bugün
- magicovento26
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz10
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak11
- anın görüntüsü15
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
- gideon reid morgan jj27
- herkesle iyi geçinmek13
- yazarların bira içme rekorları15
- uzay pornosunun adı ne olmalı18
- cinlerin musallat olma sebepleri21
- hangi yazar hangi burç14
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi8
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- kur koruma ne demek14
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması10
- kalp krizi8
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak11
- yalnguk oglu12
- sokak köpekleri9
- 25 yaşındaki kız 38 yaşındaki erkek ilişkisi15
- kız arkadaşı yüzünden kendini asan genç8
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması10
- özgür özel8
- lise mezuniyet törenleri10
- istanbul10
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması21
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu28
- su faturasının elektrik faturasını sollaması9
- sözlükten hatun kaldırmak19
- ali koç da bizim aziz yıldırım da bizim22
- gavsın 4 büyük meleğin özelliklerini taşıması13
- irem derici'nin erkek sevdası17
- akraba evliliği bir özgürlüktür19
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması16
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir15
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak16
- hiç yaşamadığın şeyi hatırlamak11
- ali koç12
- kadının kocasına ismi ile seslenmesi mekruhtur18
- ellerim bos gonlum hos9
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği14
- islam10
- meral akşener12
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği15
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı8
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi26
1
Bir öpüş su içiyor maşrapasından gecenin,
her dudak yalnızlığımızın peşinde,
batık gemileri dirilen güneşleriyle
göksel balıklarına karşıcı gelebilir mahalle.
Ne güzel ölüler vardı bir vakitler,
yüzler, şimdi dirilerin bil çaydanlığı boş,
omuzları sarkık ceketler içinde,
çayırdaki evlerinin gözleri kör,
bir adamın boşluğunca sırtını denize dönmüş
kedileri nokta gibi sedirde,
unutulmuş bir anı kalıntısı gibi uzaktalar
içleri yok kutularıyla baş başa.
Yeniden uyumalı o kuşla kanadının altında,
aktarmalı damlayan suyu yavaşça
oluklarına ruhumuzun,
neresini veriyorsak yine orası,
örselemeden, incitmeden.
2
Her sabah bir gül tutarak uyanıyor,
her akşam bir sofranın dikeninde
uzatıyor saçlarını unutmak için,
dişlerini biliyor ya da bilmiyor,
avuçları belli ki güneşe dönmek için,
yüreği bir çardaktan sarkabilir.
Hep o kapıdan girip çıkıyoruz,
ak evler giyiniyoruz, sofamız, taşlığımız
gel diye sesleniyor kuleden
atladığımız kuleden denizin sesine doğru,
bir kent çekiyoruz ardımızda
avutulmaz bülbülle kadar hızlı.
Hep o saraydan görünüyor, bahçesinden,
tüm başlangıçlara gebe tek dilenci,
üfürülmüş bir saksağan karaltısı
gibi elleri nar tanesinde,
dudağında bayıltıcı
son karanfil kokusu, fesleğenler, fesleğenler.
3
Geri dönmesini, yüz geri etmesini seviyor,
seviyor geçtiği yollardan tersine yürümesini,
bakıyor eskiden düşürdüğü bir çakı otların arasında,
uyutuyor ağzında başka bir tadı var,
uyanıyor başka bir güneş damarlarında.
taş bir simgeymiş, yalnızlık tıka basa dolu,
yaprakların savruluşu rüzgarda
bir umudun suya vuran rengiymiş buluttan,
bulutsa uçan kuşmuş memesinden
tip tip bütün gece.
Kendini bir de rüzgarlarında bulsa
4
Ah sen en güzel taş, taşken su,
suyken kara burçak, yaba, bel, çivi,
bütün kapıların mandalı, ipler, serilmiş çamaşırlar,
ağızlık, mintan, camdaki saksı,
saksıyken bulut, bulutken tesbih,
çektiğim hali silktiğim, yatırdığım,
üstüne bindiğim, öptüğüm, mezarında yanında yattığım,
yatarken deniz, denizken balık, balıkken güneş,
güneşken tarla, tarlayken ev, pencere,
pencerede insan başı, kendim, bir başkası,
karanlık duvarda yürüyen akrep,
tenekelerle çekilen kuyudan suladığımız, kırptığımız,
bir sopa diktiğimiz yanına, iple bağlanan,
bağlanırken çözülen, çözülürken misina,
hepsi bir anda, hepsi bir solukta,
hepsi, hepsi, hepsi.
