''vakit tamam seni terk ediyorum
bütün alışkanlıklardan öteye
yorumsuz bir hayatı seçiyorum
doymadım inan, kanmadım sevgiye..
korkulu geceleri sayar gibi
birdenbire bir yıldız kayar gibi
ellerim kurtulacak ellerinden
bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
aşksa bitti gül ise hiç dermedik
bul kendine kuytularda hadi dal
seninle bir bütün olabilirdik
hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
hoşçakal canımın içi, hoşçakal.
vakit tamam seni terk ediyorum
bu incecik bir veda havasıdır
parmak uçlarına değen sıcaklığı
incinen bir hayatın yarasıdır.
kalacak tüm izlerin hayatımda
gözümden bir damla yaş aktığında
bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
kan tarlası gelincik şafağında.
ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
vur kendini korkulardan hadi al
sen bir suydun sen bir ilaçtın
hoşçakal canımın içi, hoşçakal
hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
sen bir suydun sen bir ilaçtin
hoşçakal iki gözüm, hoşçakal
hoşçakal canımın içi, hoşçakal''
--spoiler--
Ellerim kurtulacak ellerinden bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
--spoiler--
kurumuş bir ağaçtan dal kırmış olanlar bilir ağaçtan çıkan sesi. Ağacın çatır çatır nasıl kırıldığını.
Dusen Dal parçasının nasil suzulduğunu boşlukta.
Ahmet Kaya'nın güzel şarkılarindan biri
bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
kan tarlası gelincik şafağında
kalacak tüm izlerin hayatımda
gözümden bir damla yaş aktığında
bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
kan tarlası gelincik şafağında
ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
vur kendini korkularda hadi al
sen bir suydun sen bir ilaçtın
hoşçakal gözümün nuru hoşçakal
hoşçakal canımın içi hoşçakal
ayrlılığa dönüşmek zorunda olan bir sevginin can cekişerek bitişi...
vaktin tamam olduğunu duymak bir aşkı nasıl ağ(n)latabilir ki- aşk zamanın ötesinde birşey değil miydi yoksa ben mi yanlış aşkta konaklamışım-
birini severek uğurlamak-bir daha görmemek,dokunmamak adını koymayarak adını çağırmayarak- zor muş
yinede susmak kişinin bireysel adaleti oluyor. çünkü en fazla suskunluk biriktiriyor insanı...
vakit tamam seni terk ediyorum
bütün alışkanlıklardan öteye
yorumsuz bir hayatı seçiyorum
doymadım inan kanmadım sevgiye
korkulu geceleri sayar gibi
birdenbire bir yıldız kayar gibi
ellerim kurtulacak ellerinden
bir kuru dal ağaçtan kopar gibi
aşksa bitti gülse hiç dermedik
bul kendini kuytularda hadi dal
seninle bir bütün olabilirdik
hoşçakal gözümün nuru hoşçakal
hoşçakal canımın içi hoşçakal
vakit tamam seni terk ediyorum
bu incecik bir veda havasıdır
parmak uçlarına değen sıcaklığın
incinen bir hayatın yarasıdır
kalacak tüm izlerin hayatımda
gözümden bir damla yaş aktığında
bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
kan tarlası gelincik şafağında
ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
vur kendini korkularda hadi al
sen bir suydun sen bir ilaçtın
hoşçakal canımın içi hoşçakal
hoşçakal gözümün nuru hoşçakal
ahmet kaya nin mutis sarkisi.kirac ta harika yorumlamistir.
"ölümse korktun savaşsa hep kaçtın
vur kendini korkulardan hadi al
sen bir suydun sen bir ilaçtın
hoşçakal canımın içi, hoşçakal
hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
sen bir suydun sen bir ilaçtin
hoşçakal iki gözüm, hoşçakal
hoşçakal canımın içi, hoşçakal"