Kumkapı'da Allen Gingsberg'le rakı içmiş, içkinin en çok yakıştığı insan ve ülkenin en büyük şairlerindendir, Babadır. Aslına bakılırsa kelimelerle ifade etmek fazlasıyla zordur, uzun uzun okumak gerekir.
Basit biri değilim..!
Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var.!
Ve kahkahalara sarılmış anılarım.!
Herkes kadar dertli,bazılarından fakir, çoğundan zenginim.
Taşıdığım hayallerim, söylenecek şarkılarım, paylaşılacak dostluklarım var.
Bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim,
Gidene beddua edemeyen bir dilim var..
Yüreğimi korkak büyütmedim.! Kaybettiklerim; dağıttığım servetimdir..!"
I'm not simple
i'm not simple!
There are nights i've cried like bloody my eyes..!
And my memories wrapped with laughs..!
i'm as sorrowful as anyone, poorer than some, richer than most.
i've dreams that i carry, songs to sing, friendship to share...
i've such a heart that i can teach one to love
and a tongue can't damn the one who is going
i didn't bring up my heart cowardly..! "My losses are my fortune which i've disbursed..!"
Bir toplantıda Can Yücele sorarlar:
-efendim nedir bizim memleketteki bu sağcılık solculuk davaları?
Can Baba:
-bu ülkede sabah kalktığında malafat eğer sağ tarafa kaymışsa sağcısındır, yok eğer sol taraftaysa solcu..
-peki sizinki ne tarafta ?
- ileride daima ileride.
bu diyaloğu ne zaman okusam gülerim.
ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni
nefti kasnaklı bir fıçıya,
aldırma, kara üzüm !
sen, o kırmızı şarabına doğru
içten içe
harıl harıl
çalışmana bak, iki gözüm !
diyerekten insana dizeleriyle güç veren büyük insan..
Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyım istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım kı, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek.. Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden.
Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli zıyaretimize, geçmışteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız
Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı
Rakıyı içen kadın gülüyorsa, o gülüşün ardında en az dokuz roman, on dört tane de film repliği yatar.
Rakıyı içen kadının gülüşünde, bu dünyanın en zararsız mutluluğu vardır çünkü, büyük gülerler, büyük susarlar
Rakı içen kadın, rakıyı çok sık içmez.
Ama rakıyı içtiği an, bil ki içme zamanı gelmiştir ve konuştuklarında net konuşurlar..
O kadınlar keyfine doyum olmayan bir akşamüstü sonrasında, bir kıyıda köşede, gece sefası gibi açarlar.
O kadınlar, afet-i devrandır...
Ve, rakı içen kadının elleri güzeldir...
O kadınlar, senden başkasını severlerken bile seni incitmezler.
Rakı içen kadın, cihanda sulhtur: ağdalı değil, nağmeli sever.
Rakı içen kadın güzeldir, masasındakiler de...
en uzak mesafe
en uzak mesafe ne afrika'dir
ne cin,
ne hindistan,
ne seyyareler,
ne yildizlar geceleri isildayan...
en uzak mesafe iki kafa arasindaki mesafedir birbirini
anlamayan.....
`can yücel
`
memleketin hali benim halim,
öyle bir kabız olmuşum ki
boğazıma kadar bok içindeyim...
gibi anlamini senelerdir yitirmemis dizeleri ve siirleri yazmis olan sair.