5
Gözlerim değince tarlada mısıra,
bir su akıyor içimden otlar arası,
bir kuş uçuyor üstünde yabanil,
gözlerim değince kuşa, yalayınca tüylerini
bir ağaç büyüyor boynumda kara yeşil,
güneşe bakıyorum, ırgatlara bakıyorum,
bulutum geçiyor başlarından salınarak,
veriyorum, alıyorum, öğütüyorum,
ekmek ediyorum saçta, çöreotu ekiyorum,
bebelere, yoksullara, acıkanlara
oktay rıfat
Bir öpüş su içiyor maşrapasından gecenin,
her dudak yalnızlığımızın peşinde,
batık gemileri dirilen güneşleriyle
göksel balıklarına karşıcı gelebilir mahalle.
Ne güzel ölüler vardı bir vakitler,
yüzler, şimdi dirilerin bil çaydanlığı boş,
omuzları sarkık ceketler içinde,
çayırdaki evlerinin gözleri kör,
bir adamın boşluğunca sırtını denize dönmüş
kedileri nokta gibi sedirde,
unutulmuş bir anı kalıntısı gibi uzaktalar
içleri yok kutularıyla baş başa.
Yeniden uyumalı o kuşla kanadının altında,
aktarmalı damlayan suyu yavaşça
oluklarına ruhumuzun,
neresini veriyorsak yine orası,
örselemeden, incitmeden.
2
Her sabah bir gül tutarak uyanıyor,
her akşam bir sofranın dikeninde
uzatıyor saçlarını unutmak için,
dişlerini biliyor ya da bilmiyor,
avuçları belli ki güneşe dönmek için,
yüreği bir çardaktan sarkabilir.
Hep o kapıdan girip çıkıyoruz,
ak evler giyiniyoruz, sofamız, taşlığımız
gel diye sesleniyor kuleden
atladığımız kuleden denizin sesine doğru,
bir kent çekiyoruz ardımızda
avutulmaz bülbülle kadar hızlı.
Hep o saraydan görünüyor, bahçesinden,
tüm başlangıçlara gebe tek dilenci,
üfürülmüş bir saksağan karaltısı
gibi elleri nar tanesinde,
dudağında bayıltıcı
son karanfil kokusu, fesleğenler, fesleğenler.
3
Geri dönmesini, yüz geri etmesini seviyor,
seviyor geçtiği yollardan tersine yürümesini,
bakıyor eskiden düşürdüğü bir çakı otların arasında,
uyutuyor ağzında başka bir tadı var,
uyanıyor başka bir güneş damarlarında.
taş bir simgeymiş, yalnızlık tıka basa dolu,
yaprakların savruluşu rüzgarda
bir umudun suya vuran rengiymiş buluttan,
bulutsa uçan kuşmuş memesinden
tip tip bütün gece.
Kendini bir de rüzgarlarında bulsa
4
Ah sen en güzel taş, taşken su,
suyken kara burçak, yaba, bel, çivi,
bütün kapıların mandalı, ipler, serilmiş çamaşırlar,
ağızlık, mintan, camdaki saksı,
saksıyken bulut, bulutken tesbih,
çektiğim hali silktiğim, yatırdığım,
üstüne bindiğim, öptüğüm, mezarında yanında yattığım,
yatarken deniz, denizken balık, balıkken güneş,
güneşken tarla, tarlayken ev, pencere,
pencerede insan başı, kendim, bir başkası,
karanlık duvarda yürüyen akrep,
tenekelerle çekilen kuyudan suladığımız, kırptığımız,
bir sopa diktiğimiz yanına, iple bağlanan,
bağlanırken çözülen, çözülürken misina,
hepsi bir anda, hepsi bir solukta,
hepsi, hepsi, hepsi.
5
Gözlerim değince tarlada mısıra,
bir su akıyor içimden otlar arası,
bir kuş uçuyor üstünde yabanil,
gözlerim değince kuşa, yalayınca tüylerini
bir ağaç büyüyor boynumda kara yeşil,
güneşe bakıyorum, ırgatlara bakıyorum,
bulutum geçiyor başlarından salınarak,
veriyorum, alıyorum, öğütüyorum,
ekmek ediyorum saçta, çöreotu ekiyorum,
bebelere, yoksullara, acıkanlara
oktay rıfat
güncel Önemli Başlıklar