son iki filmi bana göre "cem yılmaz filmi" diyebileceğimiz kalitede filmler değildi.
lakin kalitesizlikle itham ettiğimiz bu filmler dahi türkiye standartları göz önüne alındığında başarılı sayılabilecek türden işler.
bu ülkede ne yeteneksiz ne kalitesiz insanlar paranın gözüne gözüne vuruyorken ne hikmetse iş bu adama gelince insanların bir duyar kasacağı, hak hukuk gözeteceği tutuyor.
sorun su,trilyon goturuyor ama hala turk sinemasina iz birakacak birsey sunamadi. her filminde toplumda sonsuz kredisi olan seyleri kullaniyor, belden asagi vuruyor. sadri alisik, baris manco....
--spoiler--
Gariplik ilgimi çekiyor. Ray Caesar diye bir adam var. Çizimleri Rönesans dönemini hatırlatsa da içeride bambaşka bir mevzu dönüyor. Doku ve kompozisyon eski görünümlü ancak yaptığı iş dijital yani çok yeni. Mesela bir eser aldım. Taner Ceylan’ın boksörüne benziyor ama çok daha rahatsız edici. Hafta sonları oğlum geldiğinde korkmasın diye tabloyu ters çeviriyorum. Çıplaklıkla ilgili değil, kanlı olduğu için...
bir tarafta cem yılmaz (muhtemelen) yüksek meblağlar ödeyip duvarına astığı kanlı tabloyu, çocuğu korkmasın diye ters çevirir; öte tarafta cizre'de üç aylık miray bebek kendi kanında can verir...
ve sorsan, hepimiz kardeşiz...
kardeşlik haaa...
ne güzel hikaye...
dünden bugüne: this is turkey!!! zorbalığıdır, cemiyetimiz...
cem yılmaz hakkında bir Not: adamın çocuğu, adamın canı, elbet sakınacak ciğerparesini, üstüne titreyecek... hakkıdır...
Miray bebek hakkında bir not: sadece üç ay yaşadı. fakat üç asır yaşasa bir anlam ifade etmeyecek sığırların idrak ve ifade edemeyeceği bir hakikati, (kardeşlik teranesinin hal i pür melalini) canı pahasına ortaya koyup göklere yükseldi...
oyunculuk kabiliyetinin olmadığı, benimde doğru kabul ettiğim zat-ı ekrem. stand up da zirve kendisidir. ancak sinemada zerrecik parıltısını görememekteyim. senaristliğide ayrı bir berbatlıkta.