--spoiler--
değil biraz değiştim, her şey kadar, herkes kadar, sen kadar değiştim, unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum, bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni... ben benimle savaşıyorum, seninle değil! sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın ne kazanabileni ne de kaybedeniyim, sorun değil! elbet alışırım, biraz alıştım, her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, alıştım, varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma, ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum, bir yanım bırak diyor bir yanıma, kesin değil! henüz tanıştım, her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık, duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda, ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha, samimi değil! bir hayli kırıldım, her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, canıma batan her halin felç gibi indi bedenime, gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım! aslında ne sana, ne olanlara kendime kırgınım maziye hiç değil, ana kırgınım. anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına, dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara, beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına bir hayli kırgınım beni ben kırdım oysa, iyi değil! galiba yoruldum, her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, kendime kalbimi kanıtlamaktan, ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan, ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldu.
--spoiler--
bağlanmıycaksın şiir'ini 100 defa üst üst'e bıkma dan dinlenebilecek ve bir çok şiiriyle çarpık hayat'lara yön verebilecek güzide usta'lardan yüreğimizdesin her daim.
seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
elin elime değmeden, avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
seni seviyorum sözcüğü dilimin ucunu ısırırken, her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek, birlikte ağlamak, gülmek ve buradayken bile seni çılgınca özlemek.
seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
seni hiç tanımadığım bir sürü insanla paylaşmak; senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
tanıdık birileriyle karşılaşma korkusuyla yürümek yollarda yan yana;
elimdeki şemsiyeye inat yollarda ıslanmak birlikte.
elimde kır çiçeğiyle seni beklemek.
aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara, aya anlatmak.
okuduğum kitabın sayfalarında; dinlediğim şarkıların, türkülerin, şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
seni kaybetme korkusu ve hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı,
umut denizin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek.
sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak.
yalınayak yürümek bıçağın en keskin yerinden,
kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin, sen benimle hiç olmadın ki.
olsaydın avuçlarım terlemezdi, ısırmazdım dilimin ucunu.
özlemezdim seni yanımdayken, kıskanmazdım; korkmazdım yollarda yürümekten.
ıslanmazdım yağmurlarda; yıldızlara, aya dert yanmaz böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten, ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize.
ve her kulaçta haykırırdım seni; ama sen hiç benimle olmadın ki.
ya aklın başka yerdeydi ya da yüreğin.
Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyim istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek... Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden.
Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli ziyaretimize, geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız...
Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı "herşeyde".
Bir gün şayet camsız çerçevesiz penceresiz
Bir gün ben, çadır bezi bir perdeden
Günlerin toz-toprak şarkısını çırparken
Canevimin önünden geçersen,
Bir gün şayet boynumda yem torbası hayallerim asılı
Bir gün şayet samançöpü bir sokak dişlerim arasında
Canevinin önünden geçersem
Anlatırım nasıl nerde
Bir ulu çınara takılı bir kuyrukluyıldız
Bir yeşil telaşta çırpınan ışığımız
Anlatırım nasıl nerde...
Sonra eğilir kulağına derim: Bekle
Çocukken kaçırdığım uçurtma dönsün gelsin
Hele çarpsın bu çerçi yükü şehirlere,
Hele ürksün fincancı katırları!
can yücel bir üniversite sohbetindeyken öğrencinin teki sormuş neden çok küfür ediyosunuz diye. can yücelde bi hikaye anlatmış;
zamanında köyün birinde birisi hastalanmış, adamı doktora götürmüşler doktor bi ilaç vermiş bu ilacı makattan verin demiş. köylüde makatı bilmio ama çaktırmamışlar tmm demişler. 1 gün geçmiş hasta kötüleşmiş doktoru aramışlar nerden vericektik ilacı demişler, doktor yine makattan vericeksiniz demiş. köylü bilmio tabi bişey yapamamışlar. bir sonraki gün yine aramışlar doktoru, doktor yine makattan vericeksiniz demiş. köylü dahada kötüleşmiş ilacı veremedikleri için. bir gün sonra yine aramışlar doktorda makattan vericeksiniz işte demiş. köylü verememiş ilacı. bilmiyolar çünkü. en sonunda adam ölmüş.
can yücel'de soruyu soran kişiye dönüp bu ülkede göte göt diceksin demiş.
başka bi üniversite sohbetinde can yücel yine konuşmuş ama hiç küfür etmemiş. birkaç kişide şaşırmış küfür etmedi diye. can yücel tam kalkacakken demişki; kusura bakmayın sizinde kafanızı s.ktik
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyormusun?
Elin elime degmeden avuclarımı terleten sıcaklıgını taa icimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
'Seni seviyorum' sözcügü dilimin ucunu ısırırken,
her konusmamızda bos yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı seyleri seninle aynı anda düsünmek birlikte aglamak gülmek.
