları, milletin parası(vergi) ile en iyi şekilde karşılanmaya çalışılır.
bugünki türkiye'de bulunan sistemde ise devlet;
vergiyi yolsuzluğa alet eder;
milletvekili, millete vekillik değil, kendine vekillik yapar;
saçma sapan, önem sırasında ortalarda bile olmayan şeyleri yaparak, milleti uyutur. üzerine bir de bunlarla propaganda yapar;
bir işin milletin geleceği için değil, bugünün güzel geçmesi ve yakın tarihte seçim kazanma amacıyla yapar;
ülkeyi refaha götüreceğine, refahı giderek azaltır;
milletvekilini zenginleştirir.
bugüki türkiye'de bulunan bazı insanlar ise;
devleti kendisinden üstün görür;
devletinin kendine hizmet vermesi gerektiğini bilmez;
devletin yaptıklarını lütuf zanneder;
daha fazlasını değil, azını ister.
devlet, milleti için var olmuştur, milletinin hizmetçisi olmalıdır.
millet, devletin kölesi olmaya başlamışsa, o sistem artık kölelik sistemidir.
Türk kültürüyle ilgilidir. Devlet baba, toprak ana anlayışı hakim kültürde. Zamanında bu anlayış devletin, otağın, boyun artık hangisi olursa büyümesini de sağlamıştır ama bugün baktığımızda sadece insanların gözünü boyamaya yaradığını görüyoruz.
Birey olamamış kul köle benliği içinde bazı cahil insanlar tarafından kutsiyet yamanan durum.
Evet, bir faşist derecesinde milliyetçi düşüncelerin sahibi olabilirim ama devlet vatan yurt yer vb kavramlara tartışılmaz bir kutsiyet katmak düşünemeyen insanların ürünüdür.
Öyle ki bu inançla sokrates yasalar(devlet) benden üstündür, yanlış da olsa uymalıyım diyerek baldıran zehrini içmiş, idam edilmiştir. onun düşüncesinde önemli olan bireyin değil devletin devamlılığıdır. başlıktaki millet kavramı da konuyu tartışmak için yanlış seçimdir. Bu birey-devlet meselesidir.
Ortaçağ düşünürleri de devleti tanrıyla açıklamışlardır. bu inanışa göre kul nasıl tanrıdan önemli olabilir ki? mühim olan tanrının(devletin) büyüklüğünün kabulu, halkın bunu bilerek yaşamasıdır.
Devletin bireyden üstün tutulması fikri modern devletin kutuluşuna kadar devam etmiştir. modern devlet liberalizmle gelmiş. bu yeni sistem de devletin karşısında bireyin haklarını ve özgürlüklerini savunmuştur. Artık bireyin üstünlüğü kabul görecek, devlet araç olup halka karşı görevleri, hizmetleri olan bir yapıya evrilecektir.