turkiye'de tabu haline getirilmis olan kavram. en hafif sekliyle bile olsa demokrasi illetini tenkit etmek hos karsilanmiyor. orta cag avrupasi'nin skolastik dusunce yapisinda dine sovmek nasil karsilaniyorsa bugun bu ulkede demokrasi hakkinda olumsuz gorus belirtmekte ayni sekilde karsilaniyor. gecelim.. Voltaire "demokrasi ayak takiminin despotizmidir" der. osmanli'nin son donem aydinlari da demokrasiyi "hukumet-i avam" seklinde nitelemislerdir. avam hakimiyeti, daha dogrusu ayak takiminin hakimiyeti.
Nedir ayaktakimi ? toplumun 10'da 9'u. toplumun 10'da 9'u zaten aptaldir. bir irkin, bir ulkenin kaderi bu aptallarin oy varakalari ile sekillendirilemez. modern tarih ilminin yaraticisi olarak kabul edilen fransiz tarihci thierry "demokratik cumhuriyetlerin sonu ahlaki bir alcalistir' diyor. yalan mi ? 2 kilo bozuk makarnaya, 3-5 torba zehirli komure tamah edip oy kullanilan bir ulkede ahlaktan seciyeden bahsolunabilir mi?
Hulasa Demokrasi herzesi Turk irki'na ve devletine artik zarar vermeye baslamistir. sonu gelmeli, her kafadan bir ses cikmasina, ayaktakiminin hakimiyetine son verilmelidir.
cesitliligi farklilik olarak gosteren hosgoru ve saygi yerine ozgurluk temeline dayanan utopya.hic bir zaman mumkun olmayacagini savunucu sosyologlar tarafindan ispatlayan yonetim bicimi.
insanlari dusuncelere kamplara bolen ortak degerleri yok eden toplumsal gercekligi ve kulturu hice sayan toplumu degil bireyi hegomonya...
yeterince eğitilmemiş, özgür düşünce biçimi aşılanmamış toplumlarda kötüye kullanılan, işe yaramayan yönetim biçimi. halkın zaaflarını kötüye kullanmaya yol açar. tehlikelidir.
demokrasi, senden çok farklı düşünen birini dinlemeyi gerektirir. farklı düşünceleri duymaya tahammül gerektirir. sabrı öğretir.
(bkz: halkın kendi kendisini yönetmesi)
kendisi saklanmış bi yerlere diyolar ki fransaya gitti gelicek bekle,bence avrupa'lara gitmiş gibi yapıyo bizi kandırıyo o sever zaten böyle gizemi, bi türlü tanımının yapılmamasını.bi de mutlak iktidar da bu aralar bizde olduğu için küsmüş de olabilir ama acilen gelmesi lazım artık biz onun özleminden olmadık işler yapabiliriz.o yüzden hemen gelsin ,özletti kendini gene..burdan sesleniyorum: elma dersem çık armut dersem çıkma..elma!
kant'a gore halka yapilan zulumdur. cunku demokraside temsil gorevi verilen cogunluk, azinliga baski uygulayabilir ve hic haz etmeyecegi uygulamalara gidebilir. bu da baskici bir zihniyetin urunudur.
avrupa birligi gibi olusumlarda gozlenmeye baslayan kantci yonetim bicimi ise, halkin bir topluluktan ibaret degil, bireylerden ibaret oldugunu gormeyi savunur ve en kucuk azinliga bile istedigi gibi yasama hakkini verir.
insanların laf kondurmadığı kavram. bu sistemi eleştirenler atatürk'e karşı çıkmakla bile suçlanmıştır. hele gün gelir birisi bir yerlerini değiştirmeye kalkarsa vay halinedir.
kim demişti yaa, biri demişti. "demokrasi güzel de sonra dizmesi sıkıcı oluyor". yani solo test gibi bişey. oynarken iyi de, arada pürüz mürüz çıkartıyor bu, insan üşeniyor. kim demişti yaa. bence güzel demişti.
