misyonerlik faaliyetlerini hocaefendinin ibrahimi dinler misyonerliğinin yanında çok daha masum ve sessiz yürütüyormuş bu kurum.
her şey bir kenara,
mit raporlarının mahkemelerde delil olarak fırlatılması kadar,
kendilerinin türkiye cumhuriyetine ve anayasaya karşı işleyen bir suç örgütü olduklarına dair mit raporlarını unutup,
çydd ve add hakkında mit raporlarına dayanarak böyle manidar haber yapmaları düşündürücü.
düşündürmüyor aslında.
"mit raporları doğrudur" ilkesini benimsiyorlar kendi çaplarında.
demek ki, kendileri de,
F. Gülen'in cemaat üst yöneticilerine hitaben Haziran 1995 ayı içerisinde yaptığı bir konuşmada, 'Türkiye'nin şu an demokrasiye ihtiyacı olduğunu, 15 yıl sonra ise, cemaatin kendi sistemini kurabileceğini' söylediğini,
fethullahçı yobazların,
Kısa vadede; devlet kademeleri ve Türk Silâhlı Kuvvetleri bünyesinde kadrolaşma çabalarını arttıracağı ve ayrıca halihazır çizgisini değiştirmeyerek, uzlaşmacı tavır ve uygulamalarını aynı çerçevede sürdüreceğini,
Orta vadede; uzlaşmacı ve barışçı politikasını değiştirerek, uzun vadeli amacı olan şeriata dayalı bir Türk islam Devleti kurulması için ilk girişimlerini başlatabileceği, bu maksatla alışılmış tutum ve uygulamalarında, devlet ve toplumun kabul edebileceği dozajda yoklamalar yaparak esas amaca ulaşacak zamanı belirleyeceğini,
Uzun vadede; diğer islamcı grupların aksine kendi yetiştirdiği inançlı fakat iyi eğitilmiş kişilerle, özellikle üst düzey bürokratik makamlar dahil, yönetimde kesin söz sahibi olacak şekilde devletin tüm organlarında kadrolaşacağını,
kadrolaşmalarının avantajı ile, kendilerine amaçları doğrultusunda en büyük engeli teşkil eden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızabileceğini,
ve Kendi partisini kurarak veya ele geçirdiği bir siyasi partiyi destekleyerek, siyasi iktidarı ele geçirebileceği ve son aşamada;
iktidarda esas amacı olan şeriat devletinin temellerini atarak Türkiye Cumhuriyeti'ne uzun vadede bir tehdit olacağını kabul ediyorlar.
enteresan, ilginç, şaşırtıcı, sevindirici.
sevinsek mi üzülsek mi bilemedim...
ben en iyisi güzel bir el hareketi çekeyim de rahatlasınlar...
2007 seçimlerinden önceki cumhuriyet mitinglerine katılmayanlara veya katılamayanlara o 100 ytl'yi bile vermeyen şahsiyetlerin vakfı.
yaptıkları konuşmaların özü de laiklik değil tamamen din karşıtlığı. vakfa gidip burs alanlar içinde onlar gibi düşünen insan sayısı zaten toplam bursiyer sayısının onda birini bile geçmez.
kısacası misyonerliğin biraz acemi olan şeklini yapmaya çalışıyorlar. biraz daha yumuşak olsalar, daha çok insanın beynini yıkayabilirler.
çok önceden bilinen belgeleriyle ortaya konmuş bir haber.* ayrıca çyd nin çeşitli mason kuruluşlarından ciddi paralar aldığı da bilinmeyen bir şey değil. keza add de aynı şekilde.
kalkıp hayır efendim yalan söylüyorsunuz demenin bir manası yok. ha umrunda değildir o ayrı. **
--spoiler--
Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV)'nın Protestan misyonerlik faaliyetlerine destek verdiğini iddia eden araştırmacı Yılmaz Dikbaş, mahkemeye sunulan MiT raporunda aynı bilgilerin yer alması üzerine beraat etti.
--spoiler--
sonra bakıyorum yılmaz dikbaş kimdir diye;
--spoiler--
Araştırmacı-Yazar Yılmaz Dikbaş Tekstil ve Kimya Mühendisidir. Halen TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Antalya il Temsilciliğini yürütmekledir.Çok sayıda yayımlanmış kitabı bulunan Yılmaz Dikbaş, son yıllarda yayımladığı "Özelleştirme Yalanları", "Gaflet, Dalalet, Hıyanet",Gönüllü Devşirmeler" gibi kitapları ile ülke gerçeklerine dikkat çekerken, son kitabı "Satılık Vatan" ile gelinen noktayı gözler önüne sermektedir. Araştırmacı-Yazar Yılmaz Dikbaş, geçtiğimiz günlerde kamuoyuna "AB'den para alan Sivil toplum örgütleri"ni bir rapor halinde açıklayarak Türkiye'nin nasıl ve ne şekilde dış güçlerin güdümüne sokulduğu konusuna da dikkat çekmiştir.
--spoiler--
yazarın add'de yayımlanmış yazısının da linki koyuluyor buraya ama ben yine de anlam veremiyorum fethullah gülen ve yaptıklarına konunun nereden geldiğini, sonra bir ışık belki de alakalıdır;
zamanında burs için gittiğimde 3 kişinin beni mülakat için odaya soktuğu, üzerime baskı hamleleriyle sanki bilgi almaya çalışan ajanlarmış gibi davranmaları, lisede fem e gittiğimi söyleyince şaşırıp birbirlerine bakmaları, ve bir kadının "benim oğlumda gidiyor, biz kötülemiyoruz" diyip olayı dindarlık ve nurculuk olaylarına getirip beni sanki utandırıp suçlu gibi hissetmemi sağlamaya çalışan, ama boşuna vakit kaybedip yüzlerine utanın dercesine bakıp, birşey söylemeden kalktığım allah'a havale ettiğim, kendilerini laiklik bekçisi sanan ve chp üzerinden propaganda yapan bu vakfın hiç de şaşmadığım durumu.