Kudüs’e gitmiş olanınız varsa bilir,
eski kentin güneyindeki dik vadi
Hinnom Vadisidir. içi tıklım tıkış
Filistinli mahallesidir. ibranice ge
vadi olduğu için Ge Hinnom גהנם
derler.
Tevrat’a göre burada vaktiyle
putperestlerin tapınağı varmış, tanrı
Moloh’a çocuk kurban ederlermiş, ne
kadarı gerçektir ne kadarı Tektanrıcı
propagandadır bilmem. 2 Krallar
23’e göre kral Yosiah bu töreyi
yasaklamış, tapınağı da yıktırmış.
Ondan sonra burası Kudüs kentinin
çöplüğü olmuş. Hayvan leşleri ve
idam mahkûmlarının cesetleri
buraya atılırmış. Sürekli ateş
yanarmış. Kokuyu tahmin
edebilirsiniz artık.
Tevratta ge hinnom veya gei ben-
hinnom (“Hinnom oğlu vadisi”) onbir
yerde geçiyor. Hepsinde de somut
bir yer sözkonusudur. Sadece
Yeremya 7.31’de günah işleyip
lanetlenen Yahuda halkının
ölülerinin Hinnom vadisini
dolduracağı, orada kurda kuşa yem
olacağı, bundan dolayı vadinin
adının “Gözyaşı Vadisi” olarak
anılacağı bildirilir. Tevrat’ın Aramice
tefsirlerinde sözcük gehinnam
şeklinde geçer. Allahın
putperestlere yönelik gazabının
simgesi olarak yorumlanır.
Aramice /g/ = Arapça /c/ kuralından
daha önce söz etmiştim,
hatırlarsınız.
incil’de geçen sözcük Yunanca
gehenna ’dır. Hz. isa bu sözü oniki
yerde telaffuz eder. Her seferinde
günahkâr bir kişiyi veya günah
işleyen bir organı “Gehenna ateşine
atmak” eylemi söz konusudur. isa
daima mecaz ve mesellerle
konuşmayı sever, burada da mecazi
bir anlam kastetmiştir sanırım. Ama
ikibin senedir tartışılan bir konuyu
ben çözecek değilim herhalde.
Bir iki kıl tüy dışında yanlış yok. ilave edeyim.
Tevrat’ın vadisi
Bir kere vadinin ibranicesi ge değil gei גֵּי
olacak. Tevrat’taki onbir örneğin dördünde gei
ben-Hinnom veya gei Hinnom basit bir coğrafi
yer adı olarak geçiyor (Yoşua 15.8 ve 18.16,
Nehemya 11.30, Yeremya 19.2). Diğer yedi
örnekte, putperestlerin burada bir tofet (sunak,
kurban yeri) inşa ettikleri ve kız ve erkek
çocuklarını burada tanrıya adak olarak ateşe
koydukları anlatılıyor. (2 Krallar 23.10, 2 Tarihler
28.3 ve 33.6, Yeremya 7.31, 7.32, 19.6, 32.35).
Tevrat tanrısının şiddetle lanetlediği bu adet,
Yahudi (ve Hıristiyan) geleneğinde “çocuk
kurban edilmesi” şeklinde yorumlanmış ise de, 2
Krallar ve 2 Tarihler’deki ifade nesnel bir gözle
okunduğunda, “çocukların ateş içinden
geçirilerek tanrıya adanmasından” söz edildiği
açık. Yani bir tür arınma/kutsama ayini söz
konusu. 2 Krallar 23.10’a göre kral Yosiah,
Yahud ülkesindeki tüm “putperest” sayılan
tapınakları yıkarken, Hinnom vadisindeki bu
sunağı da yıktırmış ve rahiplerini öldürtmüş.
Yeremya 7.30-32’de, bu basit tarihi gerçekten
mit üretme sürecini izliyoruz. Şaşılacak kadar
şeffaf.
