bugün

çocukluğumun en güzel anılarını oluşturan kartlardır. önce bilmeyenler için anlatmak lazım; bu kartlar bir adet sakız ve futbolcu çıkartmasından oluşan küçük karton kutuların kenarları yırtılmak suretiyle meydana getirilirdi. ön yüzünde o futbolcunun takımı yaşı vb. bazı özellikleri ile bir fotografı bulunurdu. bunlar oyun aracı olarak kullanılacak kartlardı. içinden çıkan futbolcu çıkartmaları ise adeta hayallerimizi süsleyen bir ödüle götürürdü bizi. çıkartmalar bakkalda satılan bir albüme sayı sırasına göre yapıştırılırdı. albüm tamamlandığında bakkal abinin de yardımıyla sonu genellikle "cağaloglu istanbul pk:2400" tarzı bir adrese gönderilir ve gelecek o gıcır gıcır top heyecanla beklenirdi. ancak bu aşamaya gelene kadar sancılı bir süreçten geçilir albümün eksik çıkartmaları fellik fellik aranırdı. o oyunculardan birinin çıkartması her nedense! hiçbir kutudan çıkmazdı. çocuklar arasında efsane dolaşırdı "şu üst sokaktaki çocuk var ya onda hakan şükür varmış lan" tarzında. herkes hakan şükür çıkartması peşinde telef olur günlerce yemeden içmeden kesilirdi. işin içinde kar olduğunu farkeden ben ve kardeşim bitmek tükenmek bilmeyen çıkartma hazinemizi çocukların hizmetine sunarız. cebimizde tevir türlü çıkartma, uyuşturucu almak için dolananlar gibi yanımıza çaktırmadan gelip "abi hakan şükür var mı" diye soranlar, birbirleriyle kavga edenler, sonra o kavganın mahalleye taşması, ağlayan zırlayan bizi eve şikayet edenler ve ticari dehamızı baltalayan babam. ah baba ah, ne para vardı o işte sen bilemedin. hele o kalan kartları sokağa serptin ya, yüreğimiz yandı. bir daha hiçbirşey eskisi gibi de olmadı zaten.

not: hakan şükür kartı da hiçkimseye çıkmadı zaten. *
http://www.uludagsozluk.com/goster.php?id=2120095
+sayısına mı takımına mı??
-adamına
+oha!
mevsimlik oyun türüydü. birisinin elinde sporcu kartı görüldüğü taktirde hemen bir başkası sporcu kağıdı temin ederdi ve böylelikle tüm mahalleye yayılırdı bu moda.

(bkz: cocukluğumuz ve misketler)