bugün

ingilizce de karanlik anlamina gelir. (bkz: ukte dolduruyorum)
aynı zamanda 3. nesil bir çaylak olan ve ortaokuldan beri biçok şey paylaştığım universiteye gitmeden önce biçok güzel anı yaşadığımız arkadaşım,kardeşim.yakında yazar olmasını umuyorum.

bugün itibariyle yazar olmuştur.hoşgelmiştir.
evet yazar oldum.. Herzaman yanındayım umut...
benim 8 yıllık arkadasım olan bu darkness namıdiğer tolga isimli arkadasım... onunla çok güzel ortaokul ve çokta güzel olamayan(maalesef çok ayı olan bi okulda okudukta) lise anılarımız oldu.kader bizi burdada birleştirdi.ve hep beraber olmayı umduğum kardesim,arkadasım,sırdasım ve hayatımda gördüğüm en hoşgörülü insanlardan biri...aslan tolga bee..
(bkz: ultimate darkness)
güzel bir lacrimosa parçasıdır:

my heart, my love
one word, and gone
to stay, i will
believe, and pray
to see, to feel
to hear, to be and gone
how can i get close to you?
how can i the foolish one?

beauty can't be seen but only kissed
i have so much love to give
but where are you and how to be reached?

can i talk, can i speak?
and can i lay my head on you?
can i choose and can i say
i love you!!!

darkness surrounding me
my head hangs low
your arms are far
your breath takes me
besides i am in love
i'm loving you but you
so far from me i'm holding out
your words your face your breath
your touch your heart should cover me
but all you do is watching me
so i dismiss the grace of you
and far beyond the darkness grows
which leads me back to all my roots
the longing and the pain
in darkness and disgrace
the longing and the pain
in darkness and disgrace

beauty can't be seen but only kissed, but only kissed
i have so much love to give
but where are you and how to be reached?

beauty can't be seen but only kissed, but only kissed
i have so much love to give
but where are you and how to be reached?
how to be reached?
how to be reached?
anna paquin'nin oynadığı bir korku filmi.
disturbed in nadir bulunan hafif ve romantik parçalarından, believe albümünde.* sözler:

Don't turn away
I pray you've heard the words I've spoken
Dare to believe, oh for one last time,
Then I let the darkness cover me
Deny everything
Slowly walk away to breathe again
On my own

Carry me away
I need your strength to get me through this
Dare to believe, oh for one last time,
Then I let the darkness cover me
Deny everything
Slowly walk away to breathe again

On my own

Carry me away
I need your strength to get me through this
Dare to believe, oh for one last time,
Then I let the darkness cover me
Deny everything
Slowly walk away to breathe again

On my own
On my own
On my own
On my own
On my own

Dare to believe, oh for one last time
Then I let the darkness cover me
Deny everything
Slowly walk away to breathe again
On my own
On my own
darren hayes in can acıtan şarkısı.
james hetfield'ı hapseden ingilizce kelime. *
darkness imprisoning me / metallica-one
taksimde iyi şarkılar çalan 50lilik biranın 5milyon olduğu güzel bir bardır efenim..
(bkz: a darkness coming)*
Hoş bir (bkz: Disturbed) parçası.
eski seyvan yeni darkness. güzel, sempatik ve sıcak bir metandır. hayatta yabancılık çekmezsiniz. fiyatları gayet uygun, genelde yabancı rock çalar.

imam adnan, öğüt sok no:6/a.
Darkness imprison me
All that I see
Absolute horror
I cannot live
I cannot die
Trapped in myself
Body my holding cell gibi olağan üstü bir nakaratın ilk cümlesidir.

(bkz: metallica)
(bkz: one)
vay canına sayın seyirciler! bu kadar popüler olduğunu bilseydim, valla almazdım içinde darkness geçen bir nicki. cool'lu bir nick düşünmüştüm sözlüğe üye olurken. allahtan, tesadüfen cool adamı gördüm de taklitçi muamelesi görmekten kurtuldum. tek olumsuzluğum, sözlüğe girişimin çok gecikmiş olmasıymış meğer.***
an itibariyle kanal d de yayınlanmakta olan korku filmi. konusu diğerler türlerinden daha farklıdır.
bir süre etkisinde kalınabilecek korku- gerilim filmi.

