camilerin tadilatı ve her türlu masrafı kendi derneklerine aittir. laik bir ülke oldugumuzdan camilerin masrafları belirli bir bakanlık tarafindan karsılanmaz. diyanet işleri başkanlığı da sadece imam maaşi verir. geri kalan her masraf cami derneğine aittir.
çoğu ilde dağıtım şirketleri tarafından camilere verilen hizmetten para alinmaz. ancak camilere cakılacak en ufak çivi dahil derneğin cebinden çıkar. bu noktada derneklerin belirli bir kazanci olmadığından özel gunlerde yardım toplarnır.
lütfen bilgi sahibi olmadığımız konularda gereksiz yorum yapmayalim, işimize bakalım. vermek istemeyenden kimse zorla para almiyor.
allah ın evi, müslümanların ibadethanesi ve de pek bilinmeyen bir özelliği daha var o da kaçak yapılaşmanın önünü açan, müslümanlar için araç olarak kullanılan minareli yapılar...
ilginçtir ki sene 70-80-90 lar anadolu dan istanbul a büyük bir göç yaşanıyor. insanlar barınma ihtiyacı olarak bulduğu boş alanlara kaçak yapılar inşa ediyor. gecekondu yaşamının zirve yaptığı dönemlerden bahsediyorum. fakat en önemli sorun belediye kaçak yapılara su ve elektrik vermiyor. eee malum elektrik ve su olmadan yaşam imkansız gibi. işte burada devreye camiler giriyor. halkımız gecekondu mahallelerine camiler inşa ederek belediyeye gidip; bakın insanlar abdest alamıyor, karanlıkta namaz kılmak zorunda kalıyor, ibadetlerimizi gerçekleştiremiyoruz diyerek belediyeden mahalleye elektrik ve su gelmesini talep ederlerdi. eee belediye de konu cami ve ibadet olunca halkı perişan etmemek için getiriyordu suyu, elektriği...
işte böyle böyle kaçak yapılar oluştu. belki de camilerin fazla olmasının bir sebebide budur.
Dünya yöneticileri (istilacı Dünya dışı ırk) Gezegenimizi ve Irkımızı (insan ırkını) bölmek, güçsüzleştirmek ve yönetmek için ülke millet din siyaset ve benzeri kavramları ortaya attılar.
bu kavramlardan bir tanesi olan din kavramının yok olmaması ve enjekte ettiği duyguları kabartmak için ibadethaneleri ortaya attılar.
bu ibadethaneler genelde ön planda olacak yerlerde inşa edilir. böylece hep göz önünde olurlar.
cami lerde ezan ,kiliselerde çan gibi dinin hayatımızın bir parçası olması için sürekli ''ben buradayım'' çağrısı yapar.
6.5 milyar tl diyanet bütçesine rağmen imamın kuran kursuna giden bayanlardan camiye çay ve yiyecek alımı için bağış istediği mabed.
yaşadığım yerde aç,evsiz ve yoksulları kimse umursamazken bir zengin esnafın destekleriyle o cami 1 milyon tl ye yapıldı.
Dünyanın en kokulu camisi Tebriz şehrindedir. Mescit inşa edilirken çamuruna misk kokusu ilave edilmiştir ve 600 sene geçmesine rağmen hala mescit misk kokmaktadır.
artık ibadethane değildir,parti il binasından farkı yoktur.bundan sonra camiye gitmem.darbeye tabii ki karşı durulmalı,gerekirse imamlar da çıksınlar darbecilere karşı.ama ezana çağrılan minareler siyasi amaçla kullanılamaz.
iran'ın en büyük şair ve mutasavvıflarındandır , fatih sultan mehmet'le mektuplaşmıştır , bir çok manzum eseri vardır , vakti zamanında medreselerde okutulan "cami" adındaki eseri türkiye'de de bulunmaktadır.
Cami, islam'da bir ibadet mekanı. Genellikle minaresiz küçük camilere veya bazı kurum ve kuruluşlarda ibadet için ayrılmış ufak mekanlara mescit denir. Camiler her ülkede değişik göz alıcı mimari tarzlar ve süslemelerle inşa edilirler.
görevini başarı ile yerine getiren yerler.
ne yapıyoruz? cuma namazı kılıyoruz. topluca. burada biz varız; bizim sözümüz geçer diyoruz. bu saatte hayat durur diyoruz. bununla nefret ekiyoruz allahsız kitapsızların kalbine. ezanı mızrak gibi sokup; nefeslerini kesiyoruz. öyle ki, eksiğimize gediğimize rağmen görüyoruz ki tüm kusurlarımıza rağmen başarılı oluyor; yapabiliyoruz bunları. öyle ki tutamıyoruz küçük coni enişteleri. coni dediysek boşa değil. amerikan çocukları olduğu için coniler. kuduruyorlar b ülkenin sahiplerini, sahiplik alametleri etrafında görmekten.
camiyi, müslümanları yok etmek isteyen saklandığı yerden çıksın camilere gelsin. biz kendilerini bir yerlere sokmasını biliriz. sizin gibi korkak da değiliz. itlik, arkadan iş çevirme, amerikalı babalardan medet umma sizin gibi şerefsizlerin işidir. biz buradayız. anasını evlatsız bırakmak isteyen buyursun gelsin saldırsın camilere.
türkler olarak her akşam olduğu gibi bu akşam da doldurmamız gereken yer. ama bu akşam biraz daha farklı. bugünlerde daha da iyi farkındayız bizi haritadan ve tarihten silmek isteyenlerin.
türklerin birbirinden başka dostu; camiden başka sığınacağı yer yok.
kâfir dört bir yandan saldırır; vatanımızı, dinimizi almaya çalışırken yapacağımız çok şey var ve onlardan biri de camileri doldurup müslümanlarla selamlaşmak, birlikte olmak. müminlere ferahlık; gâvura korku vermek.
haydi camilere arkadaşlar. bir selam verelim, bir selam alalım. durumumuz varsa müslümanların sıkıntısını giderelim. bugüne kadar yapamadık; bugün başlayalım.
Kirli çorapla, ter kokusuyla, soğan sarımsak yeyip ağız kokusuyla gidilmemesi gereken yerdir. "Giderken dişler fırçalansa ya da misvaklansa, az bir hoş koku sürülse ya da temiz giysiler giyilse efendi efendi gidilse fena mı olur kardeşim?" dediğimiz yer.