şu an öğrenci olan ya da sınava hazırlanan gençler kusura bakmasın ama maalesef öyle. nüfusun %70'inin asgari ücretle çalıştığı, vasıfsızlığın bu kadar yüceltildiği bir ülkede okuyarak aptallık ediyorsunuz.
siz mühendis, avukat, öğretmen olmak için yıllarca üniversite sıralarında sürünürken liseden çıkıp markette kasiyer olan arkadaşınız 4 yıl boyunca sizin mezun olup alacağınız maaşı alabilecek. siz çıkana kadar belki mağaza müdürü olup sizden bile çok kazanacak.
bakın bu örnek en boş, en vasıfsız eleman için verilen bir örnek. sanayide oto tamircisi olan, berber vs. zaten artık 10 yıllık mühendisten çok kazanıyor. siz patron %5 zam verir mi diye beklerken adam asgari ücreti, doları bahane edip şak diye işçiliğe, malzemeye zamı koyup istediği an gelirini artırabiliyor.
siz iş mülakatlarında işe alınmak için iki büklüm olurken bu adamlar sanayide randevuyla çalışıyor, müşteri beğenmiyor.
27 yaşındayım, 1 yıldır borçlarımı bitireyim de 2 yıldır o çok istediğim üniversite kapılarına adım atabileyim diye uğraşıp duruyorum. ailem bile bilmiyor, belli etmiyorum ancak ben 1 aydır fena halde depresyondayım, intiharı bile düşündüm..
ne için? sonradan karar verip sevdiğim mesleği yapayım da olur ya belki bu ülkede belki de yurtdışında hak ettiğim saygıyı ve kazancı elde edebilirim diye. en azından kişisel tatmin için bunu istiyorum. dum.
ancak ne gerek varmış ki. bu ülkenin liyakata gram önem vermeyen ezberci eğitim(öğretimdir aslında o, eğitim olsa duramazsın) sisteminde başarılı olsam ne işe yarar ki? işini seven insan işinde soğur, kuş kadar beyni olmayanlar akademisyen, profesör ve hatta rektör olur.
en son saydığımda 40 üzerindeydi; pek çok işte çalıştım, yaşım fark etmez neye elimi atsam başaran biriyim, oto sanayide bir tanıdığım var, gidip yanına çırak olarak başlasam 1 yıla işi kaparım. sonrasında bu işle uğraşan birkaç arkadaşımla bir tamirhane açar aylık 30 bin lira parama bakarım. ki bu da işin en durgun olduğu zamanlarda böyledir. evet şaka yapmıyorum gördüğünüzde ellerinden tiksindiğiniz adam o ellerinin meziyetini bir mühendisin veya akademisyenin 6 ayda ancak kazandığını 1 ayda kazanmak için sattı. en azından adına üniversite denen ancak bu ülkede adı ün-veren-site olmaktan öteye geçemeyecek binalarda kız öğrencilere torpil geçen kadın avcısı puşt hocaların götünü 4 yıl boyunca yalayıp, o 4 yılın sonunda kuş kadar maaş için bir de patronun akşamdan kalma leş ağzını çekmek zorunda kalmadı.
kendimi kanıtlamak için üniversiteye ihtiyacım yok. öğrenmek isteyene bolca kitap var. ve bilgi para karşılığı satılamaz. belki bir gün gider yine istediğim alanda öğrenim görürüm ancak bunu meslek olarak asla düşünmem.
böyle bir ülkede artık meslek edinmek için 1 yıl okumak bile anlamsız artık. kendiniz ve bilim için okuyun, 3 kuruş paraya dönüştürmek için değil.
işim gereği neredeyse her meslek grubuyla görüşmelerim olur. sadece parasıyla kasılan insanlarda görüyorum, okuya okuya gözünün feri sönmüş öğrenci veyahut yeni mezunlarda. hani liyakat konularına falan girip de kafa açmak da istemem.
ben şöyle yapıyorum; hani parası var olduğu için her bokta fikri de olacağını düşünen tipler var ya; hah işte onlar tam ahkam keserken, dur ya, bir tanıdığın kızı, oğlu var, bölümünü okudu bu işin, mürekkep yaladı yuttu o kadar, şuralarda da çalıştı hatta, bir de ona sorayım diyorum. o paranın gücüne inanan tırt o anda iptal oluyor.
ben dünyamda, zihnimde, hayatımda sadece bilgi, kültür ve tecrübeye önem veririm, bunu da her fırsatta ortaya koyarım. rasyonelin dibiyim yani. para benim için bir kıstas değildir.
okumak hiçbir zaman aptallık olmadı, olmaz da. tamam, geçinmek zor, ama bence her zaman saygınlık önemlidir. okumuş insan dünyanın neresinde giderse gitsin, iş bulur, kültürel gelişimi de iyiyse, saygısını da görür.
bende çok yaşlı sayılmam ama okuyup ne yapacaksın, git memur ol, yok şu olmaz, yok bu olmaz diyerek gençlerin morali bu şekilde bozulacağına, gençlere her daim umut verilmeli, yol gösterilmelidir. tabi muhatabınız da bilgiye açıksa...
not: bu noktada, üniversitede veya eğitimin her kademesinde öğrenciye doğru düzgün bilgi vermeyen, veremeyen, slayt okuyan, hatta onu okurken bile ıııı ıııı diye konuşamayan, öğrenciye öğrendiğini değil ezberlediğini soran, ego kasan, yani eğitim sistemine hiçbir katkısı olamayacak insanlara maruz kalmış insanları tenzih ederim.
o zaman şöyle soralım sözlük kızları çok kazanan ilkokul mezunu bir kaportacıyla evlenir miydiniz? sözlük erkekleri çok kazanan ilkokul mezunu bir kaportacıya kızınızı verir misiniz?
Aptallık olmadığı konusunda tabiki herkes hemfikir aslında ama insanların isyanı başka. Senelerce annen baban seni okutmak icin dişinden tırnagından arttırsın sen dirsek çürüt güc bela ise gir sözlesmeli mühendis olarak 3 bin liraya işe başla. Maalesef iş verenler çok acımasız. Okuduğun bölüme göre tabiki is yerinde sorumlulugun daha fazla, bir kasiyer gibi dıt dıt ürün gececek kadar basit degil. Burda kasiyerleri de aşagılamıyorum yanlış anlasılmasın. Nitelikli insanların isyanı cektiği sıkıntılar aldığı sorumluluklar ve o pozisyona gelene kadar ödedikleri bedeller var. Böyle olunca insanlar ben boşuna mı okudum diyor, tabiki para cok önemli, kimse kusura bakmasın da hobi olarak sadece kendimizi yetistirmek icin okul okumuyoruz. Rahat bir gelecek icin okuyoruz.
25 - 26 yaşından sonra balta gibi olup hiç bir işe yontulamazken ne iş bulup çalışabiliyorsunuz ne de iş bulsanız aldığınız mayış hayatınızı idame ettirmeye yarıyor.