depresyon

entry1168 galeri41
    325.
  1. düşünen insan hastalığı.
    2 ...
  2. 326.
  3. kaslı olmayan erkek yazarların başına musaallat olabilen şey.
    2 ...
  4. 327.
  5. çağın en tehlikeli hastalığıdır. sağlam kafası olmayan bireyler hastalıklı düşünceler üretirler ve bu topluma ve de insanlığa zarar teşkil eden bir durumdur. aslında depresyon sistem ürünü bir hastalıktır kanımca.
    1 ...
  6. 328.
  7. anlık bir durum değildir. Depresyona girince ne yardım isteyebilirsin, ne ağlayabilirsin. Çaresizin teki oluverir çıkarsın. Çok zor bir süreç yaşarsın ama geçiyor merak etmeyin.
    2 ...
  8. 329.
  9. sık sık içinde bulundugum durumdur.
    1 ...
  10. 330.
  11. aslında bünye, girmeden önce uyarı verir. tabi anlayana... zaten pek çok depresyonun nedeninin de kendi yarattığımız kaygılar olduğu söylenir. bilişsel terapistlerin yazıp çizdiklerine bakmak lazım, düşünce biçimi önemlidir.
    1 ...
  12. 331.
  13. kişinin dünyevi tüm isteklere direnç göstermesi ve içine kapanması durumudur. çoğunluklaağır travmalardan sonra görülür. tedavisi olabildiğince sosyal olmaktır.
    2 ...
  14. 332.
  15. kendini kalıcı şekilde kötü hissetmektir. eskiden bende de vardı, üç adet çaresi mevcut:
    1- umursamamak
    2- oyalanmak
    3- prozac vb ilaçlar.
    1 ...
  16. 333.
  17. dillere pelesenk olmuş bir şarkı sözünden de anlaşılabileceği gibi toplumumuz tarafından; nedenleri, gelişim süreci ve sonuçları bağlamında bütünüyle yanlış anlaşılmış bir çöküntü sürecine verilen addır.

    yıllardan beri içinde yaşadığım topluma yabancıyım. belki de birçoğunuz öylesinizdir bilemem. toplumumuza yabancıyım çünkü bu toplumda olağanın dışında kalan güruha korkulu bir tavırla fakat mağrur, ötekileştiren davranışlarla fakat dünya iyisi olduklarını kanıtlamak istercesine tiyatral, başkalarının hayatına burnunu sokmayı zevk ve hatta hobi edinmeye kadar ileri gitmeler fakat aldırmaz görünmeler ve daha akıllara ziyan bir sürü riya ve çirkinlik görmüşümdür. buna en çok maruz kalan, en çok ötekileştirilenler de: ''ruh hastalarıdır''

    bu toplumda kanayan bir yaradır ruh ve sinir hastalarına olan bakış açısı. psikolog ve psikiyatra ''deli doktoru'' derler. azıcık anormal davranışlar sergileyen insanlara(ki belki de normal. çünkü kime göre, neye göre anormal? belki de normaller anormal, anormaller normal?) ''şizofren yaa bu aabi'' şeklinde yakıştırmalar yapılır. (şizofreni ne demek bilinmez tabii bu arada)

    bu bağlamda depresyon, bir akıl hastalığı değil, ruhsal bir bozukluktur. sanıldığı gibi ''ay tırnağım kırıldı'', ''berkecan benden ayrıldııı'' gibi über sebeplerle ortaya çıkan bir sonuç değildir. biriktirilmiş duygusal boşalmalar veya çeşitli travmaların kişiyi belli bir noktaya sürüklemesi, çocukluk, aile, sosyal çevre, karakteristik yapı vs. gibi tonlarca nedenden tezahür edebilecek bir rahatsızlıktır. kesin çözümü ise sadece ve sadece hasta olduğunun farkında olmak ve bunun üstesinden gelebileceğine inanmaktır. bu kadar itilip kakıldığınız, hor görülüp dışlandığınız bir toplumda ise bunu hayata geçirebilmek oldukça zordur. içine düştüğü bu bataklıktan kurtulmak isteyip, bu toplum tarafından çeşitli baskılara maruz kalmış ve bataklığa bedenini teslim etmiş insanların ruhu şad olsun...
    2 ...
  18. 334.
  19. Saatlerce, nedensiz yere kendince çok büyük nedenlerle ağlamaktır.
    4 ...
  20. 335.
  21. 85 ve sonrası doğanların hastalığıdır . 85ten önceki nesil bu hallenmelere canı sıkılan koca ister ifadesiyle yaklaşır.
    3 ...
  22. 336.
  23. bir kısım ergen denyonun içinde olduğunu sandıkları zıkkım.

