kimi yok diyor yalan diyor inkar ediyor..
kimi insan kötülükten ibarettir, iyi olamaz huzur bulamaz diyor.. kimi o kadar şarap mı olur, huri mi olur diyor..kimi cennet sıkıcı olur her istediğimiz olmaz cennet hayal ürünü diyor.. v.s. v.s. ama neticede herkes merak etmiş, gelmiş yorum yapmış, demekki içinde bir yerlerde gizli saklı kalmış cennet arzusu var. doğru mu? doğru. istediği kadar inkar etsin yalanlasın, bu arzusunun önüne geçemiyor.. hatta biri kalkmış demagoji yapcam diye destan yazmış, cennet profesörü sanki mübarek, sonunda da yok demiş bitirmiş, bilir kişi ya arkadaş görüş belirtmiş. kaynak: neticesi herhalde..
vefatından yaklaşık 3 sene sonraydı, ben rahmetli babamı gördüm rüyamda, cennette, HD ekran kalitesinden kat kat daha yüksek çözünürlükte, ayan, beyan, açık seçik ve net. genç yakışıklı filinta gibiydi. oturduk birlikte yemek yedik sohbet muhabbet ettik, gerçek gibi, eski arkadaşları da masadaydı. öyle neşeli mutlu sevinçli halini dünyada Yaşarken bile görmemiştim. babamı çok özlemiştim, canı gönülden yürekten tüm kalbimle dua ettim istedim Allah da gösterdi. dini imanı inancı itikadı sağlam olan, samimiyetle isteyen herkes de pekala görür..
Bugün arkadaşım dedi ki, tanrı içimizdeki günahı alacak ve cennette insanlar, ben ve o yaşayacağız. Ben onunla ne yapacağım ki? Denk değiliz. Hahahahah. Ona dedim ki günah halinde olmak insan olmanın bir niteliği. Tanrı insandan günahı alırsa insan insan olma niteliğinden eksilmez mi? insandan başka bir varlık haline gelir? Belki tanrı bizi böyle kendine denkleştirecek. Sence neden bunu yapmak istiyor? Bizi çok sevdiğindenmiş. Tanrı’nın bizi sevdiğini nasıl bilebiliriz? insan insanı sever ama tanrı bu nitelikte midir? Tanrı bizi çok seviyor çünkü oğlunu günahlarımız için gönderdi. Neden bunu yaptı ne iyileşti ve ne değişti? Tanrı oğlunu boşuna katlettirdi. Bence tanrı bizi sevmiyor çünkü insansı nitelikte değil. Eğer varsa umrunda değilizdir.
Her ne kadar insan, her şeyi elde etse de bir süre sonra sıkılmaya başlar. Sonra orası insana cennet olmamaya başlar. Galiba insanın sıkılma duygusunun olmadığı bir yer cennet.
sıkıcı bir yerdir. içerisinde her istediğini yapabileceğin söylenir ama yapılmıyormuş aslında. ben orklara karşı insanlar olan bir savaş senaryosunda gerçek bir oyun deneyimi yaşamak istiyordum. ama cennette savaş olmadığı için bu istediğim yerine getirilmiyormuş. seviş seviş nereye kadar be kardeşim.
Beynim çok rasyonel hayal edemiyor. insanın olduğu yerde nasıl mutluluk olabilir ki. Kesin bir kaos çıkar. Yalnız da sıkıcı olur. Bilmiyorum. Hayal edemiyorum. Çok mantıksız. insan cennet üzerine düşünemiyor bile. Böyle bir şey yok.
Cennet, Dünyada iken, yapmamıza izin verilmeyen şeylerin helal olacağı, yapılan iyiliklerin, karşılık bulacağı bir yer olarak hayal edilir.
Lakin ben yaratılış olarak, her insanın dünyaya eşit şartlarda ve imkanlarla geldiğine inanmıyorum. bazı insanların, kendi seçimleri olmaksızın, doğuştan fıtrat olarak suça ve hataya eğilimli dünyaya geldiklerini düşünüyorum. Bunun tam tersi olarak bazı insanlarda, genetik olarak ağır başlı ve uslu bir yapıda hayata avantajlı olarak başlayabiliyor. Bu iki farklı yaratılış, bazen öyle uç noktalara ulaşıyor ki, ya çok çok iyi bir insan ya da kötünün daha kötüsü bir insan olarak aramıza katılıyorlar. ya çok iyi, ya da çok kötü oldukları için toplum içine adapte edilmeye çalışılırken bile farkında olmadan ailesine, topluma dolaylı yönden zarar verebiliyor.
Bu insanların çoğu, içsel dürtülerini dışarıdan psikolojik ve manevi bir destek alamadan hayatını sürdürmek zorunda kalıyorlar. Bu desteğe ulaşanlar şanslı gibi gözükse de hayat boyu, yaratılışta genetiğine kodlanmış karakterini baskılamak için kendi içlerinde durmadan savaş halinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu Ömür boyu süren mücadele gün geliyor bir yerlerden çatlak vermeye başlıyor ve insan toplumun onu şekillendirdiği gibi değil yaratıldığı gibi yaşamaya başlıyor. Ve Bu insan böyle yaratıldığı için hem bu dünyada hem öteki dünyada çifte bonusla cezalandırılıyor.
Son olarak şunu söyleyebilirim ki, cennet, bu adaletsiz, vicdanı, merhameti olmayan dünyada yaşayan biz insanların geleceğe dair umutsuzluğuyla, dünyada yaşadığımız tüm olumsuzlukların zıttının hayal edildiği, kendisi hayalden ibaret olan yerden başka bir şey değildir.