biliyorum sana giden yollar kapalı
üstelik sende hiçbir zaman sevmedim beni
tek yanlı aşk kişiyi nasılda aptallaştırıyor
nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini...
en çok enteresan şiir isimleriyle dikkatimi çeken bir şairdir. maliye ve iktisat bölümünü bitirmiştir. ikinci yenicilerden olduğu şiirlerinden anlaşılır.
"kadın susarak gider. eğer bir kadın şikayet ediyorsa, erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi var kadının...
ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almamış demektir. bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir..."
beni sevişmenin şiirselliğine inandıran şair, aşık olmayı güzel kılan, iyi ki türküm anadilim türkçe dedirten nadir şeylerden biri olan şair.
yüzlerce insanı etkilemiş, etkilemeye de devam edecek olan bu kısacık harikayı ben de yazmak istedim:
AMA SENiN
Daha nen olayım isterdin
Onursuzunum senin
kırmızı bir kuştur soluğum
kumral gözlerinde saçlarının
seni kucağıma alıyorum
tarifsiz uzuyor bacakların
kırmızı bir at oluyor soluğum
yüzümün yanmasından anlıyorum
yoksuluz gecelerimiz çok kısa
dörtnala sevişmek lazım.
bu senin için dedi bir kitap tutuşturdu elime ' sevda sözleri ' yazıyordu kapağında aylardan eylüldü.
sonra bakarsın dedi içine tamam dedim;
en güzel sevdim seni yazıyordu kapağında sonra bir kaç şiir okudum rastgele ve bir şiirinde yazan notu gördüm 'sevgi değil sevdaydın sen! diyordu. şimdi ben bu yazıları yazan kadını canımdan çok seviyorsam biraz da senden ötürüdür cemal baba, nur içinde yat sen emi..
hippokrates yeminini, bir yanı silme yaprak; bir yanı kitaplık olan bir bahçede yapmış olan bir doktora teslim olmayı isterim, diyen şairin dileği yerine gelmemiş yazık ki. şansına bakın ki, en son hastane de yattığı zaman ki doktoru: ' ben adamın şair olduğunu da, o öldükten sonra öğrendim zaten' diyen bir doktormuş.
hayatımsın. bunu bilmeni isterim. en önce bunu bilmeni. bir de şeyi bilmeni isterim: benden yanlış yere, yok yere kuşkulanıyorsun. sana hiçbir zaman hayınlık etmedim ben. edemem. kaç yıldır evliyiz, yan yanayız. hâlâ başım dönüyor senlen, esrikim senlen, seviyorum seni. her geçen gün daha büyük bir aşkla. n'olur, akkavakkızı, anla beni. bu sevgimi hor görme. kendininkine uydur, yakıştır. bu satırları ilk evimizin altındaki kahvede yazıyorum. ve ben seni o ilk günlerdekinden daha büyük bir tutkuyla seviyorum. biz iki ayrı ırmak gibi ayrı yerlerden kopup geldik, kavuştuk bir noktada, yanıbaşımızdan küçük bir kol da alarak büyük bir nehir meydana getirdik; birlikte akıyoruz şimdi. nicedir bu böyle. hep de böyle olacak. denize dökülene, ölene dek. bizim için tek koşul mutluluk olabilir. hiçbir şey bozamaz birliğimizi. "üçüz, gözüz biz." sen de öyle düşünmüyor musun? ne tuhaf, son bir iki ayda seni, benden biraz uzaklaştın, araya mesafeler, tedirginlikler sokuyorsun diye düşünürken, o sırada sen de aynı şeyleri düşünüyormuşsun. bunlar aşkın halleri, aşkın zaman zaman kişinin önüne çıkardığı ezinçler, üzünçler herhalde. bunu böyle yorumlamak gerekir. bir de seviyorum seni. tek dalımsın. memo'yla birlikte, ama ondan da öncesin. bunu böylece bilesin. bilinmelidir bu.
kahvenin önünden otomobiller geçiyor. bir tane de at arabası. seni düşününce o atı da seviyorum. çay içiyorum. artık ıhlamur içeceğim. ne yumuşak, çağrışımlı, bağışçı, düşcül şeydir ıhlamur. evimizin önünde bir ıhlamur ağacı olsun. sen saksıda da yetiştirebilirsin ıhlamuru. gece yatakta memo'yla hep seni konuştuk. susunca seni sustuk. uyuyunca seni uyuduk.
akşamları eve döneyim, kapıyı sen aç: gözlerin...
memo okuldan dönmüş olsun. kaçıncı sınıfta olsun?
duygulu bir adamım ben. bir film görmüştüm eskilerde; bir fransız filmi; adı: "jesuis un sentimental." o filmdeki adam gibi miyim nedir?
öfkem belli olur, coşkum ortaya çıkar da sevincim, üzüncüm dibe akar, orda büyür.
yalnız seninle güçlüyüm. sen olmasan bir anlamım olamaz. sev beni.
yaşayacağız.
her şeyimi sana borçluyum. sana rastladığım sıralar yıkıntılıydım. sen onardın beni. tuttun elimden kaldırdın. ben de ekmek gibi öptüm alnıma koydum seni, kutsadım.
aşk büyüdü, aşk!
sen hastanedeyken her gün yazacağım sana. seni nice sevdiğimi anlatacağım.