Eûzü Billahi Mine'ş-şeytani'r-racim ile beraber okunması daha makbuldür ve anlamı ise ' Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah celle celaluhuya sığınırım' demektir. Bunu okuyan Kelime-i şahadeti ve kelime-i tevhidi okumuş gibi iman etmiş sayılır.
bir işe başlarken bismillâhirrahmânirrâhîm demek, rahman ve rahîm olan allâh'ın adı ile başlamaktır.
peki cenâb-ı allâh'ın 99 isminden niye rahmân ve rahîm de, ğaffâr değil, cabbâr değil, hâlik değil ?
rahman ism-i şerifi (bkz: #4683369) entry'sinde detaylı şekilde belirtildiği gibi; merhamet kelimesi ile aynı kökten gelir; cenâb-ı allâh'ın dünyâda din ayırt etmeksizin herkese merhamet ettiğini, havasını, suyunu, yiyeceğini sağladığını anlatır.
rahîm ismi şerifi ise (bkz: #4683366) entrysinde daha da detaylı belirtildiği gibi; cenâb-ı allâh'ın âhirette sadece mü'min ve müslîmlere merhamet göstereceğini anlatır.
besmele-i şerîf'te bu iki ismin kullanılmasında da bir hikmet vardır elbet. öncelikle, başlanan işte kullanılacak malzemenin, harcanacak enerjinin, içilecek suyun, yenecek yemeğin, solunacak havanın cenâb-ı allâh'ın rahmân sıfatı ile karşılandığı ve rahîm sıfatından da faydalanabilmek için iş sırasında allâh'ın rızasından çıkmamak gerektiği konularında kişinin kendi kendisini ihtâr etmesi örnek verilebilir.
bir hocaefendi allâh rızâsını gözeten kullara şöyle bir formül önermiş : "başlarken gönül rahatlığı ile besmele çekebiliyorsan, bismillâhirrahmânirrahîm diyebiliyorsan o işi yap, diyemiyorsan yapma."
rahmân ve rahîm kelimeleri merhamet kelimesi ile aynı kökten geldiğinden kurban vb. kesiminden önce besmele çekilirken bu isimler zikredilmez. bismillâh (allâh'ın ismiyle) ya da bismikallâhümme (allâh'ım, senin isminle) denir.
ğafûr ism-i şerîfi de allâh-u teâlâ'nın af dileyen kullarını ziyâdesi ile bağışlayan, affeden, hatalarını görmezden gelen yönünü tarif eder bize.
besmele-i şerif'te rahmân yerine gafûr ism-i şerîfi olsaydı; bismillâhilgafûrirrahîm olsa idi meselâ; işlerine affedici rabb'inin ismi ile başlasaydı insanlar, "affedici rabbimin ismiyle başlıyorum, nasıl olsa affeder, ehehe" düşüncesi ile o işi düzgün yapmazlardı muhtemelen.
gönül ister ki ağız alışkanlığı ile değil, bilinçli, içten söylensin.
Kuran'da surelerin başında bulunan Besmele, aynı zamanda Neml suresinin 30. ayetidir. Bazı görüşlere göre Fatiha suresinin ilk ayetidir. Besmele Tevbe Suresi hariç bütün surelerin başlangıcında yer almaktadır.
Güncel hayatta sıklıkla bazen de Bismillah (Allah'ın adıyla) şeklinde kısaltma olarak kullanılır.
islami inanışta Rahman ve Rahim Allahın Esma-ül hüsnadan sayılan iki adıdır. Birincisi gramer olarak sıfat-ı müşebbehe, ikincisi mübalağa ile ism-i faildir. Sıfat-ı müşebbehe özelliğin devam ve değişmezliğini, ism-i fail ise oluş ve yenilenmeyi ifade eder. Bu bakımdan "Şefkatle merhamet eden Allah'ın adıyla" şeklinde anlaşılır.