türkiye sinema seyircisinin geçmişte daha salak olduğu bir gerçek . oynat kartal tibet ve türkan soray' ı . birbirlerini severken ayrılsınlar. babasını bilmeyen bir çocukları olsun . türkan şoray' a araba çarpınca kör olsun . bir daha çarpınca gözleri açılsın . al sana para , al sana gişe .
bahçe içinde mustakil bir evde yaşayan, her imkana sahip, çocukların isteklerini rahatça yerine getirebilen, evde hayvan besleyen, şimdiye kadar herhangi bir maddi sıkıntı yaşamayan tipik (!) bir türk ailesinin komikli yaşamlarını anlatan trt animasyonu.
hassiktir demek istiyorum burdan yetkililere. pepe olsun, cailliu olsun, bu film olsun tamamen aile huzurunu kacirmak için yayınlanmaktadır. çünkü standart bir anadolu ailesi bahçeli villamsı evde yaşamaz, bilakis normal bir apartman dairesinde oturabilmek için ana-baba ikisi birden çalışmak zorundadır. bu ipneler yüzünden oğlum sürekli, neden bahçeli bir evde oturmayıp köpek almadığımızı soruyor. siz neden böyle çok calisip, bunlar gibi bizle ilgilenmiyorsunuz diye sormaları ayrı tabi. ben çocuklara 10 liralık oyuncak alamazken, galip bey benzerleri, çocuklara uzay gemisi inşaa ediyor bahcede anasnısatym!
bu tür yapımlar türk aile yapısının temeline dinamit koymakta. çocukların kendi ebeveynleri yetersiz görmelerini sağlamakla beraber, ileri dönemde anne babaya karşı güven eksikliğine yol açmaktadır.
şu an star tv' de yayınlanan, başrollerini tarık akan ve halit akçatepe' nin paylaştığı bir ertem eğilmez filmidir. filmin müzikleri çok güzel olmakla birlikte adana film festivalinde en iyi müzik ödülü almıştır.
-bana bak sana bir şey söyleyim mi?
+söyle,
-kimseye söylemek yok ama,
+iyi ya söylemem,
-yemin et bakim!
+valla billa söylemem..
-ben ölecekmişim,
+ne var oğlum bunda yemin ettirecek,
-hiiiç ama abimle halit abim duydun mu diye bağırdılar bana bende korkudan duymadım dedim..
+sen sahiden ölünce bilyeler nolcak?
-ne biliyim ben,
+bana versene ?
-iyi ya, ben ölünce abimden alırsın.
+yaşa ulan !
Her izlediğimde Ferit ile arkadaşı halit'in Kahraman'a yokluktan alamadıkları televizyonu çalarak alıp,
Tam sürprizi yapacakları anda Kahraman'ın öldüğü o sahnede,
Boğazım düğümlenir,
Nefesim kesilir...
adile naşit ilk defa beni ağlatmıştır bu filmde. kahraman'ın tarık akan ve halit akçatepe ile okuldan çıkarken öğretmen adile naşit'in arkalarından bakıp ağlaması var ya... işte benim için hüznün resmidir o. insan olan herkes etkilenir o sahneden..
aklıma geldi bir süre önce ve tekrar izledim. yine derinden bir üzüntü ve kederle filmi bitirdim. hala aynı o umutsuzluk ve fakirlikle ölümü bekleyenleri düşündükçe hem hırslandım hemde ağlayarak yürüdüm epeyce.
baş rollerini tarık akan, halit akçatepe ve küçük yıldız, kahraman kral'ın paylaştığı, türk sineması'nın en dramatik filmidir. küçük çocuk kanserdir ve sayılı günleri kalmıştır. sürekli olur olmaz yerlerde bayılmaktadır. en büyük isteği, bir televizyonlarının olmasıdır. paralarının olmadığından dolayı sahip olamamışlardır bir türlü hayallerindeki televizyona. küçük çocuğun son zamanlarının yaklaştığını anlayan abisi, yani tarık akan, arkadaşı halit akçatepe ile bir televizyon çalmaya karar verirler... ve yola koyulurlar bir akşam vakti... dükkan'ın camını yerden aldıkları taşla kırarlar büyük bir gürültüyle. televizyonu kucakladıkları gibi koşarak uzaklaşırlar oradan... evdelerdir artık. ve bu sevinçle tarık akan kardeşini uyandırmaya gider ama uyuyordur kardeşi henüz... abisi onu, televizyonu kurduktan sonra uyandırmaya karar verir, sürpriz olsun diye. sonunda televizyonu kurarlar arkadaşı halitle beraber tarık akan. halit, tarık akan'a çocuğu artık uyandırmasını söyler. tarık akan sevinçle kardeşini uyandırmaya gider. 'kahraman, uyan bak sana sürprizimiz var' der. kahramandan ses çıkmamaktadır. 'kahraman uyan' der tekrar tarık akan ama kahraman ölmüştür artık ve bizim yüreğimiz dağlanır...
öylesine bir hüzündür ki bu, haykırsan fayda etmez. kanını döksen fayda etmez. dövünüp yırtınsan, saysan sözden fayda etmez... geriye kalan tek şey, titremek ve ağlamak...
şairin dediği gibi 'ağlayın su yükselsin, belki kurtulur gemi'...