karanlık, sevgi, güven- güvensizlik gibi konuları harmanlamıştır.
beni korkutan ilk korku filmidir, hayırlı olsun.
karanlık, büyülü, mükemmelötesi, alem değiştirici, ilham çağlatıcı; lord byron şiiri.
lord byron bu şiiri 1816 temmuz'unda yazsız geçen yıl da yazmıştır. Java adasının güneyindeki 'Tamboro' yanardağının 1815 Nisan başlarında patlamasıyla gökyüzüne yükselen alev,gaz, kül ve toz yığınları ile 1816 yılı dünya çapında iklimsel soğumaya sahne oldu. Tamboro'nun püskürmesiyle atmosfere yayılan 150 milyon tonun üzerinde toz ve gaz, güneş ışınlarını dünyaya ulaşamadan geriye yansıtan bir perde oluşmasına yol açmıştı. Aylarca olduğu yerde asılı kalan bu perde özellikle kuzey yarıküreyi etkileyen bir soğumaya yol açmıştır. lord byron tüm bu doğa olaylarının da ilhamıyla bu muhteşem şiiri kaleme aldı. şiir eleştirmenlerce son adam şiiri yani dünyadaki son adamın kıyamet hikayesi olarak görüldüğü gibi son zamanlarda tarihsel bağlam kadar şiirin incil karşıtı doğasına da odaklanılmaktadır tüm incil referanslarına rağmen. şiir lord byron'ın romantik döneminde yazılmıştır. birçok incelemeye konu olmuş, üstüne kısa filmler, animasyonlar çekilmiş hatta bazıları yarışmalara katılmıştır. en güzellerinden biri:*

http://www.youtube.com/wa...CTZx1us&feature=share

I had a dream, which was not all a dream.
The bright sun was extinguish'd, and the stars
Did wander darkling in the eternal space,
Rayless, and pathless, and the icy earth
Swung blind and blackening in the moonless air;
Morn came and went--and came, and brought no day,
And men forgot their passions in the dread
Of this their desolation; and all hearts
Were chill'd into a selfish prayer for light:
And they did live by watchfires--and the thrones,
The palaces of crowned kings--the huts,
The habitations of all things which dwell,
Were burnt for beacons; cities were consumed,
And men were gathered round their blazing homes
To look once more into each other's face;
Happy were those who dwelt within the eye
Of the volcanos, and their mountain-torch:
A fearful hope was all the world contain'd;
Forests were set on fire--but hour by hour
They fell and faded--and the crackling trunks
Extinguish'd with a crash--and all was black.
The brows of men by the despairing light
Wore an unearthly aspect, as by fits
The flashes fell upon them; some lay down
And hid their eyes and wept; and some did rest
Their chins upon their clenched hands, and smiled;
And others hurried to and fro, and fed
Their funeral piles with fuel, and looked up
With mad disquietude on the dull sky,
The pall of a past world; and then again
With curses cast them down upon the dust,
And gnash'd their teeth and howl'd: the wild birds shriek'd,
And, terrified, did flutter on the ground,
And flap their useless wings; the wildest brutes
Came tame and tremulous; and vipers crawl'd
And twined themselves among the multitude,
Hissing, but stingless--they were slain for food.
And War, which for a moment was no more,
Did glut himself again;--a meal was bought
With blood, and each sate sullenly apart
Gorging himself in gloom: no love was left;
All earth was but one thought--and that was death,
Immediate and inglorious; and the pang
Of famine fed upon all entrails--men
Died, and their bones were tombless as their flesh;
The meagre by the meagre were devoured,
Even dogs assail'd their masters, all save one,
And he was faithful to a corse, and kept
The birds and beasts and famish'd men at bay,
Till hunger clung them, or the dropping dead
Lured their lank jaws; himself sought out no food,
But with a piteous and perpetual moan,
And a quick desolate cry, licking the hand
Which answered not with a caress--he died.
The crowd was famish'd by degrees; but two
Of an enormous city did survive,
And they were enemies: they met beside
The dying embers of an altar-place
Where had been heap'd a mass of holy things
For an unholy usage; they raked up,
And shivering scraped with their cold skeleton hands
The feeble ashes, and their feeble breath
Blew for a little life, and made a flame
Which was a mockery; then they lifted up
Their eyes as it grew lighter, and beheld
Each other's aspects--saw, and shriek'd, and died--
Even of their mutual hideousness they died,
Unknowing who he was upon whose brow
Famine had written Fiend. The world was void,
The populous and the powerful--was a lump,
Seasonless, herbless, treeless, manless, lifeless--
A lump of death--a chaos of hard clay.
The rivers, lakes, and ocean all stood still,
And nothing stirred within their silent depths;
Ships sailorless lay rotting on the sea,
And their masts fell down piecemeal: as they dropp'd
They slept on the abyss without a surge--
The waves were dead; the tides were in their grave,
The moon their mistress had expir'd before;
The winds were withered in the stagnant air,
And the clouds perish'd; Darkness had no need
Of aid from them--She was the Universe.

karşı konulamaz bir istekle yapılan amatör çevirisi***

karanlık

ben bir rüya gördüm, hepsi rüya olmayan.
Parlak güneş söndürülmüştü ve yıldızlar
dolaşıyordu karanlık sonsuz uzayda
sönük ve Ücra ve buzlu toprak
sallandı kör ve kararan aysız havada
sabah geldi ve gitti- geldi ve hiçbir gün getirdi
Ve insanlar unuttu tutkularını korkuda
ve ıssızlıkta ve bütün kalpler
üşütüldü ışık için bencil bir duada
Ve onlar yaşadı işaretfeneriyle ve tahtalarla
Taçlı krallarının sarayları - kulübeleri,
ikamet edenlerin herşeyi meskenleri
yakıldı işaretler için; şehirler tüketildi,
Ve erkekler, toplandı yanan evleri etrafında
Birbirlerinin yüzüne bir kez daha bakmak için;
neşesiydi mesken tutan gözlerini
volkanların ve dağ meşalelerinin.
Korkulu umuttu tüm dünyayı kaplayan
Ormanları ateşe verildi ancak saat be saat
Onlar düştü ve solgun ve çatırdayan gövdeleri
Bir kaza ile söndü ve tümden siyah oldu.
Erkeklerin kaşları umutsuz ışıkla
uygunsuz bir manzara giydi uyabildiği kadar
alevler onların üzerine düştü; bazıları uzandı
Ve gözlerini sakladı ve ağladı; ve bazıları dinlendirdi
çenelerini Kenetlenmiş elleri üstünde ve gülümsedi
Ve diğerleri koştu sağa sola ve besledi
cenazelerinin kazıklarını yakıtla, ve baktı
delice donuk gökyüzündeki tedirginliğe
geçmiş dünyanın tabut örtüsü sonra tekrar
Küfürlerle onları tozla üzerinden aşağı attı
Ve dişlerini gıcırdattı ve uludu: yabani kuşlar feryad etti
Ve dehşetle yere düştü
Ve hiçbir işe yaramayan kanatlarını çırptı; çılgın zebaniler
geldi Uysal ve titrek ; ve engerekler süründü
Ve, kendilerini çiftleştirdiler yığınlarca
Tıslama, ama zehirsiz - onlar yemek için katledildi.
Ve savaş; bir an için daha fazlası için değil
doyurdu kendini yine; bir yemek satın alındı
Kanla ve her vaziyette somurtmak dışında
kendini doyuruyordu karanlığın içinde: hiçbir aşk kalmadı;
bütün dünyaydı fakat bir düşünceydi ve o ölümdü
Acil ve yüz kızartıcı ve sancısı
kıtlığın beslenen tüm sakatatlarla-erkek
Öldü ve onların kemikleri etleri gibi mezarsız idi;
Yetersiz yetersizce yok edildi,
Hatta köpekler saldırdı sahiplerine, tüm saklanan şey; tüm kaydedilen
Ve o sadıktı bir cesete ve muhafaza etti
Kuşları ve hayvanları ve aç bıraktı koydaki adamları
Açlık onları sarana ya da ölü bırakana kadar
ayarttı Sıska çenelerini; kendisi aradı olmayan yiyeceği
Fakat hazin ve sürekli bir inlemeyle,
Ve hızlı, ıssız bir ağlamayla , yalanan el
cevaplandı okşama olmaksızın-o öldü.
Kalabalık aç bırakıldı derece derece; ancak iki
Muazzam şehir hayatta kaldı
Ve onlar düşmandı: onlar bir araya geldi
ölen közleri bir sunak yerinin
ki orada toplandı yığınlarca kutsal şey
Kutsal olmayan bir kullanım için, onlar biraraya getirildi
Ve titreyerek kazıdılar, soğuk iskelet elleri ile
Zayıf külleri ve onların zayıf nefesi
küçük bir hayat üfledi, ve bir alev yaptı
alay konusu oldu, sonra da kaldırdı
Onların gözleri hafifçe büyüdü ve izleyebildi
diğerlerinin herbir yönünü, gördü ve çığlık attı ve öldü
Hatta onların karşılıklı iğrençlikleriyle onlar öldü
bilmeden kimin alnı üstüne
Kıtlığın şeytan yazdığını. Dünya, ıssız
Kalabalık ve güçlü oldu-bir yumru oldu
mevsimsiz, bitkisiz, ağaçsız, insansız, cansız -
bir ölüm yumrusu- bir sabit kil kaosu
Nehirler, göller, ve okyanus, kıpırdamadan durdu
Ve hiçbir şey, canlanmadı sessiz derinliklerinde ;
Gemiler tayfasız, uzanmış, çürüyordu deniz üzerinde
Ve onların direkleri parça parça düştü: onlar dökülürken
Onlar uyudu uçurumda dalga olmadan
Dalgalar ölüydü; gelgitler kendi mezarlarındaydı
Ay onların metresi önceden ölmüştü
Rüzgarlar, solmuştu durgun havada
Ve bulutlar yok olmuştu, karanlığın yoktu ihtiyacı
Onların yardımına - ve O Evren oldu.
http://youtu.be/y_PLidSpFiI
bayağı korkunç bir oyun aynı zamanda.
bir disturbed şarkısı.
kusursuz bir disturbed parçası.
metallica'nın yeni parçalarından biridir. youtube'dan açıp dinliyordum. indirmek aklıma gelmedi hiç. keşke indirseydim. şarkıyı kaldırmışlar.