Yeremya’nın metni kral Yosiah’ın ölümünden
yaklaşık 25 yıl sonra ve Kudüs’ün MÖ 587’de
Babilliler tarafından yakılıp yıkılmasının
ertesinde kaleme alınmış. Hakiki dünyada Babil
istilası, Yosiah’ın başlattığı dinî fanatizm
politikasının doğurduğu olaylar zincirinin bir
sonucu idi. Dolayısıyla bazı Yahudilerin,
başlarına gelen felaketlerden rahmetli kralı (ve
onun baş ideologu olan Yeremya peygamberi)
sorumlu tutmuş olacağını düşünebiliriz. Oysa
Yeremya başka kanıdadır. Yahudilerin başına
gelenler dini fanatizmin değil, tam tersine,
Allahın emrine yeterince boyun eğmemenin
sonucudur. Hinnom vadisindeki tapınak bu
polemikte kilit önem taşır. Allahın kentinde
(Kudüs’te) bu putperestlik tapınağının yapılması
Allaha karşı büyük bir küfr ve isyandı. Allah
bunu affetmemiştir. (7.30) Beni israil’in
günahkârları, o tapınakta kız ve erkek çocukları
ateşte yakmıştı. (7.31) [Eski kitaplar “ateşten
geçirmek”ten הָעֲבִיר בְאֵשׁ söz ederken, Yeremya
“ateşte yakmak” לִשְׂרף בָאשׁ deyimini kullanır;
polemiğe “gaz verir”.] Bu yüzden Allah, Hinnom
vadisini günahkârların cesetleriyle tepeleme
dolduracak, cesetler leş yiyen kuşlara yem
olacaktır. Vadinin adı bundan böyle Ölüm Vadisi
olarak anılacaktır. (7.32)
Zion tepesi üzerinde kurulu olan Kudüs kentinin
güney yamacından aşağı ceset dökersen,
Hinnom vadisi cesetle dolar. Babil istilası
sırasında böyle bir şeyin yaşanmış olması
mümkün görünüyor. Yeremya 50.4’te “Zion
Tepesinin yolu Gözyaşı Vadisidir” derken
kastedilen de aynı şey olmalı.
O halde: “Allah (ve onun sözcüsü Yeremya) size
söylemedi mi? Orada tapınak yapsanız başınıza
bunlar gelir elbette!”
Soğuk cehennem
Tevratta Hinnom vadisine bundan başka bir
metafizik anlam yüklenmediğini görüyoruz.
Tevratta sözü edilen manevi ceza makamı
şe’ol ınıda שְׁאוֹל taşıyan başka bir yerdir.
Yaklaşık 45 kez anılır. Karanlık ve kasvetli bir
yerdir. Ta aşağıdadır; şeol’e “inilir” veya
“düşülür”. Örneklerin çoğunda sözcük, “sıkıntı”,
“kasvet”, hatta “depresyon” diye tercüme
edilebilir. isaya 14.15 ve Ezekiel 31.16’ya göre
şeol derin (dipsiz) bir çukurdur. Allahın
gazabına uğrayan insanlar (nefsler) şeol’e
atılır. Ancak bunun, ölümden sonra gidilen bir
yer olduğuna dair bir belirti yoktur. Her
halükârda şeol, sonsuza dek kalınan bir yer
değildir. Yunus peygamber, balinanın karnında
kendini şeol’ün ta dibinde bulduğunda tanrıya
yakararak kurtulur. Mezmur 86.13’te Davut
şeol’ün dibinden tanrıya yakarır ve tanrı ona
merhametini gösterir.
Şeol sözcüğü Vulgate’de infernus , King James
ingilizcesinde hell ve Luther’in Almancasında
Hölle ile karşılanmış. Latince infernus “en
aşağı” demektir. Hell ve Hölle sözcükleri de
ingilizce hole ile eşkökenli olup “derin çukur,
mağara” anlamındadır. Bu çukurda yanan
ateşten hiçbir yerde söz edilmemiştir. Sıcak
değil, soğuk bir cehennemdir.
Cehennem fikri “tutuyor”
Yeremya kitabındaki ifadeler sanırım hareket
noktası olmuş. Tevrat’ın derlenmesinden sonraki
bir tarihte, Hinnom vadisi Yahudi geleneğinde
gitgide zenginleşen bir mecazi/sembolik anlam
kazanmış. Gei Hinnom: tanrının insanlara
gazabının mekânı. Zion dağının dibi olması da
mecazı beslemiş olsa gerek: yukarıda Zion (iyi,
cennet, hidayet, ışık), aşağıda Hinnom (kötü,
eziyet, lanet, karanlık).