    dua edin de allah başınıza vermesin piç kuruları.

    bu arada alayınızın amına koyim ergen denyolar.
    5 ...
  24. 337.
  25. şu sıralar canı sıkılan herkesin kendine koyduğu teşhis.
    2 ...
  26. 338.
  27. *hiçbir şey yapmak istememe
    *bıkkınlık, sıkılganlık
    *dünyayı omzunda taşıyor hissi, bırakıp kaçma isteği
    *psikolojik yorgunluk, isyan dönemi... yaşayan bilir Allah kimseye vermesin zira intihar gibi çok ciddi olaylara sebep olabilir. böyle durumda olanlar varsa mutlaka kendine artık en çok ne mutluluk veriyorsa veya neyi yapmaktan hoşlanıyorsa o alana yönelmelerini tavsiye ederim.
    2 ...
  28. 339.
  29. bugün bunun içinde olduğunu iddia eden gençler, eğer sağlam temellere sahip değillerse 40'ına doğru delirecekler. kadınlar ani öfke patlamalarıyla çocuklarından alacak hıncını, sonra üzülecek, sonra yine. sonra laçka olacak. herifler sikerim işini diyecek, iş gününü uyanmadan geçirecek. sonra o da laçka.

    pdr okuyun dostlar. en azından zarardan bir kârınız olur belki.
    2 ...
  30. 340.
  31. içine düştüğüm ve çıkamadığım kara delik....
    2 ...
  32. 341.
  33. çağımızın hastalığıdır, baya istatistik de yapılmış bu konuda oran fazla imiş.
    benimki kronikti, binlerce ilaç yüzlerce terapi geçmiyordu. sonra öyle bir gün geldi ki depresyonda olacak gücü bile bulamadım kendimde. o gün bugündür gerçekten iyiyim.
    3 ...
  34. 342.
  35. Müslüman depresyona girer mi?
    Toplumda, mümin birinin depresyona girmeyeceği, girerse bunun imânî bir eksikliğe delalet ettiği yönde bir kanaat mevcut, görebildiğim kadarıyla.

    Bana da sıkça sorulan bu soruya cevabım şu oluyor: Niye girmesin ki, müminin depresyona girme hakkı yok mu?

    Sanırım, Müslümanlara depresyonu yakıştırmayanları bu düşünceye iten nedenlerden biri, depresyonu tümüyle psikolojik kaynaklı bir rahatsızlık olarak zannetmek.

    Bir defa, depresyonun o kadar çok çeşidi var ki. Mesela, "iki uçlu duygulanım bozukluğu," denilen rahatsızlığın bir parçası olan depresyonu ele alalım. Bu rahatsızlık biyolojiktir, yani beyindeki kimyasal bozulma nedeniyle oluştuğu kesinkes kanıtlanmıştır ve kişinin iradesi dışında seyreder. Kişinin ne kadar imanı yüksek olsa da, beyindeki kimyasal bozukluktan dolayı mani ve depresyon nöbetleri dediğimiz hastalık dönemlerini yaşaması mukadderdir.

    Ya da tekrarlayıcı depresyonları düşünelim. Biyolojik altyapısı müsait öyle insanlar var ki, mesela sonbaharda ya da ilkbaharda ya da belli aylarda saat kurmuşçasına bir sabah derin bir depresyonla uyanabilirler. Böylesi bir depresyona girmek kişinin iradesinde değildir, biyolojik temeli ağır basar.

    Ya da bazı kadınlar adet görmeden bir hafta kadar önce biyolojik nedenlerle, kendi iradelerine bağlı olmadan, adet gününe kadar ağlamaklı olurlar, kendilerini değersiz hissederler, reddedilmeye aşırı hassasiyet gösterirler, hayat çok ağır gelir. Alın size kişinin iradesi dışında seyreden bir hastalık (adet öncesi depresif ruh hali).

