bir dönem herkesin dinlediği, duygusallığın hat safhada olduğu yıllarda ergenlik zamanı keşfedilen, üniversite yıllarında bir süre daha dinlenildikten sonra artık bir şarkılarının aynı gelmeye başladığı bir gruptur. bir dönemdir gelip geçicidir. güzel şarkıları yoktur demek gruba haksızlık olur o ayrıdır.
defalarca dinlenecek şarkıların adamları. yüz kere dinleseniz de aynı şarkı değildir işte onlar. derun-ı dile işlerler vesselam... yumuşacık, bir o kadar gerçek, bir o kadar şarkı...
murat yılmazyıldırım, bir söyleşisinde ayrılık sebeplerinin, tamamen dini sebepler olduğunu söylemişti: "murat çelik müslüman olduktan sonra, müzik yapmanın günah olduğunu savundu. ben para kazandığım işe nasıl günah derim? ama ne yazıkki o da bu işten para kazandığı için bir süre sonra tekrar müziğe dönmek zorunda kaldı." demişti.
keşke bukadar komik bi sebepten olmasaydı ayrılıkları...
düş sokağı sakinleri, bu gurubu seven herkesin hayatında bir dönüm noktasıdır. milattır. düş sokağı sakinlerinden önce ve düş sokağı sakinlerinden sonra...bu grup, onu seven herkesin hayatlarına dokunmuştur bir şekilde ve dokunduğu hayatların bir köşesinde daima kalacaktır.
" evet bakın aşk başka cümlelerle de anlatılabiliyormuş " grubu idi. ankaralı güzel grup. her dinlediğinde ağlatmaya dayalı politikaları onları vazgeçilmez kılan ve dinledikçe " lan şarkının sözlere bak bi kez daha dinliyim " dedirten murat yılmaz yıldırım ve murat çelik' in hemen her müzik aletini kendileri çaldıkları bir grup idi.
"sevdan bir ateş", "ölümler çıplak gelir", "unutmak o kadar kolay değil" şarkılarıyla bende garip duygular yaratan gruptur; çaresizlik, hüzün, huzur gibi.. çocukken dinlemişliğimin de etkisi vardır heralde bu duygularda. eski günlerin akla gelmesi falan filan..
"Sabah olsun ben giderim
Sen kal rüyamda
Aramak o kadar kolay mı sandın?
Yollarım bana aşktır artık
Ah gitmek o kadar kolay mı sandın?
Yoların bana aşktır artık
Sesim bende bir yabancı gibi... şaşarım
Gönlümün takvimine şiir oldu yüzün... ararım"
"senin alev gözlerin
eritse şu ruhumu
buz olur kesilirim
yanarken içim
sesin bir uçurum
çağırırsa beni
kuş olur uçarım
yanarken içim
sevdan bir ateş oldu bende
gönlüm bir deli,coştu sende
saçların rüzgarından
savururken gönlünü
sürgün olur göçerim
bu diyarlardan
kime dokunur ellerim
kimi görür gözlerim
ölüm çıkar karşıma
yine sen derim.."
güzeldir, güzel.. beğenmemdeki bir sebep de sevdan bir ateş'in gitarda çaldığım ilk şarkı olmasıdır belki..*
onlar , birçok kişi tarafından arzulanan melodi söz yumağını yakalamışlardı.yıllar önce ayrılmış olsalar da bu yumuşak tınılı müzik ziyafeti her dinlenişte yeniden sanki hiç eskimemiş gibi kulaklarımızda çınlıyor.
birşeye üzülüp keşke dersiniz ya, onlar da böyle üzdü beni milenyuma girerken.. işte keşke dağılmasaydı dediğim gruplardan düş sokağı sakinleri...
hiç tartışmasız bu piyasanın en anlamlı, en özel, en derin, grubudur. onların yeri her zaman diğerlerinden başkadır. kendileri, müzikleri, kişilikleri herşeyiyle çok farklıdır. ancak ne yazık ki kıymetleri bilinmedi. keşke ayrılmasalardı keşke o büyü devam etseydi.
şarkılarını bin kere dinlesem de hiç sıkılmayacağım grup. kelimeleri değişik bi hüzünle yanyana getirirler.
senelerdir dinlerim ama yine dilime takılır sözler..
(bkz: ay gözü yaşlı bakar)