birayı işediğimi hissetttirdiği için tercih ediyorum. gayrı, işemelerimin hissini damarlarımda hissetmem için, aşşa yukarı bi gün işememiş, mesaneye yol vermemiş olmam gerekir ki, bu pek mümkün değil ama birayı, ama birayı bi sünger gibi çekende öyle mi yahu. çakıyosun bi kaç tane, bi kaç dakkanın ardından dooruca ayak yoluna. sonrası ise pırıl valla. bence tabi. * sence, bira, hala, hamallık yaa da olabilir.
şehir küçüldükçe fiyatı azalan içecek. örneğin; ankara'da 3.30 tl olan miller çanakkale'de 2.65. ankarada 3.10 tl olan efes domuşuk şişe çanakkale'de 2.50, hemde depozitosunu bile almadan. büyük şehirlere itekliyorlar, isyan lazım.
sıcak havalarda o buz gibi ilk yudumu paha biçilemez bir zevk verir insana yanında patates* ve tuzlu fıstıkta varsa deymeyin keyfine.
yanlız limonla hic iyi gitmediğini düsünmekteyim fresa sodaya donüyor tadı. bir barmen abimizin anlattığına göre* meksikalıların yaptığı bir eylemmiş bira şişesinin agzına limon dilimi takmak hatta limon da değil lime. fakat bunun sebebi tadı için yada şekli için değil sıcak havada ufak sineklerin*biraya düşmesini engellemek için takarlarmış o limon sinekleri biradan uzak tutarmış. öyle yada böyle her an her saatte içilesi içececek.
bira insanoğlunun ürettiği en eski içeceklerden biridir. arkeolojik araştırmalar sonucu bulunan sümer tabletlerine göre bira ilk defa m.ö. 3500-3100 civarında mezopotamya'da üretilmiştir. yapımı kolay olduğundan daha önce veya o sıralarda başka yerlerde de bulunmuş olması da mümkündür.
m.ö. 2800 civarında eski mısır'da ilk üretim tesisleri oluşturulduğu zannedilmektedir. günlük hayatta ve dinsel törenlerde bol miktarda tüketilen bira aynı zamanda iii.ramses döneminde balla karıştılıp ilaç niyetine de kullanılmıştır.
orta çağ'dan bu yana özellikle kuzey avrupa biranın ana yurdu haline gelmiştir. 14. yüzyıl öncesinde bira genelde evde yapılıp tüketilen bir içki iken, 14. yüzyıl itibariyle birahanelerin ortaya çıkmasıyla biranın kalitesi daha da yükselmiş ve daha çok tüketilen bir içki haline gelmiştir.