ismi anıldığında srebrenitsa'yı hatırlayıp istemsizce içimizin burkulduğu devletdir.
halkının büyük çoğunluğu müslümandır ve sınırları içindeki türk sayısı azımsanamayacak kadar fazladır...
sırp, hırvat ve boşnak 3 cumhurbaşkanı tarafından 8'er aylık sürelerle dönüşümlü olarak yönetilmesi batının şerefsizliğini gösterir. Ulan diğer iki ülke hem bunlara srebrenitsa soykırımını yapmış hem kendi devletlerini kurmuşlar ama sen kameralar önünde canlı olarak yapılan o katliama delil yetersiz deyip bişey yapmadığın gibi Boşnaklara da sırf Hristiyan olmadıkları için kendi devletlerini kurdurmuyorsun.
bağımsızlığını 1 mart 1992 tarihindeki referandumla ilan etmiş devlet.
ülke 2 mart 1992 gününde bağımsız bir sabaha gözlerini açtı.
her ne kadar bu referandum yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olan savaşa yol açsa da 3.5 yıllık savaş sonunda müslüman boşnaklar esaretten tamamen kurtulmuşlardı.
ve kültürü bize benzeyen, türkleri seven canayakın insanlarıyla balkanlardaki kardeş ülke bosna hersek 25 yaşında.
Daha geçen ay, rok olayından sonra bayrağı türkiye'de profil fotoğraflarına konan ülkeydi.
Bu ülkede bir ay bile gündemi kaçırsan yeni bir ülkeye gelmiş gibi oluyorsun matmazel...
Bosna Hersek'in bu oylamada çekimser oy kullanmış kabul edilmesi Boşnakların “çekimser" olduğu anlamına gelmemektedir. Bu oylamada Boşnakların evet oyu kullanıp Bosna Hersek'in çekimser oy kullanmış sayılması çok iyi idrak edilmelidir.
Bosna Savaşı sonrası 1995 yılında Amerika tarafından Bilge Kral Alija izetbegoviç’e ve Boşnak Halkına dayatılan “Dayton Anlaşması" neticesinde Bosna Hersek’te üç başlı yönetim sistemi ortaya çıkmıştır. Dayton Anlaşması'nın içeriği Amerika Birleşik Devletleri'nin Ohio eyaletine bağlı Dayton kasabasındaki bir savaş üssünde hazırlanmıştır. Anlaşma ise 14 Aralık 1995’te Paris’te imzalanmıştır. Bu anlaşma savaşın bitişi anlamına gelmesine rağmen, ülkenin demokratik temsilini engelleyici ve çözümsüzlüğe sürükleyici bir devlet sistemini Bosna'ya getirmiştir. Bugün Kudüs’ü israil'in başkenti kabul eden Amerika, o tarihlerde de Dayton anlaşması ile Bosna Hersek Cumhuriyetini üç başlı yönetim sistemi ile çözümsüzlüğe sürüklemiştir.
Bosna Hersek’te devlet düzeyinde en yüksek siyasi makam Cumhurbaşkanlığı Konseyidir. Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Sırp, Boşnak ve Hırvat olmak üzere üç kişiden oluşmaktadır. Bu konsey, BM Genel Kurulunda oylanan “Kudüs Tasarısında oy birliğine varamamıştır. Boşnak lider Bakir izetbegoviç tercihini “EVET" yönünde kullanarak Kudüs'ün yanında olmasına rağmen Hırvat Dragan Covic ve Sırp Mladen ivaniç “ÇEKiMSER" oy kullanmıştır. Bu durum da Payton Anlaşması gereği kullanılacak olan oy tercihinin hukuken “ÇEKiMSER" olmasına sebep olmuştur.
Bir diğer deyişle., Bosna ilerlekteki Boşnakların oyu “EVET”, Hırvat ve Sırplar oyu "ÇEKiMSER"dir.
malum zihniyetin ne igrenç ne nifak sokucu bir kitle oldugunu göstermiş ülkedir..
velev ki devlet olarak böyle bir yanlış yapmış olsunlar ki anladıgımız kadarıyla yönetimsel sıkıntıdan dolayı çekimser çıkmış bu halde bile tüm bosna halkını düşman olarak algılamamız mümkün mü ?degil..
ama bu nifak sokucu yaratıklar bu tür şeyleri boş geçmiyorlar..
çünkü adamların kanı da niyeti de bozuk..
yani ne geçecek elinize arapları, boşnakları, kürtleri düşman kötü göstermekle..
ben söyliyimm iplerini elinde tutanların işleri yürüyecek..
bu tür insanlar kesinlikle içeri atılmalıdır..
bir insanın böyle bir cografyada x veya y halkı kötüleme gibi bir lüksü olamaz. bu düşünce özgürlügü de olamaz.