sözde değiştiğinden dem vuran takiyyeci zihniyetin, asıl niyetini gözler önüne seren ve bir nevi manifesto niteliği taşıyan şiir. tabi burada asıl sorun şiirin kendisi değil, onu okuyanın hangi şartlarda, hangi amaçlarla okuduğudur. toplumun her kesimini kucaklayacağız diye gelip de istisnasız tüm devlet kademelerinde kadrolaşanlardır sorun..beyaz beyaz evlere sormadan, danışmadan bir adım bile atamayacak basiretsizlikte dış politika ilişkileri sürdürenlerdir sorun..
pardon..milli görüş gömleğini çıkarmıştınız değil mi siz ? değişmiştiniz. hatta değiştim masallarıyla %33'ü de kandırmıştınız..
yalnız geri kalan %67 olarak, biz yemiyoruz bunları haberiniz olsun..
bu sözlerin devamı niteliğinde; tayyip erdoğan'ın "demokrasi bizim için bir amaç değil, bir araçtır. gerekirse laik paltomuzu giyeriz ama yine de yolumuzdan şaşmayız" yada "ya müslüman olacaksın, ya laik hem laik hem müslüman olunmaz" diyerek desteklediği, aslında kafa yapısı olarak ne olduğunu belli eden bir söz öbeğidir.
ziya gökalp büyük bir üstadtır fakat tayyip erdoğan'ın bu şiiri ne amaçla söylediği açık ve nettir. şeriat mükemmel bir olgu olsaydı bugün dünya üzerindeki önde gelen ülkeler şeriatla yönetiliyor olurlardı. laikliği din belleyen insan sayısı da türkiye'de şeriat isteyen kişi sayısının çok şok altındadır. gerçekten laik düşünce yapısına sahip kişiler, laikliği din olarak görmezler. türkiyede çok büyük çoğunluktaki laik düşünceye sahip insan orucunu da tutar, namazını da kılar (5 vakit olmasa da), türbe ziyaretleri de yaparlar ancak bununla beraber, şeriat düşüncesine sahip insanların evinde atatürk posteri yoktur, milli bayramları kötü anarlar, anıtkabir'e ömrü hayatlarında gitmemişlerdir (anıtkabir bir türbe değildir, laikler de türbe statüsüne koymazlar)
bu ülke laik bir devlettir, şeriat'ı mükemmel görenler de elbette ki; vardır ancak bunu yüksek perdeden söyleme hakları yoktur. bu ülkedeki laik sistemi beğenmeyen, bu ülkedeki özgürlüğün temel taşlarından olan laikliği beğenmeyen, dini vecibelerin yerine getirlmesinin bir garantisi olan laikliği istemeyen varsa iran, suudi arabistan, afganistan, endonezya'nın bandha-ache bölgesi'ne gidip o ülke vatandaşlığına iltica edebilirler. bu ülkede kimse insanları laik düşüncesinden ötürü suçlayamaz. şeriat istemek bir düşünce suçu değildir ama onun ateşli bir savunucusu olmak, o sistemi getirmeye çalışmak suçtur. bu ülkede komünist düşünceye sahip insanlar suçlanabiliyorsa düşüncelerinden ötürü şeriat düşüncesine sahip insanlar da suçlanabilir (komünist değilim) (eşitlikse herkes için eşitlik). ki düşünce suçuna karşı olan bir insan olarak, bu ülkenin bir anayasası bir yönetim şekli vardır. dini sadece tesettüre girmek, 5 vakit namaz kılmak zanneden kişilerle bu ülke hiçbir yere varamaz. "5 vakit namazımı kılarım ama ülkedeki bütün ihaleleri yandaşlarıma veririm, naylon fatura da düzenlerim, kaçak villa da yaparım, haksız şekilde 10 yılda 12 milyon ytl de kazanırım. ama 5 vakit namazımı kılıyorum, orucumu tutuyorum. allah affeder..." islam dini bu değildir!
basit, ilkokul düzeyinde bir şiir algısının tuhaf metaforları. gerçek şiirde imge böyle kör kör parmağım gözüne biçiminde kullanılmaz.
o metaforlar gözünü dikip bakana çok başka şeyler de çağrıştırır. memleketin her küçük sokağına bütün fakirliğe rağmen ısrarla dikilen minareler bende fallik bir takıntının tezahürü gibi görünüyor mesela, tıpkı süngüler gibi...
bu kadınsı algının kışlalara doluşmuş erkek askerlerden oluşan "kadınsız bir toplum" hayali kuranlara karşı çok yalnız ve hatta çok "orospu" bir tavır olduğuna da kaniyim.
dikmeyin kardeşim her yere. hangi ayetle bildirildi o blue printler, hangi hadiste geçiyor "dimdik" minareler. beynimin altına bir yere gönderdiğiniz tehditler bende açıkça, başkalarında gizliden tehdit olarak algılanıyor. bazı anarşist ruhlarda tehdit başeğdirmiyor. aldığınız tepki, yaptığınız etkinin sonucudur.
sokma "süngü"nü beynimin içine içine. en büyük ayıp, ruha tecavüzdür.
özetle
1 yıl mahkum
4 yıl başbakan
ve büyük ihtimalle
7 yıl cumhurbaşkanlık yaptırabilecek bir dizedir.
fikrime göre ülkenin içine edebilecek bir dizedir.
şimdilerde samimiyetsiz ve pişkince laiklik, cumhuriyet konusunda koruyucu sert açıklamalar yapıp insanları kandıran kişinin gerçek düşüncelerini belgeleyen, hayatı boyunca da peşini bırakmayacak nitelikte bir belge haline gelen cumhuriyet düşmanlığı konuşmasının ana tümcesi.
