Ne yazılır ne söylenir hakkında bilemem... cesurdur,yüreklidir doğru bildiği herşeyi heryerde söyleyebilir. şarkılar yazmıştır, düzen tutmayan rock gruplarına üye olmuştur, sürgün yemiştir, vatandaşlıktan çıkarılmıştır. kısaca her zorluğu tatmıştır Cem Baba.
Barış Manço gibi sistemin adamı değildir, iki çocuk alıp eline ekran karşısına çıkmaz. domates, biber ve patlıcan da şarkıda yapmaz yemek de yapmaz.
Yoksulluk kader olamaz albümüyle sürgün yılları başlar. Almanya'ya gitmek zorunda kalır. rivayet odur ki para kazanmaya başladıktan sonra Almanya'dan Yunanistan'a trenle gelir ve ülkeme en yakın adaya geçer rakısını açar, balığını yer. en büyük hobiside zaten budur. oğluyla oynamak, vakit geçirmek dışında.
felsefemizin babasıdır. keşke ölmeseydin şimdi kim bilir neler yazar, neler söylerdin baba
bir of çeksem'i en iyi cover'layan kişidir kanımca. sesiyle, çizgisiyle, hayata bakışıyla gerçek bi sanatçıydı. keşke yaşasaydı da hakkında geçmiş zaman kiplerini kullanmayaydık!
Bir kaç gündür sürekli şarkılarını dinlediğim sanatçı, tabi ki bu tanım değil tanım istiyorsanız eğer şunu söyleyebilirim; biz türkler müziği zamanında gerçekten süper bir şekilde üretmişiz. bodruma da gittik berabere hiç benzemiyor bunlar...
türk rock müziğini bu derece besleyen bir müzisyen olduğu için gurur duyduğum şahsiyet. iyi ki varsın üstad. çoğu kişi bilmez ancak, az bilinen parçaları da çok etkileyicidir. hatta bilen bilir, daha sevilesidir.
türk rock müziğinin babası, askerde bağlama sesi duyup "neden olmasın" demiştir ve bize özgü rock müziği yaratmıştır. candır, kandır. adamı cem babaaaaaa! diye bağırtır. melodiler, sözler, yorumlar, hele ki bazı bestelerine seçtiği yazarlar... ah cem babaaaaaaaaaaaa ah!!!!
mekanın cennet olsun.
yorumladığı nazım hikmet ran şiirleri ile kendini daha da çok sevdiren, çocukluğumuzda da kulaklarımızdan eksik olmayan güzel insan.
dileriz ki mekanı cennettir.
benim için gelmiş geçmiş en iyi sanatcısıdır neden;bu adam altmışlar gibi müziğe profesyonel olarak başlıyor, annesi ve babası oyuncudur aynı zamanda babası türkiyede bu tür mesleklerin kolay yapılamıyacagını bilmekteydi ki cem karacayı bu fikrinden vazgeçirmek istesede bunda başarılı olamadı, öte yandan cem karaca müziğe başladığı dönemde dünyada rock'n roll rüzgarları esmekteydi ve cem karacada bu rüzgara kapılmıştı taki cem karaca askerdeyken; bir yudum insan'da kendisi derki''65 senesinde askere gittiğimde, daha 3 günlük evliyim, antakyadayım, antakya nere istabul nere,(babası ona rock'nroll'la bir yere varamıyacagını müslüman mahallesinde salyangoz satmamasını söylemişdi),düşününyorum karımı özlüyorum, bakır köyü, anamı, babamı, arkadaşlarımı özlüyorum ama askerim mümkün değil çekip gidemezsin derken bide baktım ordan bir saz sesi geliyor uzakdan...,irkildim, içimdeki özleme sesleniyorlar adeta, bütün o hasretlere sesleniyor ve beynimde bir ampül yandi hiçbir yabancı şarkı bana o andaki hissiyatimi o saz kadar anlatamaz''
ve ardından anadolu rock plakları çıkmaya başlamıştır, bununla birlikde ünde kazanmıştır onun dönemindeki diğer ses sanatçılarından farklı siyasi görüşünü korkmadan söylemiştir, söylediği şarkılarada bu yansımıştır, söylediği şarkılar dedim de cem karacanın şarkılarınde müthiş bir sosyal sorumluluk vardır şarkı sözleri kah emrahdan kah dadaloğlundandır ve hep düşündüğü şudur anadolunun müziği ve benimsediği rock müziğinin birleşimidir onun yolu ve bu yolda bazen koşarak bazen düşerek ilerledi ama hep ilerledi hiç beklemedi. Bazende siyasi baskıya dayanamadı, çok sevdiği anadolu topraklarından ayrıldı ayırdılar, bazen susdu kaldı kimseler hatırlamadı belki onu ama o gene geldi gene geldi 2004'de gene gitti, çok erken gitti hemde.