can yücel

entry1112 galeri48 ses2
    743.
  1. siz hiç bir damla yağmurla bir tuttunuz mu dünyayı
    birden çıplak başınıza damlayan
    sonra bir sağanak
    ayaklarınızı ıslatan
    üstlüğünüzü geçip teninize işleyen
    bir medar yağmuru
    sonra bir ebemkuşağı
    geçin o kemerin altından öbür dünyaya
    sessizce...

    seslerin sessizliği xiv - can yücel
    0 ...
  2. 744.
  3. bağlanmayacaksın bir şeye
    öyle körü körüne
    “o olmazsa yaşayamam” demeyeceksin
    demeyeceksin işte
    yaşarsın çünkü
    öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki
    çok sevmeyeceksin mesela
    o daha az severse kırılırsın
    ve zaten genellikle o daha az sever seni
    senin o'nu sevdiğinden.

    çok sevmezsen çok acımazsın
    çok sahiplenmeyince
    çok aitte olmazsın hem
    çalıştığın binayı
    masanı, telefonunu, kartvizitini
    hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

    gökyüzünü sahipleneceksin,
    güneşi, ayı, yıldızları
    mesela kuzey yıldızı
    senin yıldızın olacak
    “o benim” diyeceksin
    mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin..
    mesela gökkuşağı senin olacak

    illede bir şeye ait olacaksan,
    renklere ait olacaksın,
    mesela turuncuya,
    yada pembeye,
    ya da cennete ait olacaksın.
    çok sahiplenmeden
    çok ait olmadan yaşayacaksın
    senin değillermiş gibi davranacaksın
    hem hiçbir şeyin olmazsa
    kaybetmekten de korkmazsın
    onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın
    çok eşyan olmayacak mesela evinde
    paldır küldür yürüyebileceksin
    ille de bir şeyleri sahipleneceksen
    çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin

    hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi
    hem de hep senin kalacakmış gibi hayat
    ilişik yaşayacaksın
    ucundan tutarak..

    can yücel - bağlanmayacaksın
    2 ...
  4. 745.
  5. ellerim uzuyor sanki
    baharda dallar
    gözlerim açılıyor
    baharda badem
    aklım koşuyor koşuyor
    güneşe doğru
    ayçiçekleri içinden
    datça'ya

    özlem - can yücel
    0 ...
  6. 746.
  7. sözcükler can yücel i özler oyunundan alıntıdır.

    bir gün babayı üniversitenin birine türk edebiyatı hakkında konferans vermek üzere çağırırlar ama tek çekinceleri onu dinlemeye gelecek olan bir sürü dekan ve üniversite rektörünün de oluşudur malum baba küfürlü konuşur.. ve üniversiteye gideceği gün baba hiç alışkanlığı olmamasına rağmen takım elbisesini çeker ve başlar anlatmaya nazım ı anlatır namık kemali tevfik fikreti anlatır.. konferans boyunca agzından tek bir küfürlü kelime çıkmamıştır fakat konferansın sonunda tam içeri gidecekken döner ve der ki:

    kafanızı siktiysem kusura bakmayın!
    2 ...
  8. 747.
  9. ne güzeldir asr-ı saadet gidişin
    sevişin evlatlarım sevişin
    size ne dünyanın kederinden gamından
    nasılsa hür çıktınız ananızın amından

    anonymous
    0 ...
  10. 748.
  11. özür dileyerek; ne kadar lümpen varsa taraftarlığını üstlenir kendisinin, sevmem, seveni de sevmem, yüzeysel şair mi olur lan!!
    2 ...
  12. 749.
  13. 'Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik. Anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik' dizesiyle ağzıma sıçan büyük adam.
    0 ...
  14. 750.
  15. mezarı datça'da bulunan şair. ayrıca oyuncu uğur yücel ve derya alabora çiftinin oğullarının adı.
    0 ...
  16. 751.
  17. "şunları bir araya toplayayım.
    bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.

    mutfak işinden de anlarım.
    donattım sofrayı.
    bayağı uğraştım.
    hepsinin, ayrı ayrı ne
    yemekten, ne içmekten
    hoşlandığını iyi bilirim.
    bayağı da para gitti.

    birinin yediğini öbürü yemez.
    ötekinin içtiğini beriki içmez.
    dört kişilik sofra kurdum.

    mumları da yaktım.
    bak hepsi, erick satie severdi.
    hatırladım.
    müziği de ayarladım.

    geldiler.

