"Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"
ülkemizde en çok kullanılan kelimelerden biridir. seçim yaparsın demokrasi şölenidir, oy sayarsın demokrasi katliamıdır, haksızlığa uğrarsın bu ülkede demokrasi var dersin, aslında hiç var olmayan bir şeydir. düşünün bu ülkenin en büyük şehrinde 7 gündür belediye başkanı kesinleşmedi. millet oy çuvallarının üzerinde uyuyor.
Hükümetimiz demokrasinin neye karşı olduğu konusunda net bir örnektir: zalim ve tasarruf önlemleri, özgür gazeteciliğin azlığı ve sosyal medyanın rahatsız edici bir kontrolü Türkiye'de demokrasinin burada yenilmeye yemin ettiği şey.
Ben eşit, adaletli ya da doğru olduğuna inanmıyorum.
%51 bir şeyi istiyor diye geri kalan %49 u yok saymak gibi bir şey bu. Birbirinden nefret eden insanlar yaratan hastalıklı bir yönetim biçimi. Üstelik Türkiye gibi yakın zamanda bir imparatorluk kaybetmiş bir ülke de kesinlikle işe yaramayacak yönetim biçimi. Suistimale açık.
türkiye'deki bu yönetim biçimiyle asıl kavgalı grup sanıldığı gibi aşırı muhafazakar kesim değil sağcı, muhafazakar, milliyetçi, solcu, komünist fark etmez, elitler makulesidir.
Türk elitleri kendileri gibi düşünmeyen her insanı ve kendilerine uymayan her görüşü demokrasi dışı şekilde bastırma ve susturma eğilimi taşımaktadır.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi sağlam şekilde güvence altına alınmazsa önce oligarşi ardından da diktatoryaya geçişin ilk basamağıdır. Bakınız ikinci dünya savaşı öncesi almanya. ikinci bir örnek daha verirdim ama silivri şimdi soğuktur.
demokrasi halkın yönetime katıldığı kendini yönetecek kişileri belirlediği özgür bir sistem olarak lanse edilebilir. halbu ki sizce de gerçek böyle mi yoksa demokrasi paranın çıkarlarına mı hizmet ediyor. baştan şunu belirtetyim komunist değilim. her ülkeye dikkat ederseniz medyaya gazete televizyon radyo sosyal medyaya yöne veren kiişiler olduğunu göreceksiniz. peki bu medya kuruluşlarının sahibi kim. belli bir takım zenginler. dolayısyla demokrasi dediğimiz kurum dolaylı olarak toplumun varlıklı kesimlerin elinde olduğunu rahatlıkla söyleyebliliriz. şimdi bu varlıklı kimseler aralarında gizli anlaşma yapıp seçilecek kişiyi kendi belirlese ve sabah akşam onu güzelleyecek haberler yapsa yine demokrasiden bahsedebilrmiyiz.
sonra a, d ve e partisi hükümet kursun. dışarıda kalan b ve c partilerinin toplamı %45 ama hiç bir söz hakları yok.
hadi onu geçtim tersi olsun. b, d ve e partisi birleşsin yüzde 51 yapıyorlar ama kim sikler %49'u. çoğunluğu alan karşı tarafı istediği kadar ezebilir. sonra ortamlarda millet iradesi falan dersin kim bilecek.