"Demokrasinin iki çeşidi vardır. Biri zor ve gerçek olanı, öbürü de kolayı, oyun olanı... Topraksızı topraklandırmadan, işçinin durumunu sağlama bağlamadan, halkı esaslı bir eğitimden geçirmeden olmaz birincisi, köklü değişiklikler ister. Bu zor demokrasidir ama gerçek demokrasidir. ikincisi kâğıt ve sandık demokrasisidir. Okuma yazma bilsin bilmesin; toprağı, işi olsun olmasın, demagojiyle serseme çevrilen halk, bir sandığa elindeki kâğıdı atar. Böylece kendi kendini yönetmiş sayılır. Bu, oyundur, kolaydır. Amerika bu demokrasiyi yayıyor işte. Biz demokrasinin kolayını seçtik, çok şeyler göreceğiz daha..."
6o yıl önce adamın biri söylemiş bunları. hem de bizim ülkemizde. öngörünün bu kadarına pes gerçekten.
kırmızı toptur anasını satayım. vur ki puan alasın.
herkes demokrattır mına koyum memlekette. halka seçiminden dolayı "aptal, cahil" diyen zevat da demokrattır, üniversite görmüş olmayı aydın/münevver olmak sanan, çobanı hakir gören yavşak yasak sever zevat da..
ulan sonuçlarına katlanamıyorsan kaldır at, zaten kendin bağışladığın pek muteber sistemini. kur neyini kuruyorsan; artık monarşi mi olur, oligarşi mi? hatta kov sevmediklerini de memleketten zaten her fırsatta söylediğin gibi. kov da bari yerlerini yurtlarını bulsunlar fani ömürlerinde. belki mutlu olsunlar.
kovun oğlum kovun ya sizin gibi düşünmeyeni. kovun ki sizin de rahatlamaya ihtiyacınız var.
arkadaş duyan sadece 8 yıldır kendi halkına sarkıntılık eden bir düzen var sanır memlekette.
sanki 8 yıldır yargı tutsaktır. aynı kanun maddesinin farklı iki insana sırf görüşlerinden dolayı, farklı uygulanmışlığı vakıalarıyla doludur la senin geçmişin. de o zaman hakimler adaleti, hakimler devleti değil de nedir bunun adı?
lan ankara'ya köylü sokmayan valiler gördü bu memleket. halkının kıyafetinden utanan. sahi ne zamandı bu?
sanki kardeş kardeşin kanını 8 yıllık islamcı faşist hükümet döneminde akıtmaya başlamıştır. hiç düşünmeyelim, kafa yormayalım anasını satayım; ulusçuluğu, kişi kültü etrafında yaratılan tek ulus devletini. ariyiz! üstünüz! oh ne iyi ne mutluyuz!
durmak yok, inanmaya devam çözüm üretemeyen demokratik parlamenter sisteme! biz sandığa gidelim yeter; chp, olur akp olur, mhp olur, bilemedin abc olur, çıkar nihayet birileri mına koyum pastayı elitlere bölüştürecek.
ülkeler nezdinde değişik uygulama ve anlayış biçimleri olan yönetim biçimidir. o toplumun içinde bulunduğu sosyokültürel yapı ile şekillenir. kongo demokratik cumhuriyeti ile isviçre aynı demokrasiye tabi değildirler.
ülkemizde ise demokrasiden en fazla dem vuranlar yeri geldiğinde onu en fazla kısıtlayanlar olmuş/olacaktır.
hoş bu her daim sorun olmaya devam edecektir. toplumlar ilerledikçe veyahut ilerleme aşamalarını geçtiğini sandıkça demokrasinin sınırları genişletilmeye çalışılacaktır. ancak her zaman ilerleme demokrasi ile sağlanmaz. bazı toplumların yapısı buna elverişli değildir. libya halkına demokrasinin velinimetlerini sunsan ne olur ancak batılının böyle bir planı olur ki bu libyalının işine yaramaz. bedevi kültürünün yerleştiği topluma demokrasiden çok çölde nasıl daha rahat yaşayabileceğini düşünebilmesi ve bunun için yardım edilmesi gerekir.