    20 yaşında ben,
    35 yaşımda ben,
    40 yaşımda ben ve
    bugünkü ben dördümüz.

    birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
    kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
    yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
    kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.

    yatıştırayım dedim.
    "sen karışma moruk" dediler. büyük hır çıktı.
    komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
    yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

    evin de içine ettiler.

    bende kabahat.
    ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine ...

    can yücel
    3 ...
  18. 752.
  19. "ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın! davetsiz misafirdir, pat diye gelir o. ya bir afrika menekşesini ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma... kaldırabilirsen kaldır artık''

    can yücel
    0 ...
  20. 753.
  21. ''ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına...
    hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa
    demiş ki suya: gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol...
    su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş; yüreğim sana armağan...
    sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına...
    zamanla su, buhar olmaya; ateş, kül olmaya başlamış. ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
    baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...
    ateş kızmış, ateş yakmış ormanları... aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu...
    bir gün gelmiş, suya varmış yolu bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın. ve o an anlamış; aşkın bazen gitmek olduğunu. ama gitmenin yitirmek olmadığını...
    ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla. işte o zamandan beridir ki: ateş sudan, su ateşden kaçar olmuş.. ateşin yüreğini sadece su, suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş...''
    1 ...
  22. 754.
  23. o kadar doluyum ki
    anlatsam ;
    anlamazsın boşluğumu.

    can yücel.

    dizelerinin sahibi usta kişilik.

    edit : şiiri kafadan attım lan tamam.
    0 ...
  24. 755.
  25. ''üzülüyorsun; takma, diyorlar.
    kızıyorsun; değmez, diyorlar.
    boşveriyorsun; gamsız, diyorlar.
    susuyorsun; iki çift laf et, diyorlar.
    konuşuyorsun; muhatap olma, diyorlar.
    çekip gidiyorsun; mücadele et, diyorlar.
    alttan alıyorsun; tepene çıkardın, diyorlar.
    bağırıyorsun; sakin ol, diyorlar.
    aklı başında davranıyorsun; bu kadar uslu olunmaz, diyorlar.
    dikine gidiyorsun; yaşına başına yakışmaz, diyorlar.
    ölünce ne diyecekler ?..
    muhtemelen; ölüm sana yakışmadı.
    ee normal tabii,
    dirimizi beğenmediler ki,
    ölümüzü beğensinler..!''
    4 ...
  26. 756.
  27. "sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
    kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
    dilimizde akşamdan kalma bir küfür
    salonlar piyasalar sanat sevicileri
    derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
    yakanda bir amonyak çiçeği
    yalnızlığım benim sidikli kontesim
    ne kadar rezil olursak o kadar iyi

    kumkapı meyhanelerine dadandık
    önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
    aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
    sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
    öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
    çöpçülerin elleriyle okşardın beni
    yalnızlığım benim süpürge saçlım
    ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

    baktım gökte bir kırmızı bir uçak
    bol çelik bol yıldız bol insan
    bir gece sevgi duvarını aştık
    düştüğüm yer öyle açık seçik ki
    başucumda bir sen varsın bir de evren
    saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
    yalnızlığım benim çoğul türkülerim
    ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi"
    1 ...
  28. 757.
  29. büyük şair...

    gecenin bir yarısı bir kitabın orta yerinden
    başlamak gibiydi seninle birlikte olmak,
    başını anlamadan sana yaklaşmak,
    sonunu okuyamadan uyuyakalmak,
    ve uyandığında kaldığın sayfayı karıştırmak...
    işte böyle bir şeydi seni yaşamak,
    yarım yamalak...

    Can Yücel
    1 ...
  30. 758.
  31. bir masada karşı karşıya
    seyrederken dudaklarını senin
    dile gelmiş ilk türkçeydik
    henüz başlamış kül rengi bahar
    ne savaş, ne barıştık biz...
    0 ...
  32. 759.
  33. facebook denen sosyal paylaşım sitesi kullanıcılarının ırzına geçtiği şiirlerin sahibi.
    2 ...
  34. 760.
  35. seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?

    Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

    Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?

    ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

    Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?

    Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...

    Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?

    Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

    Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?

    Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

    Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?

    Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.

    Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?

    Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

    Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?

    Nereden bileceksin?

    Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.

    Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.

    Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..

    Ama sen hiç benimle olmadın ki...
    YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDi YA YÜREĞiN...

    Can YÜCEL
    2 ...
  36. 761.
  37. ''Bağlanmıycak öyle körü körüne sen elinden geleni yaptın mı için rahat mı olmuyorsa olmuyordur zorlamayacaksın.'' Demiş üstad.
    0 ...
  38. 762.
  39. ömrü boyunca anlaşılamayan aksi görünümlü, kabasakal vari ama kalbi bir derya, düşünceleri de sonsuz olan şair.
    0 ...
  40. 763.
  41. sanatın kalemce açıklaması, kelamın kalesinin en güçlü ustası, yazdıkları ile soy ismindeki "yücel" emrini gayet mükemmel ifa edebilen edip, edebin ebedine giden yolun nazif - bir o kadar da lider yolcusu.
    0 ...
  42. 764.
  43. yaşamak istiyorum
    yaşamayı bu soğumuş cehennemde
    ölü bir dost gibi içim titreyerek düşünmek değil sade,
    yaşamayı yaşamak istiyorum.

    can yücel
    1 ...
  44. 765.
  45. tüm yazdıklarını buna bağlamak haksızlık olur üstada ama küfrü bir sanatmışcasına o kadar ustalıkla kullanıyordu ki.. müstescenliğin, küfrün şiire girmesine vesile olan biriydi can baba. büyük şair, bana şiiri sevdiren zat. yazdığı herhangi bir şeyi okuduğımda, 'ulan ben de tam bunu demek istiyordum' hissi verir bünyeye.

    öyle bir ayrılık dizesi anlatır ki, demir leblebi gibi kalır adamın boğazında;

    'sen gittikten sonra yalnız kalacağım. yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse?'...

    politikayla da uğraşır, insanlara laf da sokar;

    'yiyin efendim yiyin, hepiniz bok yiyin. bunca sinek yanılıyor olamaz'...

    "ilkin elifbaydı, sonra alfabe oldu. derken abece. şimdi abd!"...
    2 ...
  46. 766.
  47. Hayatta ben en çok babamı sevdim
    kara çalılar gibi yerden bitme bir çocuk
    çırpı bacaklarıyla ha düştü ha düşecek
    nasıl koşarsa ardından bir devin
    o çapkın babamı ben öyle sevdim

    bilmezdi ki oturduğumuz semti
    geldimide gidici hep heep acele işi
    çağın en güzel maarif müfettişi
    atlastan bakardım nereye gitti
    öyle öyle ezber ettim gurbeti

    sevinçten uçardım hasta oldumu
    kırkı geçerse ateş çağırırlar istanbul'a
    bir helalleşmek ister elbet diğmi oğluyla
    tifoyken başardım bu aşk oyununu
    ohh dedim göğsüne gömdüm burnumu

    en son teftişine çıkana değin
    koştururken ardından o uçmaktaki devin
    daha b aşka tür aşklar geniş sevdalar için
    açıldı nefesim, fikrim, canevim
    hayatta ben en çok babamı sevdim
    1 ...
  48. 767.
  49. şiir dinletilerinde ısrarla şiirlerini okumak istediğim bir şairdir. mısralarları aşk kokar ayrılığı bir başka anlatır. anladım adlı şiiri sanki benimle tanışmışta hayatımı görmüşte bana yazmış gibidir.

    anladim

    bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
    anladım.

    herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
    kendi yolumu çizdiğimde anladım..

    bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
    bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.

    yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
    aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..

    acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
    neden hiç ağlamadığını anladım..

    ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
    gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..

    bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
    acıtabilirmiş,
    çok acıttığında anladım..

    fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
    gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..

    yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
    yüreğini avucuma koyduğunda anladım..

    ''sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
    sana ''git'' dediğimde anladım..

    biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş
    sevmek,
    git dediklerinde gittiğimde anladım..

    sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
    ağlayan,
    büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..

    özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş
    pişman olmak,
    gerçekten pişman olduğumda anladım..

    ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
    sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
    yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

    ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
    affedilmeyi,
    beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..

    sevgi emekmiş,
    emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
    sevmekmiş...

    can yucel
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük