sevgili ingilizce öğretmenimin 10 puanlık listening bölümünde bize dinlettiği şarkıdır. yazılıdan sonra kişisel çabalarımla sözlerini ezberlediğim hatta karaokesini bile yaptığım nadir şarkılardandır. çok güzel şarkıdır.
the wall albümünden, waters-gilmour ortak imzalı bir şaheser. ikisi bir araya geldiğinde neler olabileceğinin tek kanıtı.. waters, hello! is there anybody out there? diye girer, gilmour there is no pain youre receding diye devam eder. şarkının solosu ise kesinlikle akıllara zarardır. tüm zamanların en iyi solusu ünvanını elinde bulunduran bu solonun, gilmour tarafından p.u.l.s.e.da kanlı canlı tekrar icra edillişi ise kesinlikle izlenmelidir. zira şarkı bitişinin akabinde üstünden kamyon geçmişe döner insan ve o nasıl bir şarkıydı ya? vay vicdansızlar vaayy! sözleri ağızlardan istemsizce dökülüverir. waters, gereksiz ve yüksek egosundan biraz ödün verebilseydi biz daha ne comfortably numblar dinleyecektik. konu hakkında ise gilmour babamız şöyle buyurmuştur:
comfortably numb, roger ve benim yeteneklerimizi birleştirip birlikte çalışabileceğimizi gösteren son örnektir.
gilmour her " there is no pain " diye girdiğinde tüylerim diken diken olur. pink floyd hala günümüzün çok ilerisindedir ve
hala ne comfortably numb diye şarkı vardır ne de david gilmour'un ki gibi bir ses.
şarkı olarak en sevdiğim şarkı olan, sondaki o gitar solosu olarak en sevdiğim gitar solosu olan, sözlerinin derinliğine inebilenlerin yüzeysel bakmayanların sözlerine hayran kaldığı efsane şarkıdır. herhalde grubun bir zaman makinesi olmaktadır ve 4000li yıllara gidip o zamanın teknolojisiyle bile yapılabilecek en güzel şarkıyı bulmuşlar ve onu çalıp bizim şarkımız ayağına tüm dünyayı keklemişlerdir.
brucknerhaus'da australian pink floyd'dan canli olarak dinledigim, dinlerken agladigim, her dinleyisimde kanimin damarlarimdan yavas yavas cekildigini hissettiren, öldüren sarki.
bi yurt odasinda yapayalnizken sizi alip götüren, klibindeki o ortama sokan, yetinmeyip yerin dibine sokan, yavas yavas kana karisan, uyusturan ama yine de defalarce dinlenilesi, vazgecilmez, harika gitar solosu olan sarki.
''the child is grown, the dream is gone. i have become comfortably numb.'' sözleriyle zihinde büyük tahribata neden olan şarkıdır. ayrıca rahatlatcıdan çok uyuşurucu etkisi olan, ''insanmısınız siz?'' diye sordurandır.
içerisinde bulunduğum ruh hali ayrıca "en çok sevdiğin şarkı" sorusuna bir saniye bile düşünmeden vereceğim cevap.
sözleri türkçeleştirilip teoman veya duman tarafından yorumlanması gereken şarkı. olmadı ben bir cover yapacağım ...
"acı falan yok, küçülüyorsun,
ufukta hayal meyal bir gemi
dalgaların arasında sen
...
güftesini türkçeleştirme çalışmalarım devam ediyor* her türlü yardımı memuniyetle karşılacağımı bildirir gecenin bu geç saatlerinde burada olan herkese selam ederim.
her dinlediğimde beni dış dünyadan koparıp götüren şarkıdır. dün akşam otobüste eve dönerken dinliyordum, gözlerimi kapamışım dalmışım şarkıya, nerdeyse ineceğim yeri kaçırttırıyordu bana. Pulse konser kaydı favori versiyonumdur.