son 2 yıldır bu aletin amacının dışında çalıştığına kesin olarak karar verdiğim başa bela cihazdır.
sebebi de bu cihazın beni dinlediğini ya da bir şekilde sağa sola bilgiler gönderdiğine artık eminim. hayır kimse bana aksini iddia edemez.
dün arkadaşla kredi kartı limitini yükseltmekle ilgili konuştuk aradan 2 saat geçti bankadan aradılar kredi kartınıZın limitini yükseltebiliriz kampanya falan var dediler.
bugün sabah yani dün sabah aslında (saat kaç olmuş amk) fazla eşyaları ve ofisin malzemelerini bir depo kiralayıp kaldırsak mı dedim, sms geldi akşama doğru "kiralık depo ve kasa hizmetlerimiz vardır" diye 0532 li numaradan. aradım şirket numarası. hayır araştırdım şaka olsa anlardım. adamlardan depo ayarladık.
bundan önce de ben telefonla internetten vergi yatırmakla ilgili bakıyordum turkcell den bununla ilgili mesaj geldi yeni app si bunu yapabiliyormuş.
şimdi biri bana açıklasın? bu nasıl mümkün olabilir.
Şu anki hali Graham Bell'in bile dudağını uçuklatabilecek olan, günümüz olmazsa mahvoluruzları arasında yer alan cep telefonu, kablosuz telefon ihtiyacından doğmuştur.
Finlandiya ve isveç gibi yüzlerce kilometre fiyort ve sürüsüyle adaya sahip olan ülkeler, coğrafi koşulların doğurduğu sıkıntılar sebebiyle kablo döşeme işine illallah edince kablosuz telefon arayışına gittiler. Ne yapalım, ne edelim diye kara kara düşünürlerken imdatlarına Avrupa Telekominikasyon Standartları Komitesi yetişti ve 1982 yılında, adını Groupe Speciale Mobile'in kısaltılmasından alan GSM operatörü icat oldu. Ve bu buluş 1984 yılında Avrupa Komisyonu tarafından "Tamamdır. Artık çağrı atabilirsiniz." diye onaylandı.
Avrupa Birliği, 1986 yılında cep telefonlarının,artık bu her ne demekse bilmiyoruz, 900 Mhz spektrumunda çalışmasına karar verdi ve bir yıl sonra GSM sisteminin temel standartları imzalandı.
1988 ve 1989 ylları arasında adam gibi çalışsın, kapsama alanında çıkmasın diye cep telefonu üzerinde çok kafa patlatıldı ve nihayet 1991 yılında Finlandiya'nın yerel GSM operatörü Radiolinja üzerinden Nokia'nın 1011 modeli ile ilk "Alo!" denildi. Bu ilk görüşmeden bir sene sonra uluslararası görüşmeler başladı ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası, o olmadan önce ne yapmışız dediğimiz SMS, yani kısa mesaj servisi hayata geçerek 1992 yılında abonelere ilk mesaj atıldı.
internetin de artık telefonun içinde olmasından ve çılgın gibi büyüyen sosyal medyanın hayatın bir parçası haline gelmesinden dolayı, abone sayısı her geçen gün artmakta ve herkes birbirinin telefonunu dur durak bilmeden dıtlatmaktadır.
türkiye'de cep telefonluğu çılgınlığının bambaşka bir sosyolojik boyutunun olduğunu düşünüyorum. yurdum insanı yaradılış itibariyle hava atmayı sever, çok parası varsa ev alır, uçak alır, yat alır ve bu aldıklarıyla da böbürlenmeye bayılır. biraz daha az kazananlar ise araba alır, laptop alır onunla övünür. ama gel gör ki gelir düzeyi orta ve alt seviyede olanlar için bunların hiçbiri mümkün değildir. o yüzden ulaşabileceği fiyat aralığında olan ve güncel teknolojiye sahip olma zevkini yaşatacak, aynı zamanda etrafına hava atabileceği bir şey arayan bu insancıklar aylarca kazandıklarının büyük bir kısmını cep telefonlarına ayırmaktan çekinmezler. ödemedeki taksit kolaylıkları ve 2. el çeşitliliği de işin tuzu biberi olur. bu yüzdendir ki etrafınızdaki az gelirli insanlara baktığınızda (temizlik görevlileri, apartman görevlileri, güvenlik elemanları...) hepsinin elinde zenginlerin bile ihtiyaçları olmadığı için almayı düşünmedikleri her türlü özelliği barındıran pahalı cep telefonlarından vardır. başka hangi ülkede 3g ihalesi bile yapılmadan binlerce 3g telefon satılmıştır. sırf 2 kameralı telefon aldım abi bak ayna olarak da kullanabiliyorum demek için alanlar olduğunu görmüşlüğüm vardır.
önce kocaman biçiminde üretilen, teknolojinin gelişimi ile küçülen, teknolojinin daha da gelişmesi ile yine büyüyen aygıtlardır.
el üstünde tutulup, bol bol okşanırlar. bazen öpücük atılır, bazen sinirle bakılır.
yalnızca telefon değildir; bizi dünyaya ve hayata bağlayan, olmaması halinde dünyadan soyutlanacağımız, sürekli daha da iyilerine sahip olunmak istenen ve de ileride ne konumda olacağı merak edilen gereçlerdir.
yıllar önce bir gazetede telefonların, yakında cebe girecek kadar küçüleceğini ve arayan numarayı gösterecek bir teknik donanıma sahip olacağını okumuş ve hayret etmiştim, insan oğlu bunu da yapar mı lan diye.. daha ötesine geçti ve dünyayı küçültüp telefonun içine zerk etti valla!!
büyük türk düşünürü bülent arınç'ın bir sözü geldi aklıma