Maamafih çöplük, sürekli yanan ateş, cesetlerin
atıldığı yer vb. hikâyelerinin sağlam belgesel
dayanağı yok. Hinnom vadisinde çöplük
olduğuna dair arkeolojik buluntu yok; idam
mahkûmlarının buraya atıldığına dair “bilginin”
ise, incildeki ilgili pasajları yorumlama
gayretinden doğmuş olması muhtemel.
Vadinin Ketef Hinnom adı verilen en dip
kısmında, kayalara oyulmuş mağaralar şeklinde
bir antik çağ mezarlığı bulunuyor. MÖ 4 yılında
başlayan Roma askerî işgali döneminde
Romalıların burada ölülerini yakmış olması,
bunun da kremasyon fikrine alışık olmayan yerli
halkta tepki ve korkuya yol açmış olması
mümkün mü? Mümkün.
Talmud ve Targum
Bakıyoruz Rabbinik devir (yani Milat sonrası ilk
yüzyıllar) Yahudi literatürüne.
Talmud Bavli, Sukkah babı 32b sure, misal.
Rabbi Yohanan ben Zakkai’den (ölümü M 90)
aktarıldığına göre Hinnom vadisinde, aralarında
duman tüten iki hurma ağacı varmış ve
cehennemin giriş kapısı burasıymış. (http://
halakhah.com/pdf/moed/Sukkah.pdf ) Aramice
metinde GHNM םנהג okuyorum (http:// http://www.mechon-mamre.org/b/l/l0.htm ) . Jastrow
sözlüğü sf. 236a, gehînom גֶּהִינָם ve gehinnom
ednilkeş גֵּהִנָּם iki ayrı noktalama vermiş.
[Not: Normal değeri /a/ olan patah (yani fetha)
işareti Aramicede /o/ okunurmuş. Yani
gehinnam yazılıp gehinnom okunuyor. Milat
zamanındaki telaffuz acaba neydi? Yunancaya
neden gehenna γεἓννα diye aktarıldı?]
Yine Babil Talmud’u, Sotah babı 4b’de
gehinnom’un nihai (tanrısal) yargı ile irtibatlı
olduğu görülüyor. Göklerin ve Yerin Sahibi,
günahkârları gehinnom ile cezalandırmaktadır.
Aynı kitap 10b suresine göre gehinnom’un yedi
katı (veya bölmesi) vardır. Sure 22a’ya göre
Evrenin Efendisi “cenneti (Gan Eden ) ve
gehinnom’u yaratmıştır; iyinin ve kötünün
sahibidir.” 41b’nin dördüncü kuşak
rabbilerinden Rabbi Eleazar’dan (ölümü yaklaşık
M 170) aktardığına göre “kalbinde dalkavukluk
(riya) olan kişi gehinnom ile
cezalandırılacaktır.” (http://halakhah.com/pdf/
nashim/Sotah.pdf )
Eruvin babında gehinnom 13 kere zikredilmiş.
Sure 19a’ya göre cehennemin Tevrat’ta anılan
yedi adı vardır, şe’ol bunlardan biridir, ancak
gehinnom bunlardan biri değildir; zira bu
sözcük, “Hinnom vadisi kadar derin bir vadi veya
çukur” anlamındadır. Rabbi Yoşua ben Levi’nin
(M 3. yy) tefsirine göre Yeremya Kitabındaki
“Gözyaşı Vadisi” ifadesi, günahkârların
cehennemin acılarından geçmek suretiyle
hidayete (Cennete) erişeceğini anlatır.
Dolayısıyla cehennem, ebedi bir azap olamaz.
Rabbi Simeon ben Lakiş (M 3. yy), bazı
günahkârların cehennemin kapısında dahi
pişmanlık göstermeyip inkâra devam ettiklerini
belirterek bu görüşe karşı çıkar. (http://
halakhah.com/pdf/moed/Eiruvin.pdf )
Tevrat’ın Aramice meali olan Targum’larda da
gehinnom sıklıkla geçermiş. Ancak internette işe
yarar bir Targum konkordansı bulamadığımdan,
o faslı şimdilik es geçeceğim. Deli postekisi
ayıklar gibi Aramiceden metin araması yapmaya
sabrım yok doğrusu.