demokrasi ya çoğunluğun zorbalığı ya da güçlü, egemen sınıfın sermaye desteği ile iktidara geldiği bir sistem olarak düşünülmüş ve eleştirilmiş. ancak şu an çağımızda 'demokrasi nasıl olmalıdır' tartışmaya açık bir şeydir yoksa demokrasinin kendisinin yerine konulacak bir sistem yoktur. demokrasi tabi ki azınlıkların haklarının korunduğu bir sistem olmalı ancak bir çok durumda azınlık çoğunluğun üzerinde baskıcı ve otoriter de olabiliyor. ancak birlikte yaşamı sağlayan bir ilke varsa o da açıklık ve esnekliktir. tamamen şeffaf bir toplumda ve devlette gerçekten demokrasi bulunabilir. bu sebeple ilk olması gereken, en önemli şey siyasal fikirlerimizi arka planda atarak yasal ya da demokratik sistemin dışında illegal şekilde faaliyet gösteren siyasi oluşumlara karşı toptan bir karşı çıkış ve eleştiri yöneltmektir.
"demokrasi:hakettiğimizden daha iyi yönetilemeyeceğimizi garanti eden bir sistemdir."GEORGE BERNARD SHAW)
-ya çoğunluk yanlış düşünüyorsa o zaman ne yapacağız sorunsalını ortaya çıkaran devlet yönetim anlayışı.
ülkemizde en çok tartışılan kavramlardan birisi. belkide cumhuriyetin temel taşını oluşturan bu ilke en çok ihlal edilen ve arka plana atılan ilkesidir.
(bkz: demos) = halk
(bkz: kratos)= iktidar
demokrasi=halkın iktidarı.çoğu zaman yanlış anlaşılmaya yanlış yorumlanmaya müsait bir devletçilik oyunudur.
türkiye'de bir türlü uygulanamayan sistemdir. Büyük olasılıkla dünyanın birçok yerinde de tam anlamıyla uygulanamamıştır. Genel anlamda en iyi demokrasi, daha doğrusu tam demokrasi olarak atina demokrasisini örnek gösterebiliriz. Türkiye'nin antidemokratik yapısına en güzel örnek partilerin aldıklarını oy oranına paralel olarak mecliste temsil edilmemesidir.
ne menem bir şeysin ki seni sağlamak için hep kan dökülüyor. "Demokrasi bombaları" çoukların üstüne atılıyor ve ölen her çocuğun düştüğü yerden "petrol" fışkırıyor. Demokrasi bi siktir git şu dünyadan da savaş olmasın gayrı!!
"Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir."
(bkz: eflatun)
kohlberg ahlaki gelişiminin 6. ve son evresindeki insandan beklenen ütopik davranış biçimi. istediğiniz psikolog ya da sosyoloğun teorisine bakarsanız bakın bu böyledir aslında, ütopiktir yani. insanoğlunun tabiatınında yoktur.
nietzsche der ki:
'bir insan kendi düşüncesini destekleyen insanları diğerlerin daha çok dinlemeye başlamak suretiyle bozulur'.
demokrasi denilen şeyin ortaya çıkması tam olarak bu sırada olur. kaçınılmaz olarak sakat doğar.
artık iyice boku çıkan kavram. bir adam düşünün hastanede şifa bulmaya gitmiş ve telefonu elinden alınıyor. bu hastamız bunu ülkede demokrasi olmadığını belirterek aktarıyor insanlara. görüyorsunuz insan olarak ne kadar küçüldük. hakkı gasp edilen bir adam bunu demokrasi olmayışına bağlıyor. artık siz düşünün demokrasiye olan ışık yılı uzaklığımızı.
sanki başka yönetim şekli yokmuş gibi herkesin taptığı idari biçim.
demokrasi karşıtı olan kişinin de sadece saltanatçı olabildiğini sanmak da cabası.
eflatun ve aristo da zamanında eleştirmiş, ben de eleştiriyorum. aristokrasi gelsin 101 pare top atışıyla ve 101 ak sakal yönetsin ülkeyi.