bugün

feridun düzağaçın beni rahatta dinleyin albümünden bir parçadır.şarkı herşeyi ile süperdir.son derece soft bir müziktir.sözleri oldukça güzeldir.lavinia ile hemen hemen aynı ayarda bir şarkıdır.şarkının sonlarına doğru bir akardeon solosu vardırki anlatılmaz yaşanır cinstendir
''yüreğimdeki tüm çiçekleri sana kopardım sana topladım...''diye devam eder
hakkı verilmemiş bir feridun düzağaç şarkısı. Sözleri şöyle

yüreğimdeki tüm çiçekleri sana kopardım sana topladım
güneşi odama aldım rüzgardan şarkılar yaptım
bir seni söyledim sonra şarkıları sana dokundum
sana sana
ben senden umut mutluluk umdum geceler geldi
hüzünleri buldum
geceyi içime aldım gözyaşıdır yıldızlarım
bir sana uzandım sonra karanlığa sonra sana dokundum
sana sana
gelme dur ne olur
gelme kal
sana verdiğim çiçekleri yanına al
buralar soğuk siyah çirkin karanlık
yani gelme
seviştiğimiz gecelerde kal
bize benzeme
buralar soğuk, siyah, çirkin, karanlık
yani gelme
sözleri ve akordeon sesiyle aşmış şarkı.
akşam vakti dinlenilmemesi tavsiye olunur. psikolojiniz bozulabilir.
insanı akordeon çalmaya teşvik eden şarkı.
kaos.... söylenebilecek en hafif kelime budur bu şarkı için. ortak olduğumuz keder bizi içine çeken kaotik soğuk ve oralar... kaos... bunu kaotik bulanlar bunu da kaotik buldu (bkz: hareket vakti)
buralar soğuk siyah çirkin karanlık
yani gelme
seviştiğimiz gecelerde kal
bize benzeme

insanı bunalıma sokan f.d parçalarından biri daha.
yağmurlu bir istanbul akşamı.
yalnızlığın tam ortasından, taksim meydanı'ndan aşağı doğru ilerlerken, arnavutkaldırımlı yol boyunca "ben senden umut, mutluluk umdum" dedirten müthiş feridun düzağaç şarkısı. asla eskimeyeceklerden.
şimdi ise ancak "gelme,dur ne olur. gelme, kal" denen kısmı kalmıştır hatıralarda.
--spoiler--
yüreğimdeki tüm çiçekleri sana kopardım sana topladım
güneşi odama aldım rüzgardan şarkılar yaptım
bir seni söyledim sonra şarkıları sana dokundum
sana sana
ben senden umut mutluluk umdum geceler geldi
hüzünleri buldum
geceyi içime aldım gözyaşıdır yıldızlarım
bir sana uzandım sonra karanlığa sonra sana dokundum
sana sana
gelme dur ne olur
gelme kal
sana verdiğim çiçekleri yanına al
buralar soğuk siyah çirkin karanlık
yani gelme
seviştiğimiz gecelerde kal
bize benzeme

--spoiler--

aradan bi kaç satır ayırayım istedim, tek bir satıra bile kıyamadım. ulan bi şarkının sözleri bu kadar iyi olur mu, hadi sözleri bu kadar iyi olur bi şarkıya bu kadar 10 numara bir kilip çekilir mi? nerdesin lan feridun diyesim geldi birden, lan dememin nedeni eski bir dost gibi göremdendir seni, keşke eskimeseydin!!!
mevsim değişimlerinde, değişen bir ruha sahipseniz bir insanı sevdiğinizi anlayamayacak kadar uçarıdır aynı zamanda ruhunuz. her mevsimi sevenlere üzülüyorum en çok. bir de nerde olduğunu bilmeyenlere. ya vardır ya da yoktur keskinliğini benimseyemiyorsanız felsefe olarak, işte o kadar belirsizdir yolunuz. siz her mevsim değişen havada soluklar alır ve verirken, gökyüzü aslında hep aynı karanlıkta olacaktır. bir yıldızın parlaması dikkatinizi ne kadar çekiyorsa diğer yıldız en az onun kadar sönüktür. böyle işte mevsim değişimleri. soğuğu, sıcağı, yanışları...
hep soğukta kalanlar için, nereye giderse gitsin değişmeyen mevsim, yani kış, hiç bir yıldızın etkisinde ısıtamayaaktır dünyasını. belki de bir yıldızın ışığında ısınmaktansa, sadece tek mevsimde kalmak en iyisi. ayazında üşümek. ve o soğukluğa kendini bırakmak en iyisi. güneş herkese aynı yönden doğmuyor, evet. doğruymuş.

"güneşi odama aldım, rüzgardan şarkılar yaptım"
sonraları yazılmış hikayeleri seviyorsanız eğer, bugüne dair hiç cümleniz kalmayacak kurabileceğiz. bugünün cümlesi yoksa, yarınınız muallak olacaktır. hep hayal.
özlemek insanın ruhunu kemiren bir illet. ne kadar kaçarsan o kadar kemiriyor. ve ne kadar görmezden gelirsen o kadar derinde. bir insanı birden özlemezsin. bi yerlerinde hep ona dair özlem vardır. ama bazı zamanlarda daha çok hissedersin ve o zaman özledim dersin. bir de hep özleme hali vardır. insan o çemberin içindeyken, dışarıdan gelen anlık etkileri hissedemiyor. dönüp durur özleminin içinde. hep de yazılmamış bir hikaye niyetine. cümleleriniz yarım, bir sonraki bekleyişe. bir sonraki kim?

"o" ben değilim.

"ben senden umut mutluluk umdum, geceler geldi hüzünleri buldum"
yanlış hatırlamıyorsam koluna iğneyle eroin enjekte eden kız sahnesi yüzünden bir ara klibinin televizyonda yayınlanması yasaklanan şarkı.
kendini bilen, hadsizlikten imtina eden feridun düzağaç şarkısı. son dans için de uygun bak hatta.

hakkı verilemedi falan denmiş bu şarkı için... doğrudur. sebebi de müziğindeki salınımın ağlak edebiyatıyla paralel seyretmeyişidir ki, bu da yapay melankoliye fırsat vermemektedir çok şükür. duyumsamak ya da duyumsamamak, bütün mesele bu. işte müzik babında burada ikiye ayrılıyoruz; gerçekten dinleyenler ve hazıra konanlar olarak.

azca kasvetli çokça karanlık bir barda ve amatör bir gruptan dinliyormuşum gibi gelir bu şarkı bana her dinleyişimde. büyü dediğin işin bu kısmında galiba. iyi ki de öyle.
klibi ömer faruk sorak tarafından çekilmiş feridun düzağaç'ın neredeyse en güzel şarkısıdır. öyle güzeldir ki yüreğimdeki tüm çiçekleri sana kopardım sana topladım gibi hayvani derecede muhteşem bir cümleye ev sahipliği yapar.
--spoiler--
yüreğimdeki tüm çiçekleri sana kopardım sana topladım
güneşi odama aldım rüzgardan şarkılar yaptım
bir seni söyledim sonra şarkıları sana dokundum
--spoiler--

http://www.youtube.com/watch?v=9guZW6oUdfI&feature=related
fena şarkıdır, insanın can içmek ister ve özleneni aramayı, ama arkadan şarkı çalar, ''yani gelme!'', vazgecersin...
(bkz: yaran yanlış okumalar)

(bkz: biralar soğuk)
üniversitenin ilk yıllarında cafede salak salak takılırken, daha tam olarak kimse tanışmadığından sınıfça topluca birlikte oturuyoruz herkes'i sıradan süzüyorum ve içimden iş yapmaz, lavuk, at hırsızı, salak gibi isimler verirken * birden çook güzel bir kıza kilitlenip kalıyorum tam karşımda oturuyor ama gözlerimi alamıyorum üzerimden arkasında da cafenin televizyonu var * amaçsızca bir süre daha baktıktan sonra kız ani bir haraketle bana bakıyor o anda gözlerimi yukarı kaldırıyorum ama indirmiyorum hiç aşağıya,
bana bakıyor ve "televizyonda ne var diyor" bozuntuya vermiyorum "çok güzel bir klip var film gibi ona bakıyorum" dönüp arkasını bir süre bakıyor "evet güzelmiş kim bu" diyor işte o zaman biraz panikliyorum tanımıyorum çünkü klip sahibini "şey di bu ee şey ee" derken ismi çıkıyor feridun düzağaç şarkının ismi de buralar soğuk "güzelmiş" diyor "evet severim ben bu adamı" diyorum ve gözlerinin içine bakıp soruyorum "sen hangi sanatçıları seversin"....

eşimle tanışmama vesile olan feridun düzağaç'ın her zaman ayrı bir yeri vardır bende..
uzun bir şehiriçi otobüs yolculuğunda havanın aşırı soğuk olmasıve ufaktan kararmış olması sebebiyle feridun düzağaç-buralar soğuk'u açtım ve yanımdaki tatlı mı tatlı * hatununda duyacağı şekilde şarkıya koyuldum.
yarım saat falan aynı şarkı döndü durdu, bi açtım mı en az 10 kere dinlediğim nadir şarkılardan biri olduğu için bunu da epey dinledim fakat ters giden bişey vardı ..yanımdaki hatun yüksek sesten rahatsız olmuş olucak ki :

hatun: anladım feridun düzağaç seviyorsunuz da bari sesi biraz kıssanız?
r : aa ses size geliyor mu? hiç farketmemişim sevmediniz heralde ,sahi siz f.d. yi beğenmiyormusunuz ?
hatun : beyfendi yarım saattir otobüsü inlettiniz rica etsem biraz sesi kısarmısınız benim sevip sevmemem sizi ilgilendirmez .
r : peki . kısıyorum.kıstım

ilk durakta inmemle bütün sorun çözülmüş oldu .

tanım : bazen uğruna otobüsten inip buz gibi havada tek başıma yürüdüğüm..
sabah vakti de fazlasıyla dokunan şarkı.

" buralar soğuk siyah çirkin karanlık
yani gelme
seviştiğimiz gecelerde kal
bize benzeme"

eğer 10 gün önce, severek de olsa bir ayrılık yaşamışsanız daha fazla dokunuyor. manevi zannedilen aşk acısını fiziksel olarak hissettirebiliyor. tebrikler.
klibini ömer faruk sorak'ın çektiği feridun düzağaç şarkısı.

''buralar soğuk, siyah, çirkin, karalık yani gelme.
seviştiğimiz gecelerde kal biz'e benzeme.''

saygılar fe abi.
Bu parça Feridun Düzağaç'ı sevme nedenidir.