Hıristiyan cehennemi
“incil” adı verilen Yeni Ahit’te Yunanca gehenna
biçiminin oniki yerde geçtiğini söylemişim;
doğrusu onbir mısrada, ama onüç kez olacak.
Örneklerin her birinde, günah işleyen bir
organın veya bedenin – bir tür çöp gibi –
gehenna’ya “atılması” mevzubahis edilmiş.
Matta 23.15 ve 23.33’te bu, günah işleyenlere
tanrının verdiği bir ceza. Matta 10.28’de hem
beden hem ruh gehenna’ya atılıyor; ancak diğer
örneklerde sanki atılan şey fiziksel beden. Lukas
12.5’te tanrı insanı ölümünden sonra da
gehenna’ya atabiliyor; ama atılan şeyin ruh mu
beden mi olduğu açık değil. Markos 9.43’te,
gehenna’nın “asla sönmeyen ateşine”
değinilmiş; bunun dışında gehenna ’nın
ebediliğine (sonsuzluğuna) dair bir belirti yok.
Benim kuşkucu gözlerime, incil’in gehenna’sı
daha ziyade bir tür ağırlaştırılmış idam cezası
gibi görünüyor. “Allah suçluyu öldürmekle
kalmaz, çok feci öldürür” gibi bir şey. Bunun,
kıyametten sonra ruhun ulaşacağı bir tür sonsuz
mertebe olarak algılanması M 3. yüzyıla doğru
çıkmış bir fikir olmalı.
“Şeytan” adı verilen anti-tanrı ile
irtibatlandırılması da acaba o devirlerde
iran’dan esen Mithra’cı rüzgârların eseri olabilir
mi? Çünkü ne Tevrat’ta ne incil’de, ne de klasik
Yahudi metinlerinde öyle bir şey yok.
allah'a inanan biri olarak bu entry'i giriyorum. eğer yanılıyorsak, deizm doğruysa ve tanrı cehennemi yaratmadıysa onun ben amına koyim. deizm doğruysa cennetin ya da cennet gibi bir yerin (ölümden sonra hayatın) olup olmaması umurumda değil fakat cehennem kesinlikle olmak zorunda. tabii kötüler için ceza varsa mantıken iyiler için de ödül olmalı. belki de deizm tanrısı için sonsuz uyku bir ödüldür, sonsuz hayat ise bir ceza. ha eğer tanrı yoksa bizim burada olmamıza neden olan şeyin amına koyim.
Yaratanın isteklerine göre değilde,Nefsine göre hayat sürenlerin memleketi olacaktır.
Cehenneme ve cennete gitmek tamamen Allahın takdiri ile olsa da, kul dünyada hangi tarafa gitmek istediğini elinden gelen gayretle ortaya koymaktadır. Allah'ın farz olarak istediği 5 vakit namaz, ramazan ayı orucu, zenginlere hac görevi gibi gayet basit olan görevleri yerine getirenlerin cennete gideceği ümit edilebilir. Bunun haricinde cehenneme gitmek içinde adam öldürmek, yetim malı yemek, Allaha şirk koşmak, anne babaya asi olmak gibi günahları işleyip tevbe etmeyenlerin cehenneme gideceğini kitaplar söylüyor.
Cehennem 7 katmandan oluşup, en alt yerde münafıkların bulunacağı ve üste doğru kafir ve diğer türde isyan edenlerin oluşturacağı azablarının asla hafifletilmeyecek olacağı ve sonsuz olarak mümin olarak ruhunu teslim etmemişse kalacağı ceza yurdudur.
Yâ Rabbî demiş Hasan-ı Basrî Hz.leri, "cehennemi hak ettiğimi biliyorum ama gidersem şeytan sevinecek, beni affet" diyerek elimizden geldiğince kulluğu sergileyip şeytan ve avanelerinin şerrinden Allaha sığınmaya devam etmeliyiz.