    Bazı depresyonlar da kişinin hassas olduğu yaşam olaylarından sonra gelişebilir. Bu tür depresyonlarda bile biyolojik mekanizmalar sürece katılır. Biyolojik faktörlerin işe karışmadığı bir depresyon neredeyse yok gibidir. Bir insanın şeker hastası olduğunda, imânım zayıfmış, demesi kendine haksızlıktır ve yanlış bir yargıdır. Ya da kalp krizi geçirmenin imânî bir mesele olmadığı açıktır. Biyolojik hastalıklar için imân eksikliği yargısı yapılmıyorsa, depresyon ve sair psikiyatrik rahatsızlıklar için yapılması, hem bu hastalıklara hem de bunları yaşayanlara haksızlık.

    Depresyonda bir nevi sinir sisteminin strese karşı direnci kırılmıştır. Kuvvetli bir darbeyle insanın kemiğinin çatlaması gibi sinir sisteminin de dayanıklılığı azalır. Bu nedenle depresyonda birçok ağrılar, yoğun halsizlik, hafıza sorunları gibi bedensel belirtiler olur. Psikiyatristlerin ilaç vermesinin nedeni dayanıklılığı artırmaya yöneliktir.

    Peki, iman hiç mi devrede olmaz? Olur elbette. Depresyonla ilgili bazı çalışmalar, depresyona rıza göstermemenin depresyonu şiddetlendirdiğini ve kronikleşmesine sebebiyet verdiğini göstermiştir (depression about depression). Kanaatimce, iman tam da burada devreye giriyor.

    Mümine yakışmayan depresyona girmek değil, niye depresyona giriyorum diye isyan etmesidir. Ondan beklenen, niye depresyona girdim, hayat zevkini kaybettim, bula bula beni mi buldu, ya da Zamanın Bedii'nin ifadesiyle, "Aman ne yaptım böyle başıma geldi diye Rububiyet-i ilahiye'yi tenkid etmek gibi bir halet"e girmemektir.

    Mümin de depresyon yaşar ama onu onurla taşır, dünyanın tüm yüklerini, O'ndan gelen tüm musibetleri, dertleri, tasaları, hüzünleri, acıları onurla taşıdığı gibi. "Hüküm O'nundur," diyerek.

    Mümin depresyon ya da başka psikiyatrik rahatsızlıkları; "Hastalıkla geçen bir ömür, Allah'tan şekva etmemek şartıyla, mümin için ibadet sayıldığına rivayat-ı sahiha vardır," inancıyla, "Ey musibet! Eğer O'nun izin ve rızasıyla geldin ise merhaba, safa geldin!" cümlesiyle selamlar. Sonra da sebepler dairesinde yapılacakları yapmaya koyulur.

    Depresyonun kıymetini bilmek

    Risale-i Nur'dan anlayabildiğim kadarıyla, müminden beklenen hiç depresyona girmemek değil; "Hastalar Risalesi"nde denildiği gibi "insan bu dünyaya yalnız güzel yaşamak için ve rahatla ve safa ile ömür geçirmek için gelmemiştir. Belki azîm bir sermaye elinde bulunan insan, burada bir ticaret ile, ebedî daimî bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir," düşüncesine ulaşmaktır. Depresyon kadar bize hayatın hakikatini öğrenmeye vesile hangi hastalık vardır?

    Depresyonda olmak bir açıdan gafletten kurtulmanın vesilesidir; dünya aşkının sönüp yüzümüzü ahirete çevirmektir. Depresyon bir akıl zayıflığı değildir, bir kişilik zayıflığı da değildir. Hislerin "dünyadan" zevk alamamasıdır. insanı enerjisiz, yorgun mu yorgun, bitkin mi bitkin bırakmasıyla, depresyon bize adeta der ki: "Senin vücudun ve a'zâ ve cihazatın, senin mülkün değildir." Depresyondayken kendi sınırlılığımızı, acziyetimizi idrak ederiz. Bu öyle derin bir idraktir ki, depresyondan çıktıktan sonra bile bize kendimizi öğretmeye devam eder.

    Zamanın Bedii yine ne güzel söyler: "O zevki kaybettiğinden hastalık bahanesiyle ağlama; bilakis hastalıktaki manevî ibadet ve uhrevî sevab cihetini düşün, zevk almaya çalış."

