Sanki hiç uyumamis gibi. Hani bi skecte sahan yok yok bi oturup kalkcam diyordu da koltuğa oturup direkt kalkıyordu ya işte öyle. Yataga uzanıp hop firlamisim gibi.
çaya batırılmış ve tam yukarı kaldırıp ağıza götürülecekken bükülüp geri çayın içerisine düşmüş pöti-beurre bisküvi gibi. ( püsküvüt de olur, hatta daha güzel olur.)
saat 6:00 sularında çalar saatin o iğrenç melodileri eşliğinde uyandım.
çaydanlığın altını yaktım ve yatağımı toplamaya başladım.
yatağımı toplarken fark ettim kedim banyodan getirdiği tuvalet kağıdından bir parçayı bir kenarda parçalamış.
hadi elektrik süpürgesini aç orayı al tatlım dedim kendi kendime.
aha şu köşe, aha burası, ahanda şurası derken toplamda 20 dk evde elektrik süpürgesiyle seviştim resmen.
akabinde elimi sürmüşken tozda alayım dedim kenar köşe bir güzel toz almaya durdum.
kedilerin kumunu temizle, banyoyu viledala, banyo paspasını as derken bir koku hissettim.
şu an çaydanlığın altı feci şekilde yanmış, çaydanlıksız bir yazarım.
geçmiş olsun bana.
şu içimdeki aşırı temizlik takıntılı hıyarı gebertmem lazım.