Geçtiğimiz sezon La Liga'da Mallorca forması ile 27 golün altına penaltısız imza atarak "Gol Kralı" olduktan ve ispanya Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonluğu Kupası'nı kaldırıp, bu şampiyonadaki gol ve asistleri ile kariyerinin zirvesine çıkmasının ardıdan 17,5 milyo Euro bonservis bedeli ile Fenerbahçe tarafından tranfer edilmiş santrfor.
Fenerbahçe taraftarı ve Türk spor kamuoyu kendisinden çok şey beklemiş, ilk sezonunda ortalığı tozu dumana katacağına kesin gözle bakılmıştır. Ancak Güiza ilk sezonunda Süper Lig'de 11, Avrupa Kupaları'nda 3, Fortis Türkiye Kupası'nda 2 golle yaklaşık 40 maçta toplam olarak 16 golde kalmış ve herkesi hayal kırıklığına uğratmıştır.
Sahada özellikle gol kaçırdıktan sonraki yüz ifadeleri, jest ve mimikleri Küçük Emrah'a benzetilerek özellikle GS taraftarınca alaya alımıştır.
Ancak madalyonun bir diğer yüzü daha vardır...
Güiza'nın üzerindeki yüksek beklenti Fenerbahçe'ye çok yüksek bir bedelle transfer olmasından ve La Liga'da attığı 27 golle Kral olarak Türkiye'ye gelmiş olmasından kaynaklanmıştır.
Kendisi Mallorca'da çift forvet oynamış, arkasında oynayan Arango gibi bir yeteneğin sayesinde pas manyağı olmuş, büyük kulüpte oynamadığı için de kapalı, gömülü defanslara karşı oynamamış hal böyle olunca da gollerini leblebi gibi atmıştır.
Öte yandan 2008-2009 yılında tarihinin en kötü sezonlarından birisini yaşayan Fenerbahçe'de,hocası Aragones Güiza'yı inatla tek forvet oynatmış, Güiza da süper ligde GS, BJK ve TS dışındaki hemen hemen tüm takımların kapalı defansları arasında tek başına stoperlerle dalaşıp durmuş,Alex ile ancak sezon sonuna doğru birbirini tam olarak anlamaya başlayabilmiştir. Zaten 2008-2009 sezonunda ligde attığı 11 golün 7'sini 25 ile 34. hafta arasına sıkıştırması bunu göstermiştirdir.
Ortaya çıkan tablo ve istatistik sonrasında Fenerbahçe taraftarının "istemediği adam" haline gelmiştir.Taraftarlar ve spor yazarları Güiza'yı Fenerbahçe'nin 2008-2009 sezonundaki kötü performansının baş aktörü olarak göstermişlerdir.
Günah keçisi haline gelen ispanyol oyuncu tüm bunlara rağmen attığı gollerle Alex ile birlikte takımının en golcü oyuncusu olmuş,5 asiste de imza atmıştır.
Güiza 2009-2010 sezonuna ise geçtiğimiz sezondan daha başarılı bir performans göstermektedir. An itibariyle Süper Lig'de 9, Ziraat Türkiye Kupası'nda ise 3 gol atmıştır. Son golünü de 90+3'de Bursaspor'a kupada atarak, Fenerbahçe'ye yarı finali getirmiştir.
Şu dakikada bile eleştirilirken Daniel Güiza,2009-2010 sezonunun 2.yarısında şimdiye kadar çıktığı 5 resmi maçta 4 gol atmıştır.
Bu arada Türkiye'de hemen herkesin eleştirdiği Güiza, Aragones'ten sonra Del BOSQUE döneminde de Grup Eleme maçlarında Avrupa Şampiyonu ispanya Milli Takımı'nın değişmez isimlerinden olmaya devam etmiş, David Villa ve Fernando Torres'in muhteşem formları nedeni ile 3. forvet olarak kadroya dahil edilse de sonradan hemen hemen her maç oyuna girmiş,sonradan oyuna girdiği bölümlerde zaman zaman ispanya Milli Takımı adına goller atmaya da devam etmişdir.
Bu kadar eleştirilen Güiza şu anda da Fenerbahçe'nin en golcü oyuncusu durumundadır ve Avrupa'dan çok ciddi takımlar kendisi ile ilgilenmektedir.
Kanaatimce %40 performans ile oynayan Güiza,çift santrforlu bir sistemde yanında kendisine top indirebilecek bir pivot santrfor ile oynarsa Türkiye'de yaklaşık 20-25 gol ortalama ile oynayabilecek, kapasitesi ve potansiyeli yüksek, koşuları etkili,yer tutmayı iyi bilen, son vuruşlarda ise vasatın biraz üzerinde olan kaliteli bir golcüdür, bu kadar eleştirilmesi yanlıştır.
Sonuçta "Golcü " olarak takıma transfer edilen oyuncu takımının 2 sezondur en golcü oyuncusu oluyor ve hala eleştiriliyorsa Güiza'nın da kanaatimce "Hadi oradan uleyeeeyn!" diye bağırması muhtemeldir.
yabancı kontenjanının sınırlı kalması gerektiğinin en büyük kanıtıdır. Bonservisine verilen 14 milyon euro ile kaç delioğlan kazandırılabilirdi şimdiye kadar türk futnoluna, hemde damarlarında şakır şakır türk kanı dolaşan. kaç tane alt yapı tesisi yapılabilirdi.
xavi, iniesta ve fernando torresin formasını giydiği ispanya milli takımında oynaması fizik, mantık, matematik, geometri ve felsefe kurallarının hepsine birden aykırı olan yaratıcı küfür üretgeci insan... 18 şubat 2010 lille osc fenerbahçe maçında alexten aldığı pası kaleye vurmayarak halı saha maçlarındaki özgüveni düşük yeteneksiz çocukları andırmış; top benden gitsin de kime giderse gitsin mantığından çıkması gerektiğini umarım farketmiştir...
şu an oynadığı mevkiden başka bir yerde denenmesi gereken futbolcu. defans olur, orta saha olur, hatta kale olur, kale arkası olur ama forvet olmaz, ol-mu-yor.
ben bu adama golcü diyenin de golcü diye bunu takıma alanın da aklına şaşayım!
bi futbolcu gol pozisyonlarını nasıl harcar sorusunun cevabını en net şekilde gösteren futbolcudur kendileri. teknik direktörler futbolcularına ders diye göstermeli bu adamın harcadıgı pozisyonları!
alex'i bile çıldırttı hepimizle beraber!
küfür dağarcğınızı 2 katına çıkartabilecek, annenizin yanında bile bağıra bağıra küfür ettirebilecek, hatta saç baş yoldurup sizi kel bıraktırabilecek, mal.
fenerbahçe gibi bir takıma yakışmayan futbolcu.
nicolas anelka'yı gören bu büyük taraftara yapılır mı bu işkence? bir milan maçına bakıyorum bir de lille: arada o kadar fark var ki... sabit kalan tek şey alex'in bu takımın bir numarası olduğu gerçeği.