    Depresyon kıymetini bilenler için, insanın kendisiyle, dünyayla, başkalarıyla ve ahiretiyle, Mutlak Varlık'la daha derin bir ilişki kurabilmesi için tarihi bir fırsattır.

    mustafa ulusoy
    1 ...
  36. 343.
  37. -Sürekli uyumak
    -Bıkkınlık
    -ölümü istemek
    -mutsuz olmak
    -birşeyin mutlu edeceğine inanırsa sonucu kötü olacaksa bile, bile bile yapmak
    5 ...
  38. 344.
  39. başına major geldiğinde insanı hayattan soğutan, bazen parmağını kıpırdatmaya bile üşendiren illet.
    4 ...
  40. 345.
  41. her dilde her bölgede her iklimde her bünyede en çokta bu bünyede yaşanandır.
    2 ...
  42. 346.
  43. günümüzde herkesin dilinde ''depresyondayım'' lafı olduğu için pekte ciddiye alınmayan rahatsızlık. gerçeği gerçektenn kötüdür. kimse yaşamasın*...
    3 ...
  44. 347.
  45. beni 3 yıldır antidepresanlara bağlayan pislik. insan depresyona girer tamam da hiç mi çıkmaz be kardeşim. çok sevdi beni, seve seve de bir o sevdi zaten.*
    3 ...
  46. 348.
  47. bazı insanlarda aileden gelen bir durum olup kronikleşmiş olabilir, bu tür insanlar hayatı boyunca haplar kullanmak zorundadır. depresyon, duygusal zeka* düşük olan insanlarda ortaya çıkar genelde. ayrıca yüksek iq ve düşük duygusal zekaya sahip kişiler kendileri için çok tehlikeli olur.
    3 ...
  48. 349.
  49. Bir kitap varmis, ben daha yeni duydum kendisini, dr. David burns iyi hissetmek. Hani derler ya denize düşen yilana sarilir, o hesap basladim okumaya. Kendisi diyor ki; depresyon duygusal bir rahatsizlik degilmis. Sahip oldugumuz kotu his ve carpitilmis olumsuz dusuncelerimizin sonucuymus. Olaylari gorur, beyin suzgecinden gecirir dusunceler, sonrada duyguya donusurmus. Yani dusunceler duygulari yaratirmis. Biz olaylari carpitarak yorumlarsak, duygumuzda depresyon olurmus.Okuyorum ama pek inanmiyorum acikcasi. Zaten oyle bir sey ki depresyonda olan biri olarak beni iyilestirmek icin olan hersey cok yapmacik geliyor.
    Cok uyuyorum. Sabah 8gibi yatip aksam 6 gibi uyaniyorum. Gun icinde de uyku halindeyim hep. Bi sure onceye kadar iştah sifirdi. Haftada 3.5 kilo veriyordum. Fakat 1 haftadir asiri ir yeme istegi geldi. Agzimi acmak bile bana kulfet geliyor. Eskiden en azindan konusurdum, anlatirdim derdimi artik onu da yapamiyorum. Beni en mutlu eden sey sigara ve kahvemle yataga yayilmak, tv acik ama sesi kisik oyle bos bos duvarlara bakip dusunmek. Herseyi erteliyorum. Hicbirseyden keyif almiyorum. Bunun da adi ANHEDONi imis. Yani hayattan vs keyif almama. Depresyondayken olurmus. Doktora gitmek, ilac almak vs urkutuyor beni. Cunku sonra onlarin etkisi gecer bi anda yine ayni noktaya vururum diye korkuyorum. Uyusturmasinlar beni doktorla ilacla. Bu illeti canli canli yasiyim biticekse bitsin diyorum.
    Eski beni cok ozluyorum. Beni bu hale getiren herkesten nefret ediyorum. Ben bu haldeyim ve onlar hic yara almadan devam ediyorlar. Ben boyle degildim. Kahkalar atan, nesesi ile herkesin tanidigi, enerjik hayat dolu, zeki, cok guzel, cok bakimli, zehir gibi, hirsli, ayaklari sapasaglam yere basan bi kizdim. Meger derler ya guzellik icten gelir dogruymus. Sanki soldum çürüdüm. Dua ediyorum Allah'a yanimda olsun diye, bu gunleri unutturacak kadar mutlu gunler yasatsin diye..
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük