bugün

insanı rahatlatan eylemdir. bulutlardan çeşitli varlıklar hayal edilir, kafa dinlenir...
en az film izlemek kadar zevklidir.
dünyamız üşümesin diye yaratıcı tarafından usulca üzerine örtülmüş, kuş tüyü gibi yumuşacık yorganımız. Çocukken mahsunlaşınca üstüne yorganı çekip gözlerini karanlığa mahkum edip hayal kuran bizler, kurduğumuz hayallerle kendimize güvenir, hayata karşı bilenir, güçlenir bir hışımla atardık yorganı üzerimizden, fırlardık yataktan dur diyen hayatın da inadına. bir süre sonra yorganlara sığamaz olduk. içimizdeki çocuk çocukluğunu yaşayamadığı için büyüyemeyip de iri bedenimizin bir yerlerine saklandığından olsa gerek üzülüp mahsunlaşınca yorgan arar olduk üzerimizi örtüp gözlerimizi dikmeye. Denediysek de yorganlara girmeyi örtmedi üstümüzü eskisi gibi. Bulutları bulduk; beyaz bulutlar,gri bulutlar, siyah bulutlar, ağlayan bulutlar, bağıran çağıran bulutlar. Hayal kurduk bulutları izleyerek. hayal kurdukça dağılması gerekiyodu siyah bulutların. Yağmur yağdı sadece.

Ara sıra da gözlerimizden