Daha önce hiç girmediğim için bilmediğim ancak kişilik ve ruhsal güce bağlı olduğunu düşündüğüm hastalıktır.mesela hiçbir şeyi kafasına takmayan birin deprosyona girme ihtimali insanın ekipmansız olarak 500 m derinliğe dalması ihtimali kadardır.
5 senemi çalan hastalık. yerinde sayıyorsun, ilerleyemiyorsun o kadar yetenekli bir insan olduğun halde. ilaç desen çözüm değil, uyuşturuyor. bir yeri düzeltirken başka yeri bozuyor. her şey kişinin kendi elinde. kendini ne olursa olsun salmayacaksın, gerekirse zorlayacaksın. uykuya teslim etmeyeceksin kendini. allah gercekten kimseye vermesin bunu. illet.
Beş gün girip üç gün çıkıyorsaniz, (özellikle sizin için hanım kızlar) iki çift pabuç bi' takım elbise alınca hiiiiiiç bi'şeyciğiniz kalmıyor ise, saçlarımı kesip intihar edicem ay şuraya mektuplar yazayım diyorsanız; o degildir
Uzun süreli ergenlik bunalımlarınıza depresyon deyip gerçekten rahatsız insanlar üzerinden prim yapmayın. Hemoroid hastalığı sizin çirkin, içi boş duygusal iniş çıkışlarınızdan daha saygın ve ciddi bir rahatsızlık benim gözümde. Sevgili hemoroid hastaları, siz de derhal leğene sıcak su doldurup içine oturun. Sonra o suyu alıp bu sorunlu, sivilceli ergenlerin üzerine dökeceğim.
Sona geldiğimi hissettiren şey. Bitirdi beni. Nefes alırken yoruluyorum artık yatağa bağımlı hale geldim. Doktora nasıl gidicem düşünüyorum. Sanki ölümcül bir hastalığa yakalanmışım da gittikçe kötüleşiyorum. Kim bilir belkide öldürür bu sefer...
bende çok giriyorum şu tiriviriya. bazen evde tek basimayken. bazen univde dersi dinlerken bazen kutuphanede ders calisirken bazen kirtasiyeye not cikartmaya giderken ve de sira beklerken (amk cok mu ders calisiyorum ondan mi acaba) lan diyorum ne bos bir hayat. herkesi izliyorum. insanlarin harektleri cogu zaman yapmacik halleri cekiyor dikkatimi. en cok ta bu sekteye ugratiyor beni galiba. yaşam bazen çok anlamsiz geliyor. benimde bir sevgilim var evet. ama bu oyle aşk meşk ten dolayi olan birsey degil bunu da biliyorum. kendimi anlayamiyorum herkesten farkli bir dunyada yasiyor gibiyim. samimiyetten uzak dunyalarinin yanibasinda ya da hemen için de kendi kurduğum samimi dunyamda calkalanip duruyorum.
insanları sürekli olarak depresif duygular yaşadığı çağımızın hastalığıdır. Babam depresyon kelimesini ilk duyduğunda "orospu çocukları can sıkıntısına emperyalist isim bulmuşlar" demişti.