çok zeki olduğuna inandığım kişi. sorulacak soruyu saniye kadar bile düşünmeden cevap verdi dün gece. inanılmaz keyifliydi sohbeti. murat bardakçı da hakikaten hayran kaldı adama.
programda tek hayret ettiğim şey oldu; ahmet hoca; efendimiz* çok gülmezdi ama filanca olaya dişlerini gösterecek kadar gülmüştür şeklinde rivayeti olan bir olayı anlattı. fatih altaylı da, efendimizin* kim olduğunu anlamayarak, ve inanamadığım bir cahillikle; "demek ki allah'ın dişleri varmış" dedi. yuh be abicim. yuh artık. hiçbir şey mi öğrenmedin hayatında!
cüppeli ahmet hocadır demiştir ki depremden sonra yalova,istanbul'da fuhuş,üçkaattan deprem gerçekleşti sorulması gerektir ki ''eğer öyle ise Allah'ın masum o kadar insanı niye yanına çektiği'' ve ''eğer böyle bir durum varsa amerika'nın niçin hâla haritada bulunduğudur??''.
farkettirmiyor ama tam bir entelektuel. bilgili, samimi ve sicak. turkan saylan'lardan sonra halkin bagrina basabilecegi, halktan ve dogru birinin cikmasi cok sevindirici. gerci bundan oncede taniyor ve sohbetlerine katiliyordum bu zaatin. keske cagdas yasami destekleme derneginin baskani olsa ve bu carpik cagdaslasma sistemini yeniden insa etse hocalari ile birlikte.
alakalı alakasız yorum getirdiği her şeyle gündemi gereksiz meşgul etmesine, program yapımcıları tarafından, ki bilhassa fatih altaylı, izin verilmemesi gereken şahıstır. oraya kimi çıkarsan motoru donana kadar konuşur zira.
(bkz: motoru donmak)
bu arkadaşı izlemesi zevklidir gerçekten. çok zeki olduğu ve iyi bir laf ebesi olduğu aşikâr. ancak üzülerek gördüğüm kendisini büyük bir âlim olarak tarif edenlerin, sözlerini ciddiye alanların meydana çıkmasıdır bu son teke tek programlarından sonra.
cübbeli ahmet hoca nın ömrü "islâmi ilimler" üzerine çalışmak ile geçmiştir evet. arapçayı iyi bildiği anlaşılmaktadır. özellikle belleğinde büyük bir hadis arşivi olduğu da görülmektedir. ancak en temelde "islâmi ilimler" ile "modern bilim" arasındaki büyük çelişme ve farklılık gözlerden kaçmamalıdır. bahsedilen ilimler, dogmaların değişmez gerçekliğinden başka bir gerçek kabul etmez. bütün bu islâmi ilimler, hadis ve kuran dogmalarını ezberlemek, yorumlamak ve doğru tatbik etmek meselesini ön plana çıkarttıklarından bazı metinler üzerinde arkeolojik kazı yapmaktan ibarettir. modern bilim ise toplumu ve doğayı anlamak için deneye ve gözleme dayanır. cübbeli ahmet hocanın ise modern bilimler konusunda hiç bir malumatı olmadığı aşikârdır.
aslında cübbeli ahmet hoca'nın bütün eylemlerinde çeşitli dogmalara dayandığı kendi açıklamalarından görülmektedir. bunlar parçalanıp, temellerinden ve izahlarından yoksun bırakıldığında neredeyse hiç kimsenin mantığına uymadığını görüyoruz ve bunun ispatı cübbeli ahmet hocanın deprem konusundaki açıklamalarının toplumda yarattığı infial. ancak son teke tek programlarında hoca göstermiştir ki, hadis kaynaklarında zelzelenin allah tarafından gönderilen bir cezalandırma aracı olabileceği gözükmektedir ve hoca dogma ile çelişmemektedir.
bunun yanı sıra hoca, "kertenkele öldürmenin kâfir öldürme hükmünde" olduğunu vaaz ettiğinde, çoğunluğun buna itiraz edeceğini düşünüyorum. ancak hoca, sahih bir hadisin buna işaret ettiğini gösterdiğinde neredeyse herkes başını eğmektedir. kısacası hoca dogmayı tekrar etmekten başka hiçbir şey yapmamaktadır.
keza, insanlığın yaşının 7000 yıl olduğunu söylemektedir ve islâmi kaynaklara dayanmaktadır. aslında bilim açısından bu iddia sadece komik olarak tarif edilebilir. ancak hocanın dogmatik mantığı bu konuda da yanlış değildir.
özetlersek, konu "credo quia absurdum" noktasında düğümlenmektedir ki tertullian'ın sözüdür ve "saçma olduğu için (veya olmasına rağmen) inanıyorum" anlamına gelmektedir. yani saçma dâhi olsa dogmanın söylediklerini doğru kabul eden inatçı bir anlayış sözkonusudur. yeter ki dogmayla çelişmesin, modern bilim, modern alayışlar ne derse desin. cübbeli ahmet hoca'yı izleyenlerin karşısına iki yol çıkmaktadır. ya "credo quia absurdum" diyerek bundan sonra önlerine çıkan kertenkeleyi öldürmeye başlayacaklar ya da beyinlerini özgürleştirecek olan şüphe sürecini başlatacaklar. ancak çoğunluk binlerce yıldır yaşandığı gibi dogmaların peşinden devam etmektedir.
şartlanmış şekilde devamlı kendisine sövüp sayanların beyinlerini su altına tutup ağları pakladıktan sonra yerine takıp izlediklerinde fatih altaylı'dan beter şaşıracakları zattır.
anlattığı şey dindir,üstündeki kıyafetler,saçı sakalı peygambere hürmet nedeniyledir.hep sıcak muhabbet kurmaya çalışması insanlara dini tanıtmak ve sevdirmek isteğindendir.
oysa ona din tüccarı,cahil cühela,yobaz filan diyenler ondaki bilginin çeyreğine sahip olmayıp hayatlarını laga lugayla geçirip iki lafı doğru dürüst bir araya getiremeyen tıfıllar olarak sönüp gidedecekler,adım gibi eminim buna.
evet kardeşim,sen bu adamın dediği şeye,anlattığı konulara tek bir eleştiri bile getirmeyi beceremeyip ancak çağdışı,yobaz,ay yazık şuna filan diyorsan pespayenin tekisin.
ha,şu şu düşünceleri yanlış de herkesin başının üstünde yerin vardır,kendine güvenen de oturup tartışabilir seninle.
ama sakın onun cüppesini eleştirdikten iki dakika sonra avrupa'daki özgürlükten bahsedeyim deme,ağızla bile gülünmez sana.
fatih altaylının sunduğu teke tek programına 2.kez katılmış,her soruya kuran ve hadis ışığında yanıtlayabilen, bilmediği konuda da ilim sahibi değilim diyerek yorum yapmaktan kaçınan zatı-muhterem. kendisi, sadece ama sadece ota boka yorum yaptı, tipi marioya benziyor, din tüccarı gibi yakıştırmalar yapılan, islamiyet konusundaki yorumlarını içeren videolarının sadece küçücük -ki bu 10 sn ile 1 dk arasında değişiyor- bir kısmı izlenerek dalga geçilen bir isim. doğan medyasının her türlü karalamalarına karşın, yaptığım her hareketi izah ederim, islamiyetle çelişiyor ise de bu islamın hatası değil, benim hatamdır diyebilen cesur bir karakter.**
la tırt niye komik? her sözünden önce bir ayet söylediği için mi? bu hadis sahihtir dediği için mi? youtube tapıcıları, iki tane göt adamın videosuna gülmekten kopacaksın yazdı diye adamı komik belliyorsunuz, sonra da dayanağa gerek duymadan sallıyorsunuz.
mesela adam diyor ki; gençken işim vardı, ihtiyarken çişim vardı de camiye gelme. ama o musallaya geleceksin, soracaklar nasıl bilirdiniz diye, ulan görmedik ki bilelim diyor. sen buna kahkaha atıyorsun. at yavrum. hehe çok komik adam ya.
bu adam hakkında üç yorum var. bir yorum ki bu insanlar herhangi bir gruba dahil edilemez. en azından genellenemezler. her kesimde böyle insan vardır. bu insanlar gerek sakalı, gerek cübbesi, gerek açıklamalarının makaslanmış kesimleri, gerek 17 ağustos sonrası yaptığı yorumlar, gerek yaşantısı vb. nedeniyle bu adamı hiç sevmezler. hiç sevmeyeceklerdir. bu grupta gerçek görüşleri bunlar olanlar olduğu gibi önyargılı insan sayısı da çoktur.
ikinci grup bu adamı çok sever, bunlar genelde cemaattendir. ne yapsa arkasında durmaya çalışır. süper bir insan olarak görür cübbeli'yi.
en önemli grup bence üçüncü gruptur ve sayısı artmaktadır. keskin bir tarafı olmayan çoğu insan bu dayıyı dinleyince "lan aslında çok kötü de bir adam değilmiş, mantıklı konuşuyor." der. üçüncü grubun sayısı artmaktadır.
bunu niye yazdım, tam anlamadım ama bence bu işler boş işler. bırak adam istediğini yapsın. sen de yap. saçmalarsa saçmalamış olur, olmadı dava aç. hayat kısa, salla. kafana göre takıl. ama aslında iyi adam. yok lan değil. öyle sakal mı olur?
yaratılış üzerine, adnan oktar ile hemen hemen aynı şeyleri savunur. adnan oktar bilimsel konuşmaya çalışarak daha inandırıcı olmaya çalışmasına rağmen, cübbeli ahmet hoca daha çok kuran'dan örnekler verir. daha dogmatik bilgilerle savunur düşüncesini ve "ilmim yok bu konuda" demeyi de unutmaz.
buna rağmen adnan oktar'dan çok daha inandırıcı gelir insanlara.
cübbeli ahmet hoca'nın düşüncelerini desteklersiniz yada desteklemezsiniz ama bu büyük bir hatip olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
sadece basına yansıyan, sohbet arasından cımbızla çekilmiş sözleri sebebiyle çokça eleştirilir. Daha doğrusu hakarete uğrar.
Ona hakaret edenlere şunu sorarsınız:
Hiç dinledin mi bir sohbetini baştan sona da böyle konuşuyorsun?
Cevap şöyledir:
Bir de bunun sohbetini mi dinlicem ne gerek var baksana ne demiş ..... herif!
mimikleri ve cümle kurmadaki ahengiyle cem yılmazı bile geçen, çocukluğundan beri islam üzerine eğitim alan, en az haftada 1 dinlenilmesi gereken sevimli insan.