6 kasım 2010 cumartesi günü tüyap kitap fuarı'nda söyleşi ve imza günü yapan kişi. kendisi çok iyimser ve mütevazi bir insandır. bu özelliği, çok seveni olarak beni çok mutlu etmiştir.
izleyenlerini, hayranlarını her daim gülmekten kırıp geçirmiş komedyen. kendi sınıfının türkiye'de bir numarası. kaç kişi vardır filminde aralıksız gülmekten karnımıza sancılar sokan? bir film yapıp göstermelik iş ortaya koymuyor. mazhar alanson'la ahbaplığından dolayı severiz cem yılmaz'ı. cam kürenin içinde intihar ederken duygu fırtınası koparır, sonrada yanıltarak tekrardan komedi fırtınası. tiplemeleriyle, konuşma şekliyle çekendir bizi. sahnelerinde göndermeler, kondurmalar yığınla vardır. yediden yetmişe herkesi çeker kendine. tılsımı, zanaatındadır. şüphesiz 90'lı yıllardan beri, komedi furyasında açık ara başı çekendir. otuz saniyelik bir reklamda oynayacağı zaman bile, işin üstesinden gelir. yakın zamanda tekrardan sahnelere dönecekmiş. akın edeceğiz, gülme krizleri başlasın!
--spoiler--
* Havuz problemi, ben 26 yaşına geldim daha havuzun içine girilipte keyif yapılan bir şey olduğunu yeni anlıyorum. Ben onu hep problem çıkaran birşey zannediyordum. Havuz problemi, ya bir insanın havuzla ne problemi olur. (Bir Tad Bir Doku oyunundan)
* "Sevgi nedir?" diye sorulur misal sohbetlerde, "Sevgi nedir?" "Sevgi içimizde..." "Hmmmmmm" "Mutluluk nedir?" "Mutluluk içimizde" "Dünya barışı?" "Hepsi içimizde..." "Baba 400'ü verdik, KDV?" "içinde, içinde!" Lan o kadar yol geldik hepsini icimizde mi geldik?
* Erkeğin masasında don yakala sana öyle bi ifade takınır ki sanki donun icadından haberi yok.
-Don mu? Hangi don? içimize giyilen mi?
* -Nereye gidiyo?
-Geri gelicek mi arkadaşları var mı burda?
-Tuvalete mi gidiyo? Niye söylemiyo ki?
-Ha siz onu sıçmıyo mu biliyodunuz?
-Bu bi sır mı?
-Yaaaaa bütün sırrı bozdun yaaa.Yıllarca sakladım yaaa ben.
-Ne iş.yo biliniyorum ne sıçıyo biliniyorum...
-Onu böle kendi içimde özütüyorum biliniyodum ya.
* -Ayın 25 inde KDV var. Öldüm ben yok öyle bişey.
* -Noldu? ordan uçup oraya mı geçtin?
-Millet gözle bişey takip etti. Neydi o?
-Konfeti mi?
-Bana niye gelmedi hiç? o kadar olay yapıyoruz burda
-Kıza kim konfeti yağdırdı?
-Bi bakın konfeti olduğuna emin olun da
..
-Bu nası konfeti yaa
* Ben hep yedek subayı şey zannederdim:
-Rarara rarara, ah ah ahh! geç geç!
-Mahmut...Fetih
-...Rarara rarara
* -Meraba...E sperm bakacagtık da.
-Şu sıra komple...
-hah tamam. zenci,zenci,iri kıyım,tıknaz... napalım bilemedim ki ? Hanım sen de bir şey söyle ben anlamıyorum.
-O zaman şöyle yapalım. Biraz şundan,bu yok,bu yok,bundan koy az koy ama.bi de üstüne leblebi (bu nelan) Çorumluyuz da biz..
-Gülüyosun ama bu olur..
* Türkiye'de sperm bankası yok, değil mi? Nedeni şu olabilir: Donör denilen adamlar var ya, bağışta bulunan, sperm bağışlayan adamlar... Bunlara 3000 ila 5000 dolar arası para veriliyormuş. Türkiye'de bunun olduğunu düşünsenize... Orayı yıkarlar! Bak, (eliyle devrilme işareti yapar) yıkarlar demiyorum! (Eliyle yıkama/sıvama işareti yapar) yıkarlar!
* Ünlü adamın cenazelerinde klişeler vardır hani... Teşvikiye'den kalkar... Ray-Ban sponsorluğunda! Gözlüğü olmayan giremez! "Acımız çok büyük (Eliyle kocaman bir gözlük işareti yapar) Bunu bulabildim en fazla" "Carl Lagerfeld?" "Yok, gözlük öyle" Bu ne lan? Bu ne? "Acımız büyük!" E bu ne? gözlük büyük?! Sani minarenin tepesine kaynak yapacak pez... "Czzztt... Czzztt..." Kocaman kocaman gözlükler... Zaten bu tip cenazelerde iki-üç tane klişe cümleler vardır, "Acımız büyük" zaten o Allah'ın emri... Gözlüğe baksana! Acı küçük olabilir mi? Hele giden komedyense, iki tane klişe cümle tespit ettim, onu söylerler hep: "Efendim, büyük komedyendi, ne diyorsunuz?" "Son şakasını yaptı bize!" Son şaka mı? Öldüm ayı! Mesai bitmedi mi? Ne yapacaktım, ölürken sana bi şpagat, bi' takla, bi' osuruk, ağızdan alev!... Bırak, bari cesedim üzerinden edebiyat yapma Servet-i Fünun! Bir ikincisi de şu: "Bu kez güldürmedi (Ağlar gibi yapar) Güldürmedi... Güldürmedi!..." E öldüüüm! Ondandır belki?! Manyak mısın sen ya! Ama ben tedbirimi aldım, eğer izin verirlerse yapacağım! Yıkadılar, tamam... Pamuk, tamam eyvallah... Razıyız... Mancınık sistemi kurduracağım tabuta, gerdirerek yatıracağım! Geldi mi o Gianfranco? Geldi. Dedi mi "Son şakası" diye? Dedi! Diyeceğim kuzenlere, "Basın düğmeye"! "Semiallahu limen hamideh" diye bir kalkacağım! O gözlüklüyü oraya bi' sı....cam böyle... Teşvikiye'de... Diyeceğim "Al sana son şaka işte!" Yapabilirim... Müftülüğe soracağız!
--spoiler--
bir projesini daha gerçekleştiren sanatçı. senaryosunu yazdığı dört sinema filminin senaryosunu kitap olarak piyasa sürmüştür. kitaplar normal fransız formunda yazılmış senaryo şeklinde. yani hikayeler öyküleştirilmemiş veya romanlaştırılmamış direk senaryo.
Gerçekten takdir edilesi adamdır.
2 saate nasıl o kadar kaliteli espiriler yapıyorsun be kardeşim.
Gülmekten yüz kaslarınızı ağırtır,dikkat edelim lütfen bu adama.