demokrasi; tarihler boyunca geniş kitlelerin inandığı en büyük yalanlardan biridir. kağıt üzerinden iyidir hoştur, lakin devlet yöneticileri demokrasiyi hep kendilerince yorumlayıp demokrasinin özünden giderek uzaklaşmışlardır.
demokrasi denilince akla "demokrasi" gelir. ne yani cumhuriyet insanlık tarihinin en son ve en modern yönetim biçimi mi? hayır. bundan 400 sene sonra daha güzel rejimler ortaya çıkabilir. daha modern, daha demokratik...
demokrasi deyince akla cumhuriyet gelir. lakin bazen bu demokrasi yüzünden cumhuriyet tehlikeye girebilir. olağan karşılamak yerine demokrasiyi hiçe saymak gerekir.
akp'yi basa getiren yonetim bicimi... ne guzel yonetim bicimi... canım yonetim bicimi... fakat ırak'a da gelisi biraz kanlı olmustur bu yonetim biciminin... kimdi o?.. amerikaydı de mi?.. heyt be...
türkiye cumhuriyeti'nin en temel yapı taşlarından birisi demokrasidir ve demokrasinin temel ilkelerinden biri de, çoğunluğun yönetimi ve azınlık haklarının korunmasıdır. çoğunluğun azınlığa tahakkümü değildir.. çoğunluk prensibi, çoğunluğu kazanan partinin her istediğini yapabileceği anlamına gelmez.. bunun dayanağı çoğunluğun desteğini alan partinin temsil ettiği iradenin, genel irade ile özdeş olmamasıdır.. bunu özdeş kabul edersek azınlığın iradesini çoğunluğun içinde eritmiş oluruz ki bu da çoğulcu demokrasiyle taban tabana zıttır..
10 kisilik bir grup içinde 7 kisi seçiyorsa bu demokrasiye en yakın yönetim bicimidir. Ancak eger yetmis milyonluk bir ülkeyi yüzdeye vurursanız ve bu yüzde içerisinde yüzde kırkaltı oy alıp devletin her noktasına bildigin mutlak monarşi biciminde sızarsanız.. Anayasayı degistirirken sizin monarşinize karsı cıkan ülkenin son bagımsız kalan yargısını, üniversitelerini sindirmeye calısırsanız..Üstüne üstlük utanmadan tüm bunların üstüne darbe korkusuyla her iki laftan birinde demokrasiyi emellerinize alet ederseniz..
doğurduğu sonuçlar bakımından yüzde yüz uygulanabilir olmayan yonetim biçimidir; bu suretle demokrasi en çağdaş ve eşitlikçi yonetim şeklidir denemez. ayrıca iktidar gücünün uyguladığı politikalar demokrasiyi meşru kılabilir ya da eşitliği sağlayabilir.
şoyle ki; 10 kişilik bir grup içerisinden yapılan oylamada 7 kişi a'yı 3'kişi b'yi seçti diyelim ve a kabul edildi. bu surette demokrasi 7 kişiye hizmet etmiş oldu. dolayısıyla demokrasinin tanımıyla çelişen bir durum oluştu, 3 kişinin seçiminin bir onemi kalmadı. bu da demokrasinin paradoksu'nu doğurur.
sadece yüzde kırkaltı cogunlukla devletin tüm makamlarını ele gecirmekmis son zamanlarda gördügüm kadarıyla. Bildigin monarşiymiş. yüzde elliücün hic bir öneminin olmamasıymıs. cumhurbaskanını keyfe keder secebilip, anayasayı kafana göre degistirebilmekmis canım ülkemde. Neyse ne farkeder. Durmak yok yola devam degil mi ?
edit: hayır matematigimde bir sorun yok 46+53 = 99 farkındayım. Küsuratları belirtmedim o kadar.