birine hak ettiğinden fazla değer vermek değer görmeye ihtiyacı olan kişinin eylemidir. olay şudur ki: insan her zaman kendinde eksik olanı başkasına fazla fazla verir, böylece kendi eksikliğini gidereceğini düşünür.
ya hayatınızın rafında en üst köşeye yerleştirdiğiniz kişinin kötü yanlarını tanıdıktan sonra hiç indirmeyin
ya da en baştan kişiliğini tanımadan onu en iyi rafa yerleştirmeyin.
her insanın hayatı boyunca en az bir kez yaptığı hatalardan biridir,kaçınılmazdır.ben yapmadım diyen varsa yalandır.ama gelin görün ki kötü bir şey gibi görünse de hatalardan ders çıkarmak diye bir şey vardır ya işte o bakımdan kişiye faydası çoktur.üzülürsün kırılırsın kendi kendine söversin ama diğer yandan çok şey öğrenmişsindir.artık kimseye istesen de o kadar değer veremezsin.doğru yolu bulmuşsundur yani.
Yıllar önce yaptığım ancak bundan hiç de pişmanlık duymadığım eylemdir. "o"nun benimle şuan bir dakika konuşması için bile hakettiğinin 1000 katı kadar değer veririm.
"birine hak ettiğinden fazla değer vermek"
sanılanın aksi olan durumdur.
biri bir değeri haketmez.biz, kendimiz hakkettiğimiz kadar değer veririz.verdiğimiz değer birine değil kendimizedir.
değer vermemek ya da değeri ölçülü bir kavram gibi hakketme olgusuyla sınırlamak korkak insanların işidir.insan bazen korku gerektiren şeyden çok,korkmanın kendisinden korkar.ya korkarsam diye korkar. değer verirsem,haketmezse,haketmemişse diye.
insan değer verir ama kendine.karşındakiyle arasındaki ilişkiye/iletişime/duruma/olaya...
çünkü biz, kendimiz değerliyizdir,değer vermek önce kendinden başlar.
karşıdaki bunu görmediyse,anlayamadıysa bu onun sorunudur.bu durumu birine hakkettiğinden fazla değer vermek diye adlandırmak aciz insanın işidir,yalnız insanın işidir.
insanın asaleti kendine verdiği değerden başlar,kendine değer veren insan,toplu halde yaşamanın zorunluluğunu yerine getirerek bu değeri ilişkilerine yansıtır.
karşınızdakine verdiğinizi sandığınız değer aslında kendinize verdiğiniz değerdir.bu durumda kimse hakkettiğinden fazlasını alamaz,sizin kendinize verdiğiniz değerin yansımasını görür,onu bundan mahrum bırakmak,hayatınızdan çıkarmakla mümkündür,verdiğiniz değeri geri almakla değil,zira geri aldığınızı sandığınız şey sizden gidendir...
ya var ya, cümleye nasıl başlasam, lan ne desem de anlatabilsem ki?
birtakım güzel insanlar, neden bir şeylerin farkına varamıyor? neden bazı şeyler idrak edilemiyor hayatta?
birine hak ettiğinden fazla değer vermek... lafa bak, te allam yareppimyarasulullahümmesallialaseydinemuhammedinveala.. la olum manyak mısınız siz yahu? rahatsız mısınız? kişiye verilmesi gereken değer alnında mı yazıyor da, bakınca şıppadanak anlayıp ona göre davranalım? ayrıca birine değer verip vermemek senin elinde mi sanıyorsun?
hasan abi gel sana azcık değer vereyim.. allah razı olsun, e iyiymiş valla. dur ben bi, değer vermemem gereken insanları hayatımdan çıkarıp geleyim.
e olum o zaman aşk acısı, pişmanlık, keşkeler, ahlar, oflar.. bunlar niye var lan hayatımızda? sizin mantığınıza göre, sizin dünyanıza göre bunların olmaması gerek?
bakın canlarım, bakın ciğerlerim, abilerim, ablalarım, bacılarım, kardeşlerim.
kazın ayağı öyle değil -perdeli-, insan kimi ne kadar seveceğini, kime ne denli değer vereceğini kendi tayin edemez, hayatı güzel yapan da budur zaten.
birine değer verirsin, seversin, aşık olursun.. fakat o insanın aslında sevilmeye değmeyecek bir insan olduğunu sonradan anlarsın.. e anlarsın da gözüm, bir bok yiyemezsin ki, sevmişsindir bir kere, mantıken öldürmen gereken birini, duygusal olarak dolu dizgin sevmeye devam edersin.
akabinde peydah olan o pişmanlığı, afedersin ama sike sike yaşarsın, yaşamalısın da zaten.
sonrasında, hani derler ya; azalarak biter.. alışırsın, rahat ol.
ama sakın ola ki, insan olduğunu, aciz olduğunu unutup da, seni yerden yere vurma kabiliyetine sahip duygularla taşak geçercesine müstehzi olma, gereğinden fazla incinirsin evladım.
--spoiler--
birisine vaçgeçilmez olduğunu hissettirdiğin anda ilk vazgeçeceği kişi sen olursun.
--spoiler--
kişinin hak ettiği derecenin tam olarak belirlenebilmesine bağlıdır. kimin neyi hak ettiğine karar veren insan o insanın verdiği değeri hak etmiyor demektir.
herkese hakettiği değeri vermek lazım söz klişe ama sonuç bu.ve...
hiç bugüne kadar hakettiğinizden fazla değer aldığınızı düşünmediniz mi? ben düşündüm hakettiğimden fazla değer verdi o bana veriyorda ama ben ona sevgimi veremedim verebileceğimi sanmıyorumda.
farkındasındır haketmediğinin ama kendini sınırlayamazsın illa onu baş tacı etmeyi istersin. şımarıklığın zirvelerinde oynar seni hep elde varsayar. her seferinde kırılırsın ama o lanet olası insana değer vermekten kendini alıkoyamazsın.
sen sen olarak ver en kendini ifade edeninden değerini. haketmediğini ispatladığında sırtını dönüp giderken keşkeler senin olmaz böylece.
herkes kendi yapıp yapmadıklarından sorumlu ne de olsa.
öncelikle bunu fark etmeniz için ondan beklediğiniz bir şeyin olmaması ile mümkündür. eğer çok çok fazla değer vermişseniz hayal kırıklığına neden olur ve sizi bol bol ağlatıp hayata küstürebilir.
benim de sürekli içine düştüğüm bir yanlıştır bu. bir şeyin ederini vericeksiniz.
nasıl medium giyen insana small verirseniz o ona olmaz ve almaz. large verirseniz de olmaz, taşıyamaz.
o neyse, hakettiği neyse onu vericeksiniz.
nasıl belli bir yaşa kadar anne-baba çocuğunu över eşe dosta, akrabaya. şöyle akıllı, böyle zeki. ama okula bi gidersiniz öyle değildir. siz dahi değilsinizdir. anlarsınız durumu. burada da böyle. karşınızdaki insan anlar ilerde aslında sizin verdiğiniz kadar etmediğini. ederini bulur.
sonucunda, hak etmediğiniz değerle muamele göreceğinize emin olmanız gereken durum, zinhar uzak durulmalıdır, mutsuzlukla ve pişmanlıkla sonuçlanır hele de bu değer kalbi ise!
hak ettiğinden fazlasını verirsen; hakkı kadarını alabilir, bünyeye fazla gelen kısım hazımsızlık problemi çıkarır ki, bu da kusma, öğürme, böğürme, geğirme vs. tarzı hoş olmayan durumların hasıl olmasına sebebiyet verir...