Ve buradayken bile seni cılgınca özlemek.
Seninle olmanin en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hic tanmadıgım bir sürü insanlarla paylasmak.
Senin yanında olan seninle konusan herkesi cocukca kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yani ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karsılasma tedirginligi ile yollarda yürümek yan yana...
Elimdeki semsiyeye inat yagmurda ıslanmak birlikte.
Elimde kırcicegiyle seni beklemek...
Ayni mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak...
Okudugum kitabın sayfalarında dinledigim sarkıların türkülerin siirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattıgım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında, küreksiz bir sandala hapsetmek...
Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı basarmak.
Yalın ayak yürümek bıcagın en keskin yerinde.
Kanadıkca tuz yerine gözyaslarımı basmak yüregime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hic olmadın ki.
Olsaydın avuclarım terlemezdi...
Isırmazdım dilimin ucunu...
Özlemezdim seni yanımdayken...
Kıskanmazdım...
Korkmazdım yollarda yürümekten.
Islanmazdim yagmurlarda...
Yıldızlara aya dert yanmaz böyle her sarkıda sarhos olmazdım...
Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize...
Ve her kulacta haykırırdım seni
Ama sen hic benimle olmadin ki...
Ya aklin baska yerlerdeydi ya yüregin...
"Seni Seviyorum" sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boşyere saatlerce havadan sudan söz etmek
Seninle olmanın en heyacanlı yeri ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek
birlikte ağlamak gülmek.Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun ?
Seni hiç tanımadığım birsürü insanlarla paylaşmak.Senin yanında olan,seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek
yan yana...Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte.Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek..Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek..
Seninle olmanın en romantik yönü ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak..Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak..
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun ?
Seni kaybetmek korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek.. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak.Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yüzünde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime..
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi.. Isırmazdım dilimin ucunu.. Özlemezdim seni yanımdayken.. Kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda.. Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.
Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize ve her kulaçta haykırırdım seni..
Ama sen hiç benimle olmadın ki..
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDi YA DA YÜREĞiN..
çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi
hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak.
peh. aşırı kültürünü belli etmeyen küfrünü kaleminden eksik etmeyen büyük üstad.
1926-1999 yılları arasında yaşamıştır. birçok lisan bilir. şuan datça' da ikamet etmektedir.
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek. Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek... Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek. Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak. Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime. Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun? Nereden bileceksin? Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken. Kıskanmazdım. Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım. Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni... Ama sen hiç benimle olmadın ki... YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDi YA DA YÜREĞiN...
Bir yudum insan programın kendisini konu aldığı bölümde,
Öküz dergisinden bir eleman anlatıyor;
Bizim dergiye sonradan çalışmaya gelen arkadaşların montajı çok kolay olmuyor , ama can baba da hiç böyle bir problem olmadı.
benim şöyle bir anım var öküzü hazırlarken baba isimler diye tabir ettiğimiz isimleri imzaları yarısını derginin başına yarısını arkasına koyuyoruz ki güçlü başlasın güçlü bitsin diye , bu amaçla cem baba'nın şiirini son sayfalara koydum bir sayıda dergi çıkar çıkmaz dergiye telefon etmiş ve şöyle demiş " benim şiirimi derginin kıçına koyanın , o dergiyi kıvırır kıçına sokarım " diye. bunu ben duydum datçadaydım o sıra ve şöyle bir faks çektim ,
Sevgili cem baba şuan datça'da temmuz ayında
beni anmışsın galiba kıçım acayip kaşındı da
sesinin cok kötü ve konuşmasının çok zor anlaşıldığı son zamanlarında , bir imza gununde
yanına genc bir cift gelir. guzel kız , can yucelden imza ister sohbet eder, yanındaki delikanlı hic konusmadan yanında durmaktadır. can baba yanındakilere dönüp " bu oglan bu kızı sikemez" der. allahtan pek anlasılmadan araya laf kaynatır yanındakiler.
Bir şeyler yaz...cezmi ersöz'ün anlatımıyla;
can yücel, cezmi ersöz ve beraberindekiler odtü de bir konferans için giderler. can yücel yol boyunca içer zil zurna sarhoş olur ama odtü de gençleri karşısında görünce kendine gelir ve çok etkileyici bir konuşma yapar. bu esnada kız öğrencilerden biri söz alır ve şöyle konuşur.
-sayın can usta; çok iyi ve güzel konuşuyorsunuz ama gerek şiirlerinizde gerekse burda tanık olduğum kadarıyla günlük konuşmalarınızda çok küfür ediyorsunuz buna biraz daha dikkat edemez misiniz?
can yücel
-küfür proleterya'nın ağzında sakız gibidir, proleter küfreder ana avrat söver ve sakızı tükürüp atar. biz birileri gibi küfretmeyip başkalarının anasını s.kenlerden değiliz.
kusura bakmayın çocuklar yine